1. 11 eylül ve 20 aralık 1950 tarihleri arasında yeni istanbul gazetesinde bölüm bölüm yayınlandıktan sonra nebioğlu yayınevi aracılığıyla kitaplaştırılan bir kitabı.
    #39005 no pasaran | 8 yıl önce
    0roman 


  2. -- spoiler --


    " yahut samim'le konuşmak. fakat sevgili değil, arkadaş gibi. çok açık. hiçbir günah duygusunu ve hatırasını saklamadan. kaçamaksız ve oyunsuz. ruh düğümlerinin kendi kendine çözülmesine yarayan serbest, serbest, serbest, oh, ve ılık bir...müsamaha havası içinde. ne güzel şey bu. sevilmenin gururundan daha güzel değil mi ? "



    -- spoiler --




    erkeklerin bir şekilde bir zaman karşılaştığı kadındır, kendisiyle çok iyi arkadaş olabilen ama aşka gelemeyen aşka düşemeyen, kesin olarak reddedişe de cesareti olmayan kadın. onun hissi, bundan daha iyi ifade edilemezdi sanırım.
    #83219 passageoflord | 7 yıl önce
    0roman 
  3. Türk edebiyatının yapı taşlarından olan çok önemli bir eserdir "yalnızız". Peyami safa'nın oturduğu sandalye her ne kadar üç bacaklı ve kişilik düzleminde güven vermeyen bir durumda olsa da, edebi yönden eşsiz sayılabilecek