-
bir ilhami çiçek şiiri.
*****
batmış giysileri yok gibi
öyle bilge
sürgit birike birike
taşıyor kan
inceden geceye inen
indirmede yarlarını
kayalarını ve eline ne geçerse
dar süre
yakın
ilk kez az ötede sanki
ve kaslar darala darala
gündemde yalnız zaman var
sığ sularda nice boğulmaları
tatmış damakları veba
etinden bölük bölük et koparıldı
uzandı kısaldı bir dünya saatinde
arındırıp becerilerinden ellerinin
toprağa kazandırıldı
toprak alabildiğine engin
hepsini göster
#46714
kesret |
8 yıl önce
-
içine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı.
Örnek kullanım: Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım. (A. Ağaoğlu) hepsini göster
-
genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro.
Örnek kullanım: Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin dar sokaklarından geçmiyordu. (S. Derviş) hepsini göster
-
Az, elverişsiz, sınırlı.
Örnek kullanım: Dar ve alıştığımız çerçeve içinden çıkmak bizi şaşırtacağı için onu istemeyiz. (A. H. Çelebi) hepsini göster
-
sıkıntılı.
Örnek kullanım: Dar bir gün gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar? (M. Ş. Esendal) hepsini göster
-
yetersiz.
Örnek kullanım: Bazıları mefkûrenin enginliğini ve azametini tamamıyla kavrayamayacak derecede dardırlar. (Y. K. Karaosmanoğlu) hepsini göster
-
güçlükle, ucu ucuna, ancak.
Örnek kullanım: En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler. (M. Ş. Esendal) hepsini göster
-
yurt.
hepsini göster
-
ev.
hepsini göster
-
idam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
hepsini göster