Gazeteci yazar çetin altan'in oğlu, akademisyen gazeteci yazar mehmet altan'in kardeşi, eski taraf gazetesi yoneticisi olan gazeteci yazar. 15 temmuz darbe girişimi sonrasında muktedirler tarafından hapse atılmıştır.
dün 15 temmuz darbe davası için hakim karşına çıkmış ve destansı savunmasıyla; her şartta "onurlu ve cesur bir insan" nasıl olunur dersini vermiştir. savunmasının tam metni: (link: t24.com.tr/... : t24.com.tr/... )
taraf gazetesi'nin genel yayın yönetmenliğini yapmış gazeteci, yazar.
kardeşi ve nazlı ılıcak'la birlikte aldıkları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası günümüz türkiye'sinin topuzu kaçmış adalet terazisi adına hiçbir şey ifade etmeyecektir. ben isterdim ki, taraf gazetesi kendi yönetimindeyken şu ve şu nun gibi başlıkları atabilmesi yüzünden tarafsız mahkeme heyeti önünde yargılansın. olamadı, bu gidişle de olamayacak. her bir mağduriyet, bir diğerini doğuracak.
gerçek olmayan, adeta bir masalın halka yutturulması olan balyoz ve ergenekon davalarında hem medyayı hem de bilinçsiz halkı bile isteye yanlış yönlendirmiş olmasını unutmayacağım. aldığı cezanın ise ne adil bir yargılama sonucu gerçekleştiğini ne de doğru bir anlayışla ortaya konduğunu düşünüyorum. nazlı ılıcak da, kardeşi mehmet altan da aynı yargısız infazın ve çarpık anlayışın ceremesini çekmiştir. kişilere kızıp gerici ideolojilerin karşısında durmaktan imtina ettikçe ilerleyemeceğimiz çok açık. bu yüzden "oh, iyi olmuş bunlara" demeden önce, siyasi rüzgarın estiği yön değiştiğinde de adil yargılanma üzerine konuşabilecek kadar "omurgalı" olup olmayacağımızı düşünmeliyiz bence.
"bu söylediği gerçek değil, dolayısıyla bir kanıt da yok. ama artık türkiye’de iddialar da yargılamalar da kanıtsız yapıldığı için savcı aklına geleni rahatça söyleyebilir." demiş savunmasında.
şimdi işim gücüm olmasa ergenekon ve balyoz tertiplerindeki tarafını, sözlerini, neyin parçası olduğunu satır satır koyarım, güleriz. ama zaten biiyorsunuz, koydum farzedin, latife olsun.
16 şubat 2018 tarihinde ağırlaştırılmış müebbet cezası almış. bugün sağda solda okudum ki tahliye edilmiş. keza nazlı ılıcak da. dilimin ucuna gelenleri bi yutup ne iştir anlamadım diyeyim.
bir solcu olarak bu insanın cezaevinde olmaması gerektiğini savunmamın merhametle yakından uzaktan ilgisi yoktur. tamamen hukukla ilgilidir. yargılandığı suçun tck da yeri bile yoktur. hadi diyelim ki var, bir mahkeme bu şahıs yeterli cezayı yattı dedikten sonra diğer mahkeme nasıl yatmadı diyebiliyor?
bu şahısla aynı hapis cezası alan nazlı ılıcak neden dışarıda? nazlı hanım çıktıktan sonra 5 milyon dolar rüşvet verdi iddiaları çıkmıştı. hiç bir şekilde tekzip edilmedi bu haber. yoksa doğru mudur?
artık yazarlara israil'in düşman hukuku mu uygulanmaktadır? orada da mahkumlar değşik aralıklarla ''hadi hazırlan tahliye oluyorsun'' diyerek kapıya kadar götürülür. sonrasında vaz geçtik denir.
Şimdi ortada 240 kişinin katledilmesine yol açan 15 Temmuz adlı kocaman bir direk var. Bir de bu direğin üstündeki kıymıklar... Ahmet Altan’ın gözaltına alınması bir kıymıktır. İşin özü değil, “görüntüsüdür” insanın gözüne batan. Romancılığa da heves etmiş ileri yaşlardaki bir gazetecinin kardeşiyle birlikte gözaltına alınması, insanı tabii ki rahatsız eder. Böyle bir şey olmasın istersiniz. Ama özüne baktığınızda, hukuksuz bir iş olmadığını da görürsünüz. Ahmet Altan’ın çıkardığı gazete kumpaslara imza atmış, üstelik çıkardığı gazetenin FETÖ’cü yapılarla ciddi ilişkileri var. Böyle bir kişi tabii ki gözaltına alınır. Ama “görüntü” insanın içini sızlatıyor, sızlatmaması da mümkün değil. Değil de, hayat da sadece “görüntü” değil, o görüntünün arka planına bakmalı.
dün tahliye olmuş gazetecimsidir.
akp'nin liberallerle olan birlikteliği zamanında akp'ye entelektüel bilgi birikimi sağlayan taraf gazetesinin genel yayın yönetmenidir.
ergenekon, balyoz gibi uydurma safsata operasyonlarla kumpaslar kurulan vatansever askerlerimizin içeri attırılmasında, askerlerimizin yerine getirilen fetö'yle iltisaklı komutanlara yer açılmasında çok büyük parmağı vardır.
belki o silah sıkmadı ama kalemini sattı, doğduğu ve büyüdüğü topraklara ihanet etti, cumhuriyet'ini sattı.
komutanlarımıza hayvan pornosu suçlamasını atabilecek kadar alçaldı.
senin gibiler yüzünden kaç tane insan intihar etti, psikolojisi bozuldu, kaç tane insan töhmet altında kaldı haberin var mı ?
bu adam burada yaptıklarını rusya, ingiltere, abd gibi ülkelerde yapsaydı değil hapisten tahliye edilmek isminin söylenmesi bile suç sayılırdı.
insan üzülüyor bunun gibiler elini kolunu sallayarak tahliye ediliyor, montrö bildirisinden gözaltına alınan amirallerimiz bileklerine sanki kaçacaklarmış gibi elektronik kelepçe takılarak şartlı tahliyelerle salınıyor.
ey türk milleti ey anadolu halkı dün de yalnızdın, bugün de yalnızsın, büyük ihtimalle yarın da yalnız olacaksın zihnini ve yüreğini açık tut yoksa içi boş zırvalarla askerlerini düşman gösterip içeri atarlar yerlerine de cemaatin askerlerini doldururlar.
girdiğin sınavların sorularını çalarlar senin emeğini ve alın terini kendi adamlarına sömürtürler.
bizi özgürleşme adı altında binbir parçaya bölüp yurttaşlık fikrini gerici olarak gösterirler, bütün servetini şirketlere peşkeş çektirirler.
"türk milletinin onuruyla oynadınız, gururuyla oynadınız. askeri ve hukukuyla oynadınız, cumhuriyet'le oynadınız. türk milleti bunun intikamını alacaktır!".
-nihat genç
işlediği suçlardan dolayı değil de işlemediği bir (hatta iki!) suç isnadından dolayı hapis yatmış gazetecidir. işlediği suçtan dolayı bırakın ceza almayı mahkemesi, soruşturması bile olmamıştır. çünkü işlediği suçun (2007-2012 arası Taraf Gazetesi haberleri) ortakları hal-i hazırda iktidarda durmaya devam etmektedir.