sap yazılımı modül modül satılır, kurulur ve öğrenilir.
iyi ve kapsamlı kurulmuş bir sap sisteminde bir spariş alınır, stok durumunun sparişe uygun olup olmadığı belirlenir, değilse üretim/satın alma emirleri oluşturulur, çıkan ürün stoka eklenir, irsaliyesi kesilir, muhasebeye gönderilir, faturası işlenir ve daha bilmediğim bir dünya iş yapılır.
bunların hepsi -en azından teoride- bir diğerini takip , kontrol edecek şekilde, konuşur (entegre) halde kurulmuştur.
sap (eseypi, sep, sap diye okuyanı var ki en abesi alman kısaltmasını ingilizce telaffuza uğraşmak) adını duyan pek çok üniversiteli "ya bu iyiymiş, her büyük şirket de kullanıyormuş, indirip öğreneyim" dedikten sonra, bunun için bir şirkete ve kapsamlı bir kuruluma ihtiyacı olduğunu fark edip durulur.
genelde aşağılamak için kullanılır ama ben bu tabiri kendime çok yakıştırıyorum. sap olmak bir ayrıcalıktır. kafanıza göre takılırsınız. kimseye dert anlatmak zorunda kalmazsınız. "aloo neden açmirsen telefonlarımı" diyen biri yoktur.
şirketlerde, her departman için ayrı bir modül sunan ve çalışanın departmanına göre yetki tanımlaması yapılan yazılım. finans, lojistik, satınalma...vs. her departman farklı bir modülünü kullanır. satınalma departmanlarının yakından tanıdığı modülü srm (bkz: supplier relationship management) olarak anılır.
2010lara kadar r3 versiyonu kullanimda olup sonrasinda s/4 versiyonu cikmistir. klasik yazilim firmalari gibi sap de kullaniciya kendisini bagimli kilar. bir cok firmanin sap haricinde yazilim sistemleri olsa bile sap core system olarak varligini sürdürür, diger tüm yazilim sistemlerini kendine entegre etmek zorunda olusuyla meshurdur.
kullanici olarak dahi bu sistemde calismis olmak, kisilere is imkani saglar. eger is analistiyseniz, zaten issiz kalmazsiniz.