27 ekim 1981 istanbul doğumlu, fenerbahçe spor kulübünün kalecisidir. İlk spor hayatına kartal spor alt yapısında başlamıştır. Kartal spor'un aldığı başarılar ile ümit milli takıma çağrılmıştır. Fenerbahçe ile 2002-2003 sezonunda başlamıştır.
Dün akşam Medipol Başakşehir karşısında kullandığı penaltıyla rakip takım kalecisi Volkan Babacan dahil maçı izleyen herkesi gülme krizine sokan Fenerbahçe kalecisi.
Rüştü'den sonra kaleci açığını kapatmak için kaleyi recep biler'e teslim etmişti hazırlık döneminde Fenerbahçe. Ancak, onun arkasında maçlara çıkan volkan hem fiziği hem de kendine güveniyle daha fazla dikkat çekiyordu. Recep'in hataları ve güven vermeyen görüntüsü sonucunda da kale hızla volkan'a geçti, recep onun arkasında kaldı, sonrasında fenerbahçeden de ayrıldı.
Kısacası, volkan verilen şansları iyi kullandığı kadar kendine güvenen ve bunu izleyene de -yeterli görürsünüz, görmezsiniz- yansıtan bir kaleci. Bir casillas veya buffon değil belki, ama benim için hem gerçek fenerbahçeli hem de iyi bir kaleci. Rakiplerin kendisi hakkında yaptıkları yorumları pek sallamıyorum, çünkü rakibin sevmeyeceği tipte bir oyuncu, lugano gibi... Çoğu zaman fenerbahçelilik kimliği öne çıkıyor, sporcu kimliği değil, bence her takımda olması gereken oyunculardan.
Ligin en az gol yiyen takımının kalecisi. Ayrıca geçmiş sezonlarda da rekor denilecek sayıda az gol yemiştir, özellikle aykut kocaman dönemi fenerbahçede.
Ayrıca efsanevi kaleci oliver kahn'ın volkan için söylediği söze imza atarım. "Hayatımda bu kadar iri fiziğe sahip olup da refleksleri bu denli iyi ve atik başka bir kaleci görmedim."
yediği hatalı gol sonrasında fenerbahçe taraftarının bir kısmı tarafından ıslıklandı dün akşam. sezon başı hazırlık maçlarında da, ligin ilk maçında da, dün akşam da hatalı gol ve goller yedi. formsuzluk mu, talihsizlik mi, ilerleyen yaşının etkisi mi bilmiyorum. zerre umurumda da değil. çünkü 15 yıldır bu ülkenin en büyük takımlarından birinin kalesini koruyan adamın ıslıklanmasına sinirliyim hala.
volkan demirel daha geçen sezon isabetli şutlar karşısında en yüksek oranda kurtarış yapan kaleciler arasında yer alıyordu. onu geçtim, onun oynadığı maçlarda, şükrü saraçoğlu stadyumunda, galatasaray, beşiktaş ve trabzon maç kazanamadı. zaten fenerbahçeli kimliği de, bazen holiganlığa kaysa da, tartışılamaz.
hal böyleyken bu protestonun gerekçesi ne? ne çabuk unuttunuz volkan sayesinde kazandığımız maçları, aldığımız kupaları. yazık, gerçekten yazık.
Dün ıslıklayan taraftarlar sonuna kadar haklıdır. Ben de televizyon karşısında ettiğim küfürlerle destek oldum kendilerine.
Dün itibariyle 18 stadyumda oynanan bir ligde kendi takımının stadı da dahil olmak üzere bütün stadlarda ıslıklanan tek oyuncu oldu sanırım. Zaten karakteri ortada. Yıllardır kalecilik yaptığı da yok. Kariyeri boyunca yediği hatalı goller kurtardığı önemli toplardan fazladır.
Volkan'ın bireysel performansıyla fenerbahçe'ye kazandırdığı şeyler kaybettirdiği şeylerden azdır. Sadece sportif anlamda da değil. Şu an fenerbahçe'ye duyulan nefretin 2 tane temel sebebi var. Biri aziz yıldırım diğeri ise volkan demirel.
Bence bu sezon sonunda futbolu bırakması gerekir. Tabii eğer fenerbahçe formasıyla bırakmak istiyorsa. Diğer türlü sabri gibi yok efendim bizim çocuğumuz, yıllardır kalede veya kaptanlık gibi şeylerle kurtaramaz. Gider bir anadolu takımına maç sonu röportajlarında ağlar durur bana futbolu fenerbahçe'de bıraktırmadılar diye
yirmili yaşlardaki gençlerin canlı performansına ve kariyerine pek bir hakim olduğu kaleci... o kaleye geçtiğinde bir çoğu kreşte olsalar da takip etmişler demek ki.
ben fenerbahçe'yi kendimi bilerek izlemeye başladığımda toni schumacher transfer edilmişti. sene 1988. ben 13 yaşındayım. daha öncesini pek anımsamıyorum. 1988'den beri hafızam beni yanıltmıyorsa fenerbahçe'nin kaleci problemi olmadı. çünkü toni'den sonra engin ipekoğlu, ondan sonra rüştü reçber ve ondan sonra da volkan demirel kaleyi devraldı. arada zaman zaman görev alan başka kaleciler de oldu ama birinci kaleciler bunlardı.
sanıyorum schumacher'ın adını hemen herkes duymuştur. onu volkan ile karşılaştırmak için basit bir istatistiğe bakalım. milli takım maçlarını hariç tutarak.
