latin amerika'da nın bazı bölgelerinde, genelde peru ve brezilya'da şamanik ayinler sırasında kullanılan, ayahuasca bitkisi ve cawa ağacının köklerinin yaklaşık 15-20 gün boyunca çeşitli ritüeller eşliğinde kaynatılması ile elde edilen dmt özlü saykidelik çay.
kişiyi yarı koma haline sokarak ruhunun bedeninden ayrılmasına; bu sırada da çeşitli görülerle hayatıyla, kendiyle ve en önemlisi en derin korkularıyla yüzleşmesine olanak sağlar. deneyimleyecek kişi kesinlikle bir şaman rehberliğinde uygulamalıdır aksi takdirde maruz kalınan gerçeklik olgusu kalıcı deliliklere yol açabilmektedir. daha sonra birkaç saat saat kusar ve bambaşka bir insan olarak hayata geri dönersiniz.
şurada gerçek şamanlar eşliğinde çekilen ufak bir video mevcuttur.
bu bir sarmaşık sevgili dostlar. ama işte amazon'da yaşayan insanlar için binlerce yıllık bir ritüel aslında. ne oldu da 3000 yıl önce o arkadaş o sarmaşıktan bir yaprak kopardı ve çiğnedi ya da ne yaptıysa ve bir şeyler yaşandı işte o ilk an'ı bilemiyoruz.
biraz ciddi anlatalım;
buna çay diyorlar ama dediğim gibi bir sarmaşık. çay gibi demlenerek hazırlandığı için çay deniyor.
Ayahuasca; sadece Amazon Ormanı’nda bulunan Banisteriopsis caapi (bu sarmaşık gibi asma olan) ve Psychotria viridis (bu da çalı) isimli iki bitkinin karıştırılıp kaynatılmasıyla elde edilen bir özdür.
bu ikisi karıştığında (biri halüsinojenik biri psikedelik) ortaya enteresan bir karışım çıkıyor ve bu bilmeyen insanlar tarafından hazırlanacak bir şey değil.
deneyecekseniz konunun ehli bir şaman tarafından harmanlanmış olanını denemenizi tavsiye ederim.
bu bir uyuşturucu madde de değildir. uyuşturucu maddeler keyif verici madde kategorisinde yer alır bildiğiniz gibi ve bu arkadaş özellikle ilk 3-4 saat hiç keyif vermez hatta canınıza okur.
binlerce yıldır devam eden bu ritüel bir arınma ritüelidir ve bu insanlar bu arınma seansı ile içlerindeki mental ve fiziksel her türlü hastalıktan, fazlalıktan kurtulduklarına inanırlar.
arındığınızı düşündürecek kadar fazla kusar ya da zıçarsınız. kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. bazısı kusar, bazısı zıçar, bazısı da ortaya karışık takılır.
bu durum çayı içmenizden yaklaşık 30-40 dakika sonra başlar.
ritüel günü kısmi bir oruç günüdür. sabahtan 12'ye kadar meyve vs yersiniz.
et, içki ve cinsellik yasaktır bugün.
12'den sonra sadece bir meyvenin (adı neydi?) suyunu içebilirsiniz.
çay sonrası bütün gün bir şey yememiş bünyenizin dışarı atacak o kadar malzemeyi nereden bulduğu büyük bir muamma aslında.
çaydan önce (bu arada atlamayayım) yuvarlak halinde oturursunuz, şamanınız sizi ve etrafı tütsüler ve muhtelif ezgiler söyleyerek enerjisini arttırmaya, öte dünyayla iletişimi güçlendirmeye çalışır.
sonra çayınızı içersiniz. tadı da kötüdür. bazısı iğrenç şurup gibidir bazısı zorlanarak da olsa içilecek bir acı çay gibidir, bu biraz şamanınızın kişisel harmanına bağlıdır.
çayınızı içtiniz, kustunuz ettiniz, 2- 3 saat geçti ve işte her şey o zaman başlar.
artık içinizde ya da dışınızda ne varsa, şekil şekil, beden beden döne döne gelirler, hıçkıra hıçkıra ağlar mısınız, gökyüzüne bakarak güler misiniz, topuklamaya mı çalışırsınız hiç belli olmaz.
yine şamanınızın tecrübesi ve sizi yönlendirmesi burada çok önemlidir.
"yavrum kafan gidiyor, toparlan, konsantre ol" gibi direktifleri doğru zamanda size söylemesi ve sizin ruh halinizi doğru analiz etmesi gerekir.
yoksa saldım çayıra mantığıyla takılınabilecek bir şey değildir emin olunuz.
sonrası derin uyku, arada hortlatan görüntüler, konuşmalar, yine böyle deliğe düşercesine derin uyku... hepsi birbirini kovalar.
sabah mal gibi kalkarım herhalde diye düşünüyorsunuz değil mi? hayır bilakis zımba gibi kalkarsınız, artık neyle yüzleştiyseniz, neye yol verip, neyin kıymetini anladıysanız ne ala. hayırlı olsun, birkaç sene sizi idare eder.
lavabo gibi işte.
her an yine tıkanabilir.
kısmet artık.
