efsaneye göre mary isimli hasta bir kız varmış. doktorlar hastalığını bulamamış ve ailesine 'mary öldü' demiş. bu durumu şüpheli bulan ailesi gömerken mary'nin koluna ip, ipin diğer ucuna da çan bağlamış. ipi çekince çanın tabutun üstüne düşecek şekilde koymuşlar. ertesi gün mezara geldiklerinde çanın düştüğünü görmüşler. mezarı hemen açmışlar ve tabutu açamk için tırnakları, elleri parçaladığını görmüşler. yani ölü olmayan kız artık gerçekten ölüymüş. peki efsane bunun neresinde?
şöyle ki; karanlık, aynalı bir odada 3 kere 'bloody mary' dersen kötü bir sırrın olmalı. yine aynı koşullarda saat 3'te 3 kere 'bloody mary' dersen direkt olarak sana saldırıyor, yüzünü parçalıyor. banyoya gidip ayna karşısında 13 kere 'ı believe in mary worth' dediğinde ise ne olduğu tam olarak bilinmiyor.
Domates suyu, votka ve bir takım baharatlarla hazırlanan dünyanın en içilemeyen içkisi. Domates suyundan yemek olur, salça olur ama alkollü kokteyl olmaz, cıks.
tatlı içki sevmeyenler için bir alternatiftir. bunun yanında bir de virgin mary var. domates suyu, limon suyu ve baharatlarla hazırlanıyor. votka yok. ona anlam veremiyorum işte.