schumacher kariyeri boyunca 545 maçta forma giydi ve 818 gol yedi. 129 maçı ise temiz kapattı. temiz geçen 129 maçı çıkartırsak maç başına 1.97 gol yemiş. temiz kapattığı maçların toplam oynadığı maç sayısına oranı ise %23.67.
demirel kariyeri boyunca 464 maçta forma giydi ve 448 gol yedi. 178 maçı ise temiz kapattı. temiz geçen 178 maçı çıkartırsak maç başına 1.57 gol yemiş. temiz kapattığı maçların toplam oynadığı maç sayısına oranı ise %38.36.
evet gençler, siz çok biliyorsunuz. ben canlı canlı izlediğim için bir bok bilmiyorum. volkan'ın karakterini ben de beğenmiyorum. ama performansı için ıslıklanmaya hak ettiğini düşünüyorsanız, bırakın futbol izlemeyi. başka şeylerle ilgilenin. çünkü anlamıyorsunuz.
tarihe not düşelim. beşiktaş ile oynanan kupa maçında gördüğü anlamsız iki sarı kartın neticesinde fenerbahçe'nin sahasında akhisar'a yenilmesinde bana göre en büyük paya sahip büyük fenerbahçeli.
fenerbahçeli olmasına bir itirazım yok. ben de fenerliyim. lakin aynı zamanda futbolcu olsam birazcık profesyonel olur, anlamsız cezalar alarak takımımı en ihtiyaç duyduğu anda yalnız bırakmazdım.
Kontrollü gol yeme üstadı. sanırım tüm enerjisini sakalları harcıyor. 2 isabetli şut var biri içerde sağolsun hiç boş geçmiyor. İşin daha ilginci yeni Malatyaspor 16 şut çekmiş Fenerbahçe 15 şut. Allah belanızı versin. 37 yaşında bir insan nasıl as kaleci olur anlamıyorum.
Süresiz kadro dışı bırakılmış fenerbahçe kaptanı. Az çok hangi sebeple kadro dışı bırakıldığını tahmin edebiliyor olsam da fenerbahçe'ye yakışmadığını düşündüğüm bir hareket. Bu ülkede ne orospu çocuğu topçular el üstünde tutulmuşken fenerbahçenin emre belözoğlu, volkan gibi adamlara yaptığı bu muameleleri kabul edemiyorum.
6 şubat 2023'de yaşanan depremlerde yaptıklarından sonra kendisine bu mecrada bile türk futbolunun çöpü, kanserli hücresi diyenler utandılar mı acaba merak ediyorum. mesela ekşi sözlük'te baya bir utanan olmuş. teknik direktörlüğünü yaptığı hatayspor da üç maç sonunda şu anda lig ikincisi. geçen sene de başarılı gidiyordu. teknik direktörlüğü de aldığı sonuçlara bakınca fena gitmiyor. umuyorum kaleciliğinden de başarılı bir teknik direktörlük kariyeri olur.
şenol güneş'in elini sıkmayarak bir süre gündemde adı geçen teknik adam. uzun süre fenerbahçe'nin kaleciliğini yapmış, o süre zarfında ne kadar hasım topladıysa hatay depremleri sırasındaki adamlığı ve sonrasındaki açıklamalarıyla da bir o kadar hayran kazanmıştır.
fenerbahçenin efsanesidir. buradan kaynaklı da olan bir şenol güneş karşıtlığı vardır. geçen günde trabzonspor - bodrumspor maçında şenol güneşin elini sıkmayarak büyük yanlış yapmıştır.
şenol güneş futbol camiasının en değerli 3 isminden biridir. diğer ikisi de zaten asırlık dostları fatih terim ve mustafa denizlidir. darbeci kenan evren'e laf söylemiş, gezi zamanında eylemcilerin yanında durmuştur. bu kişiden deprem zamanından aylar sonra yaptığı açıklama için gıcık kapmak volkan'ın küçüklüğünden gelir. şenol güneş o zaman da biri oynuyor biri oynamıyor, federasyon düzgün karar alsın kaosu ortadan kaldırsın minvalinde cümleler kurarken volkan olayı anlamayıp şenol hocaya laf söylemiştir.
o dönem gs ye verilen puanlar ile gs'nin de avantaj sağladığını herkes açıp fikstürden görebilir. volkan deprem sorumluları ile foto çekinmekle meşgulken şenol güneş her zaman olduğu gibi halkının yanındaydı.
şenol hoca hepinizden hem yaş hem insaniyet olarak büyüktür. adınızın şenol güneş ile yanyana geçmesini gurur sayıp dövmesini yaptırmanız yeğdir.
içinden gelmeyen bir şeyi birilerine şirin görünmek ya da politik olarak daha doğru diye yapmayı reddederek gözümdeki değerini katlamış fenerbahçe efsanesi. yaptığı ya da yapmadığı şeyler için herhangi bir sebep göstermek zorunda değildir. insanların insanları sevmek ve sırf yaşı büyük diye saymak zorunda da olmadığı gibi...
canının istediğine sarılır, canının istemediğinin suratına bakmaz. bu hak her insanın en doğal hakkı olduğu kadar volkan'ın da hakkıdır. kimseyi de ilgilendirmez onun tavırları.
şenol hoca önce bokum demeden akım demeyi, cümle kurmayı öğrensin. anlatırken kendi unutuyor lafının başını.
