orta ve güney amerika menşeli bir bitkinin tohumlarından elde edilen çikolata hammaddesi. amerikanın keşfiyle birlikte avrupaya getirilip rağbet görünce iklimin müsait olduğu sömürgelerin hepsinde kakao plantasyonları kurulmuş. ilkokul yıllarımda amerikan yardımı süt tozundan yapılma bir süt dağıtılırdı beslenme saatlerinde. içilecek bir şey değildi. ama içmek zorunluydu. bu sütü içebilmek için hepimizin cebinde minik kutular, içinde bolca toz şeker ve ailenin imkanlarına göre miktarı değişen kakao karışımı bulunurdu.* bunu kattığın zaman o berbat süt bir derece içilebilir hale gelirdi. işte o sebeple kakao candır, mucizedir.
okulumuzun (eal) karşısında bi bakkal amcanın çogzel yazdığı bitki.
"kakavalı bisküvit var" bakkalın camında bu yazardı. ergen çok bilmişler olarak az mı dalgasını geçtik. adamın yüzüne karşı dalga geçmedik tabi, o kadar edep vardı. hep arkasından..
not: bisküvitle de dalga geçtik tabi, sadece kakava değil.