üç noktanın birleştirilmesiyle oluşan bir düzlem. bunun köşelerine yerleştirilen ayaklar üstünde duran eşya dengeli olur. bunu keşfeden ecdat * oturma mobilyasını üç ayak üzerine dengelemiştir. s-media-cache-ak0.pinimg.com/... üç ayak üzerinde duran eşya dingildemez. ortaçağlar boyunca da üç ayaklı tabureler çok yaygındır. ve sehpa dediğimiz eşyanın da aslı üç ayaklıdır. lisanı fariside se pa, üç ayak anlamına gelir.
bu dört ayak takıntısı nereden çıktı bilmiyorum. erken dönem eşyada ayakların hayvan pençesi şeklinde dekorlandığını göz önüne alarak hayvanlar aleminin bir yansılaması olduğunu var sayabiliriz. ama eğer altındaki zemin tam terazide değilse dört ayaklı eşya tam dengede durmaz. bu nedenle hep bir ayağın altına bir şeyler sıkıştırıp dengeleme ihtiyacı olur. kafelerde filan kullandığımız masaların hemen hepsi dingilder çaylar kahveler şöyle bir çalkalanır, kimi zaman da dökülür. insan takıntılı bir şey. üç ayak yapsa onları o ayaklar bir düzlemde dengelenecek.
BAC açısı = B'CA açısı olur. ayrıca ABC açısı = BCA açısı olur.
haliyle
B'CA + ACB + BCA' = 180
diyebiliriz.
böylece
ABC + BCA + CAB = 180
sonucuna ulaşırız.
principia philosophiae'yı okurken epey aklıma takıldı, "üçgenin iç açıları toplamının 180 derece olduğunu, daha önce hiç üçgen görmemişsek nasıl bilebiliriz?" diye. böyle bilinebilir sanırım.
dersin adı hendese iken üçgene de müselles denirdi. ilk mektebi osmanlı devrinde okumuş olan rahmetli peder bana geometri çalıştırırken eski alışkanlıkla o terimleri kullanırdı. o ne demek baba yaa der gülerdim. yeni terimlere dönerdi. üçgen ismi bizzat atatürk tarafından konmuştur. bu terim ilk kez atatürk tarafından yazılan geometri kitabında geçer.
(bkz: müselles) (bkz: imana geldim) Bir kız buldu beni akşam üstünde Bâkire değil ama kızmış Allahına kadar O ne memeler o O ne uyluklar o Ooo Hele o engebesiz aşağlara İnen o göbeği o O müselles o müselles o Hiç ağda görmemiş ayda Allahıma güzel
üç kenarı olan, öklid düzleminde iç açıları toplamı 180 derece olan en basit çokgen.
en basit çokgen olduğundan ötürü de, sanat hayatına adım atmaya başlayan medeniyetlerin ilk sanat eserlerinde görülmeye başlanan geometrik desendir.
resmin temeli üçgendir desek hata etmeyiz sanrım. çevremizde gördüğümüz her şeyin resmini üçgenlerle modelleyip yapabiliriz. bu sebepten ötürü de bilgisayar grafikleri üçgenler üzerinden yapılır. hatta eskiden grafik kartlarının reklamlarında "saniyede 987967687 üçgen" şeklinde cümleler olurdu.
her şeyin temeli üçgense, tanrı kavramının da üçgensel olması bizi şaşırtmamalı sanırım:
a köşesinin açısı alfa ve karşısındaki kenar a, b köşesinin açısı beta ve karşısındaki kenar b, c köşesinin açısı gama ve karşısındaki kenar c olmak üzere;
alanı (b.c.sin(alfa))/2, (a.c.sin(beta))/2 ya da (a.b.sin(gama))/2
Eğer üçgenin iç açılarının toplamının neden 180derece olduğunu merak eden varsa, lazım olan tek şey üçgen yapabileceğiniz bir kağıttır. Tarifi veriyorum: 1- elinizdeki kağıttan herhangi bir üçgen kesiniz 2- oluşturduğunuz üçgenin köşelerini 2-3 cm derinliğinde üçgenden ayırınız. (Kopartmak, yırtmak, kesmek.. size kalmış) 3.köşeleri herhangi bir noktada ardışık sıralamak.. Oluşan açının bir doğru açı olduğunu farkettiniz, Bingo!