usta heykeltraş, Kıbrıs kralı. pygmalion yıllarca ne hayatına ne de yatağına kadın sokmamış ki bir beden arzuluyor da değil yaşadığı dönemin kadınlarının zayıf ve utanç dolu yaşamalara sahip olduklarını düşündüğü için. bir gün elleriyle kar beyazı fildişinden hayallerindeki kadını yoğurmaya başlıyor. heykel uzun süre ve gayretli bir çalışma ile tamamlandığında pygmalion, eserini incilerle, erkek kardeşlerinin ölümüne ağlayarak kavak ağaçlarına dönüşen heliadeler'den dökülen amber taneleriyle, renkli kumaşlarla süslüyor, öpüyor, okşuyor. fakat bir süre sonra sevgilisindeki soğukluk ve ifadesizlik üzmeye başlıyor pygmalion'u ve afrodit'e adanan festival gününde tanrıçaya dua ederek fildişi heykeline benzer gerçek bir kadın göndermesini temenni ediyor. evine döndüğünde pygmalion üzüntüyle heykelini öpüyor ama o da ne dudakları ılık. yavaş yavaş canlılık gelen heykel artık bir fani ve galatea ismini alarak pygmalion ile ölene kadar mutu bir şekilde yaşıyor. (mu? bilemeyiz tabi)
george bernard shaw tarafından 1913 yılında yazılmış sahne komedisi. modernize edilmiş bir pygmalion efsanesi. 1964 yılında filmi de çekilmiş. my fair lady adıyla. başrollerde rex harrison ve audrey hepburn oynuyorlar. eğlenceli ve yaşına rağmen hala izlenebilir bir film.