12 eylül 2010 yılında yapılan referandumda 26 maddelik anayasa değişikliği paketi için, darbecilerin yargılanması gerekçesiyle "evet" oyu kullanan ve bu yönde propaganda çalışmaları yapan, bazı politikacı, sanatçı ve yazarlardan oluşan topluluğun mottosu.
topluluk genel olarak 12 eylül ve askeri vesayet anksiyeteleri olan kişilerden oluşmakla birlikte resmin bütününü iyi görememiş ya da görmek istememiş, darbecileri cezalandırmak isterken sivil vesayeti güçlendirmiş ve anti demokratik yapıların oluşumuna katkı sağlamıştır.
içlerinde, zamanında çok sevdiğim bazı isimler de vardı bu oluşumda ve hata yaptıklarını fark ettiklerinde ne yazık ki iş işten çoktan geçmişti.
bugün gelinen noktada kendilerinin payı büyüktür. yetmiyorsa "hayır"dır. ölümü görüp sıtmaya razı olmak, asla tam olarak iyileşmemeye razı olmak demektir. sıtmaya razı olmamak, ölüme direnmektir asıl zor ama onurlu olan.
Efendim, o günlerde "yetmez ama evet" diyen bazı liboş pelinsular, bugün "annem başıma bişey geleceğinden korkuyor" diyip ağlaya ağaya hayır diyeceğini açıklıyor "anneme yalan söyledim" diyerek gittikleri panellerde.
o gün "yetmez ama evet" diyen, hatta demekle kalmayıp üstüne giyen prof.lar, bugün ohal fırsatından yararlanılıp düzinelerce öğretim görevlisinin khk marifetiyle uzaklaştırıldığı üniversitelerin kapısından sokulmuyorlar.
hayatımda en tahammül edemediğim tipler "yetmez ama evet" diyenler değil. tükürdüğünü yalamadığını kanıtlamak istercesine ergen tavırlarla "yetmez ama evet dedik. kandırıldık ama sözlerimizin arkasındayız" diye ucuz gösteri yapan tipler. bu günlerde pek çok kişi görünüyor medyada. vaadedilenlerle yapılanlar farklıymış da, söylenen sözler evrensel değerlermiş de o yüzden destek olmuşlar falan.
bakın liberalizm eleştirisi falan yapmayacağım. liberal, neo liberal, liboş tanımlarıyla falan da uğraşmayacağım çünkü bunları yaparken kaybedeceğim zamana yazık.
mahalleye birisi geliyor. tipinden tavırlarına her şeyi ofsayt. dolandırıcı olduğu çok belli. herkesi topluyor ve diyor ki "öksüz ve yetim çocuklar için yardım topluyoruz. evde yastık altında ne var ne yok getirin" adamın siciline bakıyorsun ofsayt. tipine davranışlarına bakıyorsun top stadın dışında. tokatçının önde gideni. sırf vaadettiği şeyler güzel diye tüm mahallenin yastık altındaki birikmişini getirip veriyorsun. vermeyenleri de döve döve ikna ediyorsun, aşağılıyorsun. aradan bir süre geçiyor ne adam var, ne paralar altınlar var.
şimdi çıkıp da "aman ya biz sözümüzün arkasındayız. çocukların hayatı, öksüzler yetimler, evrensel değerler, daha iyi toplum, askeri vesayet" falan derseniz size "hassiktir" derim.
bu tip tahammül edilmez tiptir. bu tip, sağlıklı bir toplum için o tokatçıdan daha tehlikelidir. bu tip, evrensel değerlerin tokatçılar için kısayollar oluşturmasına izin veren geri zekalıdır. bu tip, bir ölçüm yapılsa en fazla 70 iq çıkar. toplum için virüstür.
2010'un yetmez ama evetçileri liboşlarken; başta doğu perinçek olmak üzere aşırı ulusalcı/atatürkçü tayfa ise günümüzün yetmez ama evetçileridir. dikkatle bakın, siz de göreceksiniz.
özgürlüğün ülkesi olmamızı sağlayan bu arkadaşlara yine şu güzel günlerde teşekkürü borç biliriz. Ne güzel de ülke olduk be ! her şey meğer askerin suçuymuş ama şimdi öyle mi ? Avrupa çatır çatır çatlıyor. Çok refah dolu bir ülke olduk teşekkürler tekrar.
Tanım, ülkeye seviye atlatan referandum sloganıdır.
Sezen aksu ile tekrar gündeme gelen slogan. İnsanız, hata yaparız. Bu hatayı insanların yüzüne vurarak, her seferinde dillendirerek sadece kendinizden soğutursunuz.
Aynı insanlar o hatayı tekrar yapacakmış diye düşünmek, zan altında bırakmak biraz insafsızca olmaya başladı. Sezen aksu lincine alkış tutmaya, ooooohh iyi oldu noktasına gelerek birleşme, bütünleşme konusunda hiçbir noktaya varamayız.
Yobaz takımının öncülüğünde demokrasi ve özgürlük ülkesi olabileceğimizi zanneden (!) Ya da sıcak para karşılığı tetikçilik yapan 2. Sınıf aydınımsıların meşhur sloganı.
İşin içinde masum niyet de vardır art niyette vardır şeffaflık olmadığı ve vasatlık kol gezdiği için bunu uzun zaman öğrenemeyecek gibiyiz, bir de komplo teorisyenliği var tabii bu işin arka planını öğrenemememizin sebeplerinden biri olarak.
Avrupa'nın çektiği sıkıntıları çekmeden ve içinde bulunduğu toplumun çehresini boğaziçi üniversitesinin olduğu semt gibi zanneden, anadolu'dan bihaber bir avuç hazırcı seküler aptalın elinde patlayan referandumun sloganı.
Türkiye bu referandumdan sonra ab'ye hemen üye olacak birkaç yılda ab ülkesi seviyesine geleceğiz hemen vsvs; böyle bir niyet var aslında işin içinde.
Tam bir hazırcılık yani ab'ye üye olunca o 300 yılın açığını kapatacak ab bizim yerimize.
Aptallık kısmı işin burasındadır ondan sonrasını herkes biliyor zaten.
Parti-devlet, referandumda evet diyen batıcıların yurtdışına kaçması veya içerde baskı görmesi.
Devlet diye bir şeyin kalmaması, evet.
Ama kesinlikle yetmez ama evetçileri sebep kısmına yazamayız onlar referandum tarihine kadar olan biten olay ve olguların sonuçlarıdırlar.