25 gün sürecek olan yürüyüşün her kademesinde ayrı spekülasyonlarla karşılaşacağımızı düşünüyorum. Bir sürü karalamalar olacak büyük ihtimalle. Kılıçdaroğlu tüm grupları sokağa da davet etmiş ama bu konuda da çok bir karşılık göreceklerini düşünmüyorum. AKP'li bir dallama mp5 ile fotoğraf koyup vur de vuralım reis demiş bile misal. Süre zarfında bunun bir sürü muadili ile karşılaşacağız.
"yol yaptık, tıpış tıpış yürüyorsun" diyen bir düşük profilli tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılan, tarihin en uzun protesto yürüyüşü ve türkiye siyasi gündemine bir ay boyunca ambargo koymayı başarmış bir hareket.
yol yaptık muhabbetine de ayrı ifrit oluyorum. ulan kamunun hizmetindeki bir nevi memur pozisyonundaki insanların kamunun vergilerle finanse ettiği kasadan kamu için harcama yapıp bunu kamuya lütufmuş gibi göstermesi sanki biraz şey gibi... senin varlık amacın, o parayı harcama şekil/usul/esasların zaten bu amaca yönelik değil mi? üstelik halkın sırtına her gün daha da ağır bir biçimde yüklenen vergilerle finanse edip de kamu hizmetini kendi cebinden bahşetmiş havalarına girmeleri iyiden iyiye canımı sıkıyor artık.
20. gününde Kocaeli etaplarına katıldığımız yürüyüş.
İzmit yahyakaptan'dan başlayan yürüyüş körfez'de, bizim mahallemizin biraz ötesinde son buldu. 3 yıldır Kocaeli'nde tek bir polis görmemiş bendeniz dün herhalde binden fazla polis görmüşümdür.
Kırtasiyeden bayrağımızı aldık, yolda elde bayrakla yürüdüğümüzü görenler tarafından "yürüyüşe mi? Biz de biz de! Kortej neredeymiş biliyor musunuz?" diye durdurulduk. Kortejin bulunduğu noktaya giderken dükkanlarda bizi süzen kişilerin dönüş yolunda yürüyüşçülere saldırabileceği ihtimali çok açıktı bu arada. İyimser kardeşim onların da katılacağını düşünmüştü oysa.
Kortejin mola verdiği yere vardık. Konak belediyesi, Tekirdağ belediyesi gibi birkaç belediye yiyecek içecek standı açmıştı. İstisnasız herkesin yüzünde gülümseme vardı. Normalde sokakta yürürken gördüğüm asık suratlı insanlara hiç mi hiç benzemiyordu. Molanın sonlarına doğru marşlar, şarkılar, türküler söylendi, enstrümanlar, dans edenler, bol bol da fotoğraf çeken insanlar vardı. Ali İsmail korkmaz için çok dokunaklı bir şiir okudu bir adam.
Mola sonunda Kemal Kılıçdaroğlu'nu ve sima olarak tanıdığım ama isimlerini bilmediğim birkaç vekili gördüm. Müjdat gezen de oradaymış ama kalabalık çok hızlı aktığı için ben çok yanlış yerlere gitmişim, göremedim kendisini.
Yürüyüş başladı, dakika 1 gol 1: caddenin yanlarında Tayyip resimleri açmış, dombra çalan, Rabia işareti yapan, küfür eden, tüküren, kesinlikle insan olarak adlandıramayacağım yaratıklar vardı. Güldüm ama acıdım da. Yolda yürüyen insanlara tahammülsüzlük ve acizlik demek çünkü bu.
İki Yanımızda tek sıra halinde polis ve jandarma yürüyordu, balkonlarda jandarmalar yerleştirilmişti, ayrıca yolda da sabit bi yerde duran jandarma ve polis vardı ki onlar saldırganları zor zaptetti. Önümüzde yürüyen gençlere sataştılar, onlar da maalesef cevap verdi ve iki grup birbirine girdi. Kıytırık Kocaeli'nde bile 6 km mesafede bu kadar rahatsızlık olduysa İstanbul'u düşünemiyorum.
Yolun ilerleyen kısımlarında yol kenarında alkışlayan, bayrak sallayanlar, çok hoş mesajlar yazılmış pankartlar vardı. Kır saçlı bir gazi de bize selam verdi.
Alt geçitten geçerken hak, Hukuk, adalet sloganları alt geçidi inletti adeta. Orta yaşlı insanlar bize ve yaşıtlarımıza baktı yürüyüş boyunca, içlerinde yanımıza gelip tebrik ve teşekkür edenler oldu. Çok değişik bir deneyim oldu bizim için.
Ütopik yorumlar yapmaya gerek yok bence, zira yol yapmayı büyük lütuf olarak gören düşük profilli bir başbakanın, bir dediği bir dediğini tutmayan cumhurbaşkanının itibar gördüğü bu ülkede en olmaz dediğimiz adaletsizlikler göz göre göre kabul ettirildi. Sessiz kalmaktansa ufak da olsa bir şeyler yapmak çok kıymetli.
Ekleme: Yazıyı yeniden okuyunca fark ettim, sanki biraz gitmeyin der gibi olmuş. Yürüyüşçülere saldıran kişiler vardı ama polis ve jandarma görevlerini gerçekten iyi yaptı, kimse zarar görmedi. İstanbul'da katılacak olanların daha sağduyulu olması gerekiyor, yol kenarında yürüyüşçülere müdahale etmek isteyenlere kesinlikle prim verilmemeli. Teşhirci gibiler: tepki göstermenizi bekliyorlar ki yaptıkları bi işe yarasın.
Eleştirebileceğim tek şey var (geç kalınmış olması ayrı bir tartışmadır ve geç kalındığını savunanlardanım); işçi-emekçi ölümlerinden, çalışma koşullarından, kısacası sermayeyi rahatsız edecek konulardan bahsedilmemiş olması. Patron 1 oy; emekçi 1000 oy demektir. Korkmak anlamsız. Haklı bir davaya destek olmayacak, derdi memleket olmayan iş adamı zaten bu davanın bir parçası değildir; bırakın olmaları gereken yerde dursunlar.
gene mi manifesto okumuş kemal? geçenlerde de okumamış mıydı bir yerlerde? hangi mitingdi o, hatırlayan var mı?
oylar çalındıktan sonra tek yaptığı "mecliste daha sert muhalefet yapacağız" dan öteye gidememiş kemal, bu kadar düşük profilli bir lidere rağmen bir araya gelen milyonların takozudur.
dipnot: maltepe meydanında da, yürüyüş esnasında da bir araya gelmiş insanların makarnayla, beleş sandviçle, kömürle vs. biraraya gelmediğinin farkındadır sanırım yürüyüş boyunca "bizim yaptığımız duble yollarda yürüyorlar" dan öte argüman üretememiş ve bir kez dahi "bu ülkede adalet var, neyin yürüyüşü bu" diyememiş olanlar.
(not: anlaşılması için yazı ağır bir imla tadilatından geçirilmiştir.)
Şey gibi olmuş bu: tuvalet terliğini ıslatanlar orada! Soğuk suyu içip dolaba boş şişeyi koyanlar orada! Gerçi onlarınki bu kadar naif değil tabi, dehşet verici bir nefret besliyorlar eşcinsellere.
mekan türkiye olunca yürüyüşün amacından çok magazinsel tarafının öne çıkması da kaçınılmaz oldu haliyle.
bu sefer konu mitinge kaç kişinin geldiği. kısaca şuraya bırakayım yaşananları:
1) bir kaç gündür melih başgan maltepe meydanının max 80bin kiş civarında insan alabileceğini yazıp medyayı şaka yollu tehdit ediyordu.
2) dün bazı chp milletvekilleri, parti görevlileri vs. yenikapı meydanından ak parti mitinglerinde çekilmiş fotoğrafları paylaşıp onyüzbin milyoncuk kişi geldi diye paylaşımlarda bulundu sosyal medyada.
3) akşama doğru emniyetin 1.6milyon civarı kişiden bahsettiği haberleri dolaşmaya başladı (mangalcılar hariç)
4) artık sosyal medya fenomeni haline gelmiş abdurrahman dilipak; "55bin m2x4kişi=110bin kişi geldi" hesabıyla sosyal medyayı yıktı.
5) gece yarısı alelacele şekilde istanbul valiliği ipad'dan attığı tweet ile "miting meydanına max 175bin kişi sığıyor, ölçtük biçtik" dedi
6) gün içinde Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası "miting meydanını ölçtük biçtik, hesaplara göre mitinge 1.6milyon kişi katıldı" diye açıklama yaptı.
7) valiliğin, melih başganın ve dilipak'ın haritalar üzerinden yaptığı hesaplarla bulduğu "o alana şu kadar insan sığar" açıklamalarına rağmen bugün ortamlara recep tayyip erdoğan'ın "maltepe miting alanı 2 milyon kişi alıyor" videosu düştü.
8) chp, istanbul valiliğine abaküs yollayacağını açıkladı.
