Konuyu yine 80 li yıllara bağlayacağım. 80 li yıllar, darbe atlatılmış, Turgut Özal başbakan olmuş. Sözlüğümüze ve ülke gündemine enflasyon, büyüme, imf, döviz gibi kelimeler girmiş. Ülkede nakit para ihtiyacı var. Darphane takır takır para basıyor, haliyle dolar ve mark yükseliyor, kıymete bindikçe biniyor.
Kimde var bu para? İhracat yapabilecek durumda olmadığımız için sevgili "doçe mark" alamancılarda var, bir de turistlerde.
Turist çekmek lazım. Sahillerimiz güzel. Deniz var, kumsal var, güneş var... Fakat tesis yok. Tarlasında domates yetiştiren egeli durduk yere niye tesis yapsın? Turist yok. Yani tesis yok çünkü turist yok. Turist yok çünkü tesis yok. Tavuk yumurta ilişkisi.
zincir nasıl kırılır? Önden yerli turisti gönderirsin. Turisti sevdirirsin. Turisti sevdirmek kolay, okullarda eğitim ver, TV de kamu spotu gösterirsin, "bacasız sanayi" dersin.
Yerli turisti nasıl göndersin? dünyada kaç tane teknik var ki? binlerce yıldır şaşmamış havuç sopa yöntemi işe yarar mı? Yarar.
Havuç kolay. tan gazetesi vardı, çıplak kadın resimleri ve erotik içerikli haberleri ile ünlü. Çekersin gazoz içen bir turist resmini, altına haberi uydurursun:
"Türkiye'ye turist olarak gelen helga, 'türk erkeklerini gazoz gibi içeceğim' dedi" Sex sales
Peki sopa ne olacak? Onu iyi seçmek lazım. İnsanları "ege sahillerine gitmiyor" diye hapse atacak değil ya devlet. Başka yöntem bulmak lazım. Bir kere yerli turist için en büyük potansiyel istanbul halkı. Ekonomik geliri iyi. Fakat sorun şu ki istanbul halkı deniz ihtiyacını yaşadıkları şehirde karşılıyor.
İşte bu noktada koli basili devreye giriyor gençler. İstanbulun her yeri koli basili kaynıyor. Hiç bir plajında denize girilemiyor. Ülke gündemine 'koli basili' giriyor. Mizah dergileri dalga geçiyor, gazete muhabirleri ellerinde ölçüm yapan aletler ile dolaşıyor. TV de beyaz don giyerek denize giren adamlar ile röportajlar yapılıyor. İstanbulda denize girerseniz cırcır olursunuz deniyor, koli basili ömrünüzü yer bitirir deniyor.
Haliyle yerli turist ege ve akdeniz sahillerine akmaya başlıyor. Bodrum, sanatçıların da tercihi ile yıldızı parlayan bir tatil mekanı oluyor. Tesisler geliyor, helgagiller de geliyor. (Nataşagiller yok o zamanlar)
işte bu yüzden gençler, bunları görüp yaşadıktan sonra insan kuş gribi ve kene istilası gibi haberlerin ardında da bir art niyet arar hale geliyor.
siz yine de koli basili varsa denize girmeyin. "bodrum bitmiş" diyene de aldırmayın. cui bono diye sormayı unutmayın.