1970 yılında istanbul -sağmalcılar'da kolera salgını yaşandı. sağmalcılar o dönemde cezaeviyle meşhur, lağım sularının açıkta aktığı bir gecekondu mahallesiydi. salgın bu açıkta giden pis su giderleri yüzünden başladı. esasında bölge dışına da fazla yayılmadı ama bütün yazı korku içinde geçirmemize yetti. çocuktum o zaman. hayal meyal aşı için kuyruğa girdiğimizi hatırlıyorum. o yaz kolera korkusundan evlerde salata yapılmadı, meyve yiyemedik. herşey pişti, ateş gördü. sonrasında zihinlerde bu salgın ve korkutucu hastalıkla yer eden sağmalcılar'ın ismini bayrampaşa yaptılar. biz unutmadık.
vibrio cholerae bakterisinin sebep olduğu hastalık. bakteri sudan veya suyla kontamine olmuş yiyeceklerden bulaşır. hastalık şiddetli diyare* ile karakterizedir. tedavi edilmediği takdirde çok kısa süre içinde ölümle sonuçlanabilir.
hastalığın en büyük belirtisi diyaredir. dışkı "pirinç suyu"na* benzetilir hatta. şöyle . (evet kaka ama mide bulandırıcı bir fotoğraf değil. yine de çok hassassanız belki rahatsız eder.) kusma ve mide bulantısını da diğer belirtiler arasında sayabiliriz.
bu belirtilerden de anlaşılacağı üzere temel sorun dehidrasyondur yani su kaybı. vücutta su kaybıyla beraber elektrolit dengesizliği olur ve bu dengesizlik yerine getirilebilirse, vücudun kaybettiği sıvı telafi edilebilirse tedavi de sağlanır. tedavinin derhal başlaması hayati önem taşır. bu sırada etken bakteri olduğundan tedavide antibiyotikler de vardır tabii.