popüler ve kolay kullanımlı bir işletim sistemidir.
denemek için bilgisayarınıza kurmanız gerekmez. bir usb bellek üzerinden bilgisayarınızı ubuntu ile açarak test edebilirsiniz. ubuntu içeren bir usb bellek bazen çöken bir bilgisayardan veri kurtarmak için bile işe yarayabilir.
versiyon isimlendirmesi "yıl.ay" şeklindedir. örneğin, 12.04 versiyonu 2012 yılının 4. ayında çıktığını gösterir. yılda iki kez yeni sürüm dağıtıma açılır. 4. ay ve 10. ay.
yaklaşık 2 yılda bir lts (long term support) versiyonları sürülür ki bu versiyonlar diğerlerine göre daha kararlıdır. ayrıca düzenli olarak versiyon yükseltmeyi sevmiyorsanız lts versiyonları daha kullanışlı bir çözüm olabilir.
kullanışlı bir arayüzü vardır, beğenmezseniz alternatif başka arayüzleri (masaüstü ortamı olarak isimlendirilir.) deneyebilirsiniz. windows işletim sisteminde olduğu gibi tek bir arayüze muhtaç değilsiniz.
eski diz üstü bilgisayarlarınızda kullanabileceğiniz hafif arayüze ve fazlalıklardan arındırılmış versiyonlara da sahiptir, örneğin windows işletim sisteminin arayüzüne çok benzeyen bir tasarıma sahip olan lxde masaüstü ortamı ile dağıtılan lubuntu versiyonu ile atom / celeron işlemcili diz üstü bilgisayarınızı bile eski günlerdekinden daha iyi hale getirebilirsiniz.
aşağıdaki avantajlara sahiptir: - donanım tanıma özelliği gelişmiştir, usb üzerinden çalıştıracağınız web cam, yazıcı gibi bir çok cihaz ile anında çalışacaktır. windows işletim sisteminde olduğu gibi internetten sürücü indirilmesini beklemezsiniz. - ücretsizdir, lisans ücreti ödemezsiniz. örneğin iş yerinizde kullanmak için uygun bir seçim olabilir. - güvenlidir, dünya üzerinde aktif olan 60 000 civarı virüsten tahminen 40 civarı linux sistemleri içindir, bunların da bir çoğu kullanıcı bilgisayarlarını değil, sunucuları hedef alır. lisansı kırılmış bir windows ile bankacılık işlemi yapmaktansa usb kullanarak linux çalıştıran bir bilgisayardan bankacılık işlemi yapmayı tercih edebilirsiniz. - üzerinde işinize yarayabilecek temel programlar ile birlikte gelir. eğer günlük işlerinizi yapan ortalama bir kullanıcı iseniz, ve ubuntu yu net top gibi ufak bir bilgisayara kurduysanız üzerinde gelen ofis ve internet uygulamaları sizin için yeterli olacaktır. çok karmaşık olmayan sunum dosyaları ve excel dosyaları ile rahatlıkla çalışabilirsiniz.
aşağıdaki dezavantajlara sahiptir: - ubuntu yu kurdunuz, düşük bir ihtimal de olsa bir donanımınızı tanımadı. örneğin ekran kartınız tanınmadı ve düşük çözünürlükte. ya da bilgisayarınızı hdmi üzerinden televizyona bağladınız, görüntü var ama ses yok. işte bu durumda windows işletim sistemini özlersiniz. 'keşke bir setup dosyası olsaydı da üzerine çift tıklayıp sürücü kurulumunu yapabilseydim' diyebilirsiniz. - üzerinde gelen ofis programı ile hazırlayacağınız dosyaların microsoft office ile açıldığında nasıl görüneceğine emin olamazsınız. ya da tam tersi. microsoft ile \%100 uyumlu değildir. - stabilitesi bozulursa düzeltmek zordur. örneğin yazılım depolarını kurcaladınız, bir şeyleri kurup kaldırdınız, ya da ubuntunun kendi yazılım deposunda olmayan bir paketi kurdunuz ve bilgisayarınız artık otomatik olarak güncelleme alamaz hale geldi. ortalama bir kullanıcı için bu gibi problemleri düzeltmek çok zordur. sistemi yeniden kurmak bile daha kolay olabilir.
eğer evde 'atsan atılmaz, satsan satılmaz' türü eski bir bilgisayarınız varsa ubuntu kurarak 7 gün 24 saat çalışan bir ev sunucusu olarak kullanabilirsiniz: - yazıcınızı bağlayıp yazdırma sunucusu olarak kullanırsınız, bu sayede evde dizüstü bilgisayarınızdan, hatta cep telefonunuzdan bile belgelerinizi kablosuz olarak yazdırabilirsiniz - harici hard disk bağlayıp dosya sunucusu olarak kullanabilirsiniz. evde olmasanız bile vpn ya da teamviewer gibi bir uygulama ile uzaktan erişebilirsiniz. - üzerinde kurulu gelen torrent uygulaması ile internet sömürgeni olup film ve dizileri indirebilirsiniz - smart televizyonunuz dlna destekliyorsa, popcorntime gibi bir uygulama ile aynı anda hem film indirip hem de televizyondan izleyebilirsiniz. - web cam bağlayıp güvenlik kamerası gibi kullanabilirsiniz. - vnc ile ekranına uzaktan erişip açıp bankacılık işlemlerini daha güvenli bir şekilde yapabilirsiniz.
son kullanıcı için gerçekten çok zor, eğer hedeflediği pazar windows kullanıcı gibi ev kullanıcıları ise maalesef çok fazla pazar payı elde edemeyecektir.
bu alanda pahalı olmasına rağmen en stabil ve kullanılabilir olan mac os ardından windows 10'dur. bu ikisi arasında hangisini tercih edersiniz sorusu ise yıllardır tartışılan bir konudur.
linux mint'in de dahil olduğu bir çok linux dağıtımının tabanında da kullanılan linux tabanlı işletim sistemi *. ubuntu (bkz: arch linux) tabanlı dağıtımlara göre daha ağırdır ancak yaygın olmasından dolayı bir hata olmanız durumunda bu hatanın çözümünü bulmanız çok daha kolaydır. linux dünyasına adım atacak kişilerin ilk bu dağıtımı ya da (bkz: linux mint) 'i kurmaları tavsiye edilir.
Ben, ‘biz’ olduğumuz zaman ‘ben’im diyen Afrika felsefesi.
Afrika’da çalışan antropolog, bir kabilenin çocuklarına oyun oynamayı önerir. Çocukları meydana toplar. İleride görünen ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacaktır. Çocuklara “Haydi, şimdi başlayın! Birinci olan meyveleri alacak!” der.
O an bütün çocuklar el ele tutuşur, koşarlar ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar.
Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu cevabı verirler;
“Biz “ubuntu” yaptık. Yarışsaydık yarışı kazanan bir kişi olacaktı. Nasıl olur da diğerleri mutsuzken yarışı kazanan bir kişi ödül meyveyi yiyebilir? Oysa biz ubuntu yaparak hepimiz yedik.”
geçen günlerde denediğim işletim sistemi. normalde macos catalina kullanıyorum. yazılım işlerinin işletim sistemi linux'tur mantığıyla biraz linux terminali vb. öğrenmek için virtualbox ile bir sanal makineye kurdum desktop 20.04 LTS sürümünü. 8 gb ram'imden 3 gb verdim. bir gün izmir köfte tarifi bakacaktım. 3 parmak ile touchpad'i sağa kaydırıp normal mac'e geçip işimi görmek varken denemek için bundan youtube açmayı denedim. ama sıkıntı çektim. video oynamıyor. ve köşedeki ayarlar tuşuna basınca sadece altyazılar seçeneği çıkıyor. kalite seçeneği falan çıkmıyor. internette araştırdım. neler denemedim. ubuntu-restricted-extras denen şeyi kurmayı denedim. libavcodec-extra'yı kurup firefox'ta bir ayarı açmayı denedim. opera kurup denedim. chrome kurup denedim. yok arkadaş olmuyor. belki virtualbox'un ayırdığı vram'in düşüklüğünden falandır. gerçek makineye kurunca belki oluyordur ama bende olmadı gitti. @jean baptiste de la rose et la croix 'a sordum özelden yazarak. o da bilmediğini söyledi. kendisi debian kullanıyormuş ve sorun olmuyormuş. gerçi ubuntu da bir debian dağıtımı. artık sebebini sanal makinenin verdiği şartların az olmasına bağladım.
bunu yazılım tecrübesi olanlara tavsiye edebiliriz. dünyadaki en çok kullanılan 3. işletim sistemi. son kullanıcıya pek çok linux distrosu gibi hitap etmiyor. en basit işlemde bile terminal'e komut çekmek gerekiyor. son kullanıcılar için belki debian tabanlı olması ve deb uzantılı dosyalar ile basitçe kurulum yapılabilmesi, ayrıca kendi app marketi olması sebebiyle basit ve fazla program kurma ihtiyacı olmayacak, en fazla chrome kuracak en en en basit kullanıcılara hitap edebilir. şahsen sonraki gidişimde memlekettekilerin 10 yıllık, kendi bilmemelerinden ötürü bilgisayarcıya götürüp windows 10 kurdurup, şimdi bir tuşa basınca 30 saniye beklemesinden şikayet ettikleri bilgisayarlarına bir ubuntu distrosu olan linux mint kurmayı düşünüyorum. en fazla facebook'a girmek için kullanıyorlar. veya google'dan arama için. içine kuracağım bir microsoft edge(chromium olan ve benchmarklarda 1.likleri gören yeni edge). kafaları daha rahat olacak en azından.
bir zamanlar dünyanın her yerine ücretsiz kurulum cd'si gönderen linux dağıtımı. ben de bu sayede linux kullanmaya adım atmıştım. o günden sonra da windows'u çok nadir kullanır oldum.
en son ubuntu kullanalı belki bir 10 yıl kadar falan olmuştur sanırım. bu sebeple ubuntu'da var olan değişiklikleri bilmiyorum.
ama ubuntu ve debian arasındaki farklardan birisi, ubuntu'nun sudo kullanımındaki rahatlığı olsa gerek. debian'da sudo kullanmanız için epey bir ayar yapmanız gerekiyor. ben de üşendiğim için sudo kullanmıyorum.
debian'ın ubuntu'ya göre dezavantajı az güncelleme alması. ubuntu'da belki de depolarda bir yazılım en son sürümünü bulabilecekken, debian depoları biraz daha "dur yiğidim az bekle hele, belki bu son sürüm çok iyi çalışmıyordur." kafasıyla hareket ettiğinden bazı yazılımların yeni sürümünü belki de bir sonraki debian sürümünde bile bulabilirsiniz. mesela çok sevdiğim strateji oyunlarından 0 a.d.'nin güncel sürümü için debian 11'i bekliyorum hala.* tabii internet tarayıcıarı ve diğer güvenlik gerektiren yazılımlar sürekli güncelleme alıyor o ayrı. hatta bazen "öff yine mi güncelleme" dediğim olmuştur.
kullandığım dağıtım hem debian gibi olsun, hem de ubuntu gibi olsun diyorsanız fedora'yı tavsiye ederim ama.