absolute kulak olarak da bilinir. şimdi bu kulağa sahip kişileri ve özelliklerini merak edenler olacaktır tam anlamlandıramayanlar falan kısa anlatıcam. duyduğu sesi notaya dökebilir bu kişiler. yani referans sesine ihtiyaç duymazlar. ben misal aldım elime gitarı çaldım sonra bıraktım çıktım dışarı gezdim geldim gitarı elime yeniden aldım ama o da ne akordu bozuk. akordunun bozuk olduğunu anlayabiliyorum ama bütün tellerin akordu muhtemelen bozuk olduğundan referans noktam yok. yani nereden yola çıkacağım bilmiyorum. kafamda la sesini duymaya çalışıyorum ama duyamıyorum. hah işte bu arkadaşlar kafalarının içinde la diyezi duyarlar. istersen al götür ıssız bir adaya koy 30 yıl kalsın yine de unutmaz. yalnız mutlak kulağın da derecesi vardır mesela mozart tarihin gördüğü en muazzam kulağa sahiptir. ama atıyorum karajan da mutlak kulaktır muhtemelen ama bir mozart değildir. kısaca böyle ama en en en büyük yanılgı mutlak kulak olmanın dünya çapında bir besteci olmanın gerek ön koşulu olduğu düşüncesidir ki bu kuyruklu yalandır. bestecilik, yaratıcılık mutlak kulağa sahip olmakla çok az bağlantılıdır. besteci doğulduğu söylenir pek çok müzik dehası tarafından. hatta rockefeller malum bok gibi parası var bu dünya çapındaki orkestralara ciddi parasal yardımlar yapmıştır bir gün toplamış bu orkestra şeflerini demiş ben size, orkestralarınıza o kadar olanak sunuyorum ama hep aynı besteler neden repertuar genişlemiyor hiç ? malum orkestra şeflerinin yüzde 90'ı mutlak kulaktır. rockefeller'a bu yeteneğin doğuştan geldiğini anlatmışlar sonra o da yardımı kesmiş falan sinirlenip. yani mutlak kulakların dünya çapında besteci olma olasılığı aslında olmayan bir müzisyenden farksızdır. evet mutlak kulağın görülme olasılığı yaklaşık 1/10000'dir ama o dinlediğiniz senfonileri bestelemek için gereken yaratıcıkla doğma olasılığınız 10 milyonda bir. şu an kafadan en az 10 tane ortalama üzeri kulağa sahip olan besteci sayabilirim. mesela maria castelnuovo tedesco mutlak kulak değildir ama muazzam besteleri vardır ama şuna denk gelebilirsiniz hayatı boyunca orkestra şefliği yapmış ama yazılmış senfonileri aranje etmekten öteye gidemeyen orkestra şeflerine. umarım anlatabilmişimdir. bestecilik çok çok özel bir yetenektir.
kusursuz kulak ve absolut kulak olarak da kullanılır. Referans sesi olmadan da, duyulan bir sesin hangi nota olduğunu ayırma yetisi, becerisidir. Bir görüşe göre çok üst düzey müzisyenlerin sahip olabileceği, notayı ayırt etmek için gerekli bilgiye de ihtiyaç olduğu kabul edilir. Diğer görüş, eline keman alıp nota bilgisi olmadan şakır şakır çalan çiganların, kendinden istenen şarkıyı notasını bilmeden kulaktan çıkaran roman çalgıcıların da kusursuz kulak sahibi oldukları yönündedir, notayı doğru duymak mı, yoksa hangi notayı duyduğunuzu bilmek mi sizi kusursuz kulak sahibi yapar tartışmalı.
50 yaşından sonra neredeyse bütün mutlak kulak sahibi şahsiyetlerde kaybolmaya başlayan ve 60 yaşında tamamen yok olan kulak türü. Çok çok nadiren hayat boyu sahip olabileceğiniz türden bir yetenek. Relative pitch kadar önemli değildir.