Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, meal, fehva, deme, mazmun, medlul, valör.
çıplak bir gelin ne kadar anlamsızsa bende o kadar anlamsızdım. o çıplak gelini öpen çıplak bir damat ne kadar anlamlıysa bu acılar o kadar anlamlıydı.
anlamlar bazı kelimelere sığmıyor. anlamlar sığmıyor taşıyor.taşmakla da kalmıyor her yeri sel basıyor. bildiğin nuh tufanı oluyor ama biz gemiye binemiyoruz. anlamların içinde sessizce can veriyoruz. en yakınımızdaki bile, konuşmasak bile duyacak olan kişi çığlıklarımızı duymuyor. avazım çıktığı kadar bağırıyorum belki de susuyorum yine de olmuyor. anlamlar işte her kapıya çıkıyor her kapıyı açıyor her kapıyı kapatıyor her kapıyı kilitliyor... yani şu kelimelere prangalamasak anlamları gelecekler gece uykumuzda boğacaklar. allahtan uyumuyorum gelip boğmasınlar diye. gözlerime tuz sürüyorum uykum kaçsın diye baktım ki tuza gerek yok anlamlar yeterince uykumu kaçırıyor. anlamlar işte kendime kızıyorum ,neden anlatamıyorum, ''anlatamıyorum abi'' benim kullandığım anlam yanlış biliyorum. ben o anlamda demedim diyorum haksızım çünkü benim anlamlarım o'nda anlam buluyor. karşımda olmayınca öksüz kalıyor. gözlerine karşı söylesem gözleri o anlamlara babalık yapsa kendi sözlerinden ayırmasa arada başını okşasa güzel olmaz mı? gülmüyor işte benim anlamlarım neden mi? gözleri karşımda değil çünkü. koşturup bir duvara tosluyorlar. boynu bükük masum anlamlarım. kaç defa lanet etmişlerdir böyle bir adamın kelimelerinin anlamlarını olduklarına işte elden ne gelir ki... aslında elden çok şey gelir de beyin yok abi. beyin yok basmıyor kapasite bu kadar. bu sefer anlatacağım diyorum doğru kelimeyi bulamıyorum. doğru kelimeyi bulsam o anlama gelmiyor. ne yapacağımı bilmeden kafamı yastığa koyuyorum düşünüyorum hep dediği gibi düşünüyorum. düşündükten sonra aslında hatanın direkt ben olduğumun farkına varıyorum. defolu mal gibi kenara çekliyorum. sen sev yeterki anlamlar yolunu bulur diyor içimden bir ses. anlamlar ah anlamlar acaba kaç defa anlamlar dedim. bence 82 defa anlamlar dedim. bütün anlamlarımdan özür diliyorum: onları anlamlandıramadığım için. keşke daha doğru kişilerin ellerinde olsalardı. tek şeyin anlamını düzgün kullanıyorum seni seviyorum. çok mu iddialı oldu? iddialı biriyimdir sevmek konusunda. ben adam gibi değil ayı gibi severim öldürürüm de severim de. düşünmeden konuşurum, ayılar düşünmez çünkü. her düşünüşüm de kendimi bir hayvanla anlamlandırıyorum. ne demiş müslüm gürses tutamıyorum zamanı ben de diyorum ki tutamıyorum kelimeleri. buradaki anlamlar çok derin işte. hem tahtta oturuyorsun bütün krallık sana seferber sen hala anlamları suçluyorsun. anlamlar serseri anlamlar avare boşver onlar hangi anlama geliyorsa gelsinler. krallığımızda bulunmayan komşu krallıktaki dut ağaçlarından dut bile topladım sana. hem de melezler hem karadut hem beyaz dut. yalnız çok şekerlendiler tutamıyorum dutları. bir an önce yemen lazım. bir arkadaş değildim göğü getiremedim ama dutlarla idare et artık. fakir bir krallığım var, varlığı bile anlamsız olan bir krallık. işte varlığı senin varlığınla anlamlanıyor. neyse farkettim ki kendi anlamım o. o olmadan anlamlarım ve ben sahipsiz kalıyoruz. çok mu çok saçmalıyorum. saçmayım işte. her tarafa saçılan bir tüfek saçması. saçma sapan yerlere saçılıyorum. saçmayla ilgili de bir girdi mi yazsam. yok o çok saçma olur. gecenin saçmalaması işte. kim saçmalatıyor beni kim ulan kim? çıksın ortaya cesareti varsa. çıkamaz işte neden içime hapsettim onu. sesini bile çıkaramaz. zalim bir gardiyanım ben. iki güne bir yemek veririm. çoğu zaman susuz bırakırım. ocak ayında gibi üşür. çok severim bilmez ki acılar bu yüzden.
Arabuluculuk için aldığımız eğitimde "mesajın çıktığı değil, ulaştığı yerde oluşur," diye tanımlanıyor. Bir söz, nasıl ifade edeceğinizi bilmiyorsanız karşı tarafa bambaşka şekilde ulaşır ve bunun genel hali de budur, istisnai değil.