nasıl yaftalanacağımı az çok öngörüyorum (bkz: gavat) ancak, yazmak zorundayım. bir erkek olarak düşüncem:
bir erkek eğer evlenmeden önce kendisini karısına saklıyorsa, toplumsal baskı anlamında daha rahat olmasına rağmen cinsel ilişki yaşamamayı tercih ediyor ve bekliyorsa karısının da onu beklemiş olmasını isteme hakkına sahiptir, isteyebilir hakkaniyet gereği, bence. tabi bekaret sadece kızlık zarıyla sınırlı mı o da tartışılır? değişik yollardan cinsel birleşme yaşayan insanlar da kızlık zarını muhafaza ederek evleneceği erkeğe bakire olduğu iddiasında bulunamaz mı? bunlar tabi insanlarımızın ne kadar dürüst olduğuyla ilgilidir.
ama eğer bir erkek kendisi her türlü cinsel ilişkiyi tecrübe edip de karısının bakire olmasını diretiyorsa bu bana samimi gelmiyor açıkçası. sen cinsel ilişki yaşayacaksın, sen gençliğinin tadını çıkaracaksın ama evleneceğin kişinin bunlardan mahrum yaşamış olmasını isteyeceksin... bence tutarsız.
veya insanlar kızlık zarını dert de etmeyebilir, gayet de normal karşılanmalıdır. insanların yatak odalarına bu kadar meraklı ve müdahil olmamak taraftarıyım.
Benim açımdan kızlık zarının delinip delinmemesi. - tabiri bile ne kadar kötü duruyor - hatun kişisinin ayakkabı numarasının 37 ya da 38 numara olması farkı kadar önemsiz bir şey.
Kendisini tanımlamak için yeterince uygun bir sıfat bulamadığım pek değişik, bir o kadar da cahil yurdum insanı için namus ölçen doku. Bravo. Zaten isminde meymenet yok, "kızlık zarı" nedir yahu?
Kızlık zarının latince adı Hymen'dir. Bu isim, Yunan mitolojisindeki evlilik ve düğün tanrısından gelir. Embriyonun dış genital organ gelişimi, 7-12 hafta arasında oluşmaya başlıyor. Erkek bebeklerde genital duvarlar birleşerek testisin içinde bulunan deriyi oluşturuyor. Kız bebeklerde ise genital duvarlar ayrışarak dış dudakları ve iç dudakları oluşturuyor. Bu ayrılma sonucunda arada kalan mukozal yapıya ise Hymen (Kızlık zarı) deniliyor
Kızlık zarının fizyolojik (işlevsel) görevi bugüne kadar tam olarak açıklanamamıştır ve genellikle özel bir görevinin olmadığı düşünülmektedir.
Yine de bazı araştırmacılar ise kızlık zarının, mikroorganizma ve yabancı cisimlerin vajina içine girişini önlediğini ileri sürmüştür.
Adli tabiplikte ise cinsel şiddete veya istismara maruz kalan çocukların tanısında kullanılmaktadır. Günümüzde kızlık zarının fizyolojik bir görevinden çok "sosyolojik bir fonksiyonu" vardır. Kız çocukların hemen hepsinde bulunan hymen çok nadir olarak doğuştan hiç bulunmayabilir. Çocukluk çağında daha sert olan doku ergenlikle birlikte östrojen hormonunun salınmasına bağlı olarak değişime uğrar ve esneklik kazanır.
ölümün ne kadar ince olduğunun ıspatıdır. keşfedilmesi ile kadının talihine karanlığın çöküşü aynı döneme denk gelir. hemcinslerimden ayrı, hemcinslerimi destekleyen kadınlardan ayrı tiksiniyorum sayesinde. evrim zımbırtısı azıcık ilerlese de şu zarı ortadan kaldırsa keşke. allahın belalası mahlukatlar bunu kullanmaktan mahrum kalsa.
ben gençliğim 90'lardaydı... hani cem yılmaz gorada der ya, cinsellik benim için ikinci planda diye... o lafın esprisini benim kuşağım bilir, yeniler değil. tamam biz de sevişmek isterdik de, cidden de ikinci planda olurdu. biz karşımızdaki insanla bir olmak isterdik.
o dönem bakirelik hala ve cidden bir konuydu. evlenmeyi düşündüğüm bir kız arkadaşım vardı... oralsız analsız da olsa, birlikte olmadan da olsa bildiğin seviştiğim... yatmadım mesela ben onunla. ayrılıp daha sonra biriyle çıkmaya başladı... sonrada evlenmişler vs. e şimdi düşünsene "bakireyim" demenin ne kadar anlam ifade edeceğini. bir bu değiştirdi bir çok şeyi kafamda. bir ikincisi de yıllar içinde şu şekilde görmeye başladım olayı: "benden önceki yaşamına dair kimseye yapabileceğim bir şey yok. ya o insanla birlikte olmak istersin, evlilik dahil... ya da istemez veya isteyemezsin" bir de bu bitirdi kafamda. ama kafamda bitirdi ve bu gözle baktığım için birlikteliğe/bakireliğe değil, ben bir çok erkek gibi o iç çatışmaları vs hiç yaşamadım.
iç çatışma yaşayan insan "önceden biri zikmiş" gözüyle, o seviyeden bakan insandır. bu şekilde bakarsan erkek olarak işin içinden çıkamazsın. çıktım sanırsın ama çoğu zaman içindeki çatışmayı bastırıyorsundur aslında.
o an, karşındaki o kadınla birlikte olmak istiyor musun? seviyor musun? (geçmişini unut... o an o insan var karşında, belki yeni tanıştın, belki çıkma teklif edeceksin belki evlilik) onsuz yapamam vs diyebildiğinde aklının ucuna bile gelmez insanın bakire mi değil mi vs.
baktığınız yeri değiştirin. yoksa iç çatışma yaşarsınız.
tanım: hele de otuzlu kırklı yaşlara geldiğinizde aklınızın ucundan bile geçmeyecek organdır.
Soramazsın'daki jinekolog abimizin dediğine göre kızlık zarı bekaret için net kanıt değilmiş.
Çünkü genetik olarak yapısı değişiyormuş. Onlarca kez cinsel ilişkiye girip yırtılmayan, kanamayan zarlar olduğu gibi ilişkiye girmeden bile yırtılan, zarar gören zarlar varmış.
Şimdi neye göre karar vericen ki bunu namus kıstası yapsan dahi?
Zar net bir faktör değil, artı zaten bekaret istiyorsan böyle bir hak iddia ediyorsan aynı özveriyi sen de göstermelisin.
Yıllarca hiç sevişmemiş olman lazım ki bakire hatun iste. Öyle göte böyle ...... .
en az ilgisi olması gereken insanların en büyük derdi...
şimdi bazen düşünüyorum, kendi üzerimden, beden benim bedenim, onunla ne istersem onu yaparım. kime ne?
ama bu tür şeyler konusunda kızlık zarı içlerinden sadece biri. düşününce o kadar çok benzer şey var ki. saçın açık olması mesela. bedeninin görülmesi. mini eteği, göğüs dekoltesini geçtim, elinin görünmesi falan.
olm neyin kafası ya bu? diyorsun ki kainatı yaratmış, benim iki tel saçımla mı kafayı bozmuş? kainat yafu?! derdi mi yokmuş başka?
Hymen (kızlık zarı) Anatomik olarak pekçok varyasyonu vardır. Vajen girişini tam olarak kapatan bir yapı değildir. ( eğer öyle olsaydı, kadınlar adet kanını çıkaramaz, toksemiden ölürdü) ilk cinsel birlikte kanamak zorunda değil. Kanasa bile minimal (sanki sivilce sıktıktan sonra gelen hafif kanama) olur. Fazla miktarda kanama olursa muhtemelem er kişi, hanım kişinin vajen mukozasını çok büyük ağrılar içinde yırtmıştır. Kadın muhtemelen vajinismus yaşayacak ve cinselliği işkence olarak görecektir. İki tarafta cinselliği tam olarak kavrayamayacak ve beceremeyecektir. Ancak iki tarafta bunu dışarıya çok farklı anlatacaktır. (Klasik bir türk aile hikayesi okudunuz)
Bir operasyon sonucu kalıcı ya da geçici olarak onarabilen hymen adı verilen zardır.
Bekaret konusunda yargılama kıstasları olanlar için, hiç bir zaman geçerli bir öğe değildir.
Düğününe iki gün kala operasyon geçirip yolladığımız çok hanım kızlarımız vardı.
İyi yapıyorlar. Karşısında bekaret bekleyen adam ne kadar dürüst ve güvenilirse aynı ölçüde bir güvenilirlikle cevaplarını alıyorlar.
Düşünün, nasıl bir yargı sistemimiz var ki, kadını buna mecbur bırakıyorlar.
Hastanede çalışırken kontrol için bir kızı getirdiler. Kız 18 yaşına yeni basmış. O kadar kalabalıklardı ki, hastanenin her tarafı insan doluydu. Aşiretlermiş. Türk filmi tadında bildiğiniz.
Olanları bizde sonradan öğrendik. Kız sürekli ağlıyormuş. Başında yengesi. Doktor muaynesini yapmış. İşlem bittikten sonra masasına oturmuş. Adam masayı yumruklayıp;
- Doktor bize doğruyu söyliceksin, bizde kurallar geçer. Varsa bir bozukluk bilelim demiş
Doktor;
-Senin allaha inancın yok mu? Altı parmaklı doğan var, özürlü doğan var. Bu getirdiğiniz hastamda kız oğlan kız fakat allah böyle yaratmış. Siz allahın yarattığına karşımı geleceksiniz ? demiş
Amca "Haşa" deyip ikna olmuş. Bu olay üzerine hiç bir şey olmamış gibi hanım kızımız kocasının koluna girip gitmiş.
Sonradan öğrendiğimize göre olay öncesinde kızı tartaklamışlar, dövmüşler. Kız sabaha kadar ağlamış. Derdini anlatamayınca da kendini camdan atmaya kalmış. Bunlar düğün gecesi yaşanmış, düşünün