dünyanın en güçlü ekonomisi ve en büyük ordusuna sahip ülke olan amerika birleşik devletlerinin 45. başkanı. ona buradan söylemek istediğim tek bir şey var;
eeeeyyyy trump! yenge de erik gibiymiş kütür kütür...
daha önce simpsons 'ın 2000 lerde yayımlanmış bir bölümünde, trump'ın seçim kampanyasında yaşadığı bir merdivenden inme sahnesinin neredeyse birebir canlandırılmış olduğu ortaya çıkmıştı. hatta şöyle bir benzerlik dahi yakalanmıştı.
farklı bir gözle takip ederim hep amerika'yı. gün gelecek din ile devlet işlerinin birlikte bir yapı oluşturacağına dair bir öngörüden dolayı.
herif sanırım dün, kiliselerdeki siyaset yasağını kaldırdı bugün de bugün yarın gay haklarını dinsel özgürlük kapsamında kısıtlayacak bir kararname çıkaracak deniyor.
hadi bakalım... devlet ne zaman dini bir karar verecek noktaya ulaşacak? ki constitution a göre devlet ve din birbirinin kenarından bile gecemez, tam bir cumhuriyettir. ki başkan yardımcısını ayrıyeten takip ediyorum, herif tam bir dindar. ki bu daha dün bir bugün iki.
yaklasik 230 senelik amerika tarihinin en sorunlu başkanı olacağını gösteren adam. önce 6 ülke vatandaşına ülkeye girişi yasaklaması, ardından yargıçlarla karşı karşıya gelmesi abd'de herhalde hiç görülmemiş olaylar olmalı. 4 sene hem abd için hem dünya için çok zor geçecek. 2020 yılında başkan değişir diye düşünüyorum.
aslında yapmak istediklerini makul karşıladığım amerikan'nın yeni başkanı. imzaladığı kararnamelerle beraber amerika'da bir nevi ohal ilan etmiş kişi. bu adamın seçim kampanyası neydi?-ortadoğuda amerikanın ne işi var? önce kendi içimizdekileri temizleyeceğiz bunun için ne yapıyor tehdit olarak gördüğü 7 müslüman ülkenin vatandaşlarına ülkeye giriş yasağı koyuyor... bu arada müslüman yasağı değil türkiyeden kalkıp giden müslüman girebiliyor.
uzun süreçler sonunda (bkz: iran nükleer programı) ilişkilerin zar zor rayına girmeye başladığı iran'a da giderini yapmış, "değerini bilemediler, ben obama kadar nazik olmayacağım" minvalinde bir tweet atmış.
sanıyorum 3. dünya savaşını çıkartmaya niyetlendi.
suriye'yi bombalama kararı almak, dolaylı yoldan (hatta ne dolaylısı, direkt) rusya'yı bombalamak gibi bir anlam taşıyor bence.
he, bi bok çıkmaz, olay kapanıp gidebilir (nasıl olacaksa), o zaman bombalamaya alkış tutanların kalacağı durum önemli tabi.
(bkz: 7 nisan 2017 abd'nin suriye'ye müdahalesi)
içinde bir yerlerde bir türk siyasetçi olduğuna emin olduğum insan.
"ya havalar kışın zaten soğuk oluyor, küresel ısınma ile ne ilgisi var ki bunun?" şeklinde bir açıklamayı ben türk siyasetçilerden beklerken kendisinden geldi.
obama da suyu zehirli denen bir ırmaktan su içmişti...
geçtiğimiz günlerde beyaz saray'daki odasına asmak üzere müzeden van gogh'un "karlı manzara" tablosunu istemiş başkandır. fakat müze tablo yerine altın klozet vermeyi teklif etti. haber burada .
çok güzel ingilizce konuşan adam. şimdi diyeceksiniz ki adamın ana dili ingilizce tabi ki iyi konuşacak ama kastettiğim şey o değil çok güzel bir hitabeti var bu adamın. tane tane, anlaşılır, vurgulu ve gür bir ses tonuyla konuşuyor. ingilizce bilmeyen adam bile anlar bu adamın ne dediğini, o derece.
fıkranın da bir yeri var hayatımızda. aynı fıkra siyasetimizdeki isimlere de uyarlanabilir.
Trump, şoförünün kullandığı limuzin ile kırsal alanda hızla yol almaktaymış. Yanından geçtikleri köyün domuz çiftliğinden kaçan bir domuz yolun ortasına çıkıvermiş. Şoför direksiyonu kırsa da domuza çarpmayı engelleyememiş. Domuz ölmüş. Durmuşlar... Trump şoföre talimat vermiş: -"Git şu çiftliğe, domuzu öldürdüğünü söyle, ne isterlerse ver." Şoför arabadan inip çiftliğe gitmiş. Aradan yarım saat geçmiş. Geri dönmüş... Elinde bir şişe şampanya, yanaklarında rujlu öpücük izleri, saçı başı darmadağın... Trump hayret içinde şoföre sormuş: -"Yahu ne oldu da bu kadar geç kaldın ?" Şoför anlatmaya başlamış: -"Durumu söyleyince; çiftlik sahibi bir şampanya açtı, güzel karısı beni yanaklarımdan öptü, hatta elime biraz da para tutuşturdular..." Trump sinirlenmiş: -"Ne dedin ki onlara?" Şoför yanıtlamış: -"Valla, sadece doğruyu söyledim. Ben Trump'ın şoförüyüm, domuzu öldürdüm. Onu haber vermek için geldim, dedim..." ;)
cumhuriyetçi başkan olduktan sonra dinci olup çıkan abd başkanı.
bu adamın yaşadıkları belli, yaptıkları belli, demek ki bakara makara işleri abd'de de oluyormuş.
tövbe ettiyse bilemem tabii orası ayrı da, adam başkan olduktan sonra dindar birisi gibi gezmeye başladı.
rahip olayında da takdir ettim kendisi. ama din bazında değil. vatandaşına sahip çıkıyor adam. bizim müslümanlar da keşke biraz koyun kaybolduğunda sorumlu hisseden halifeyi örnek alsa keşke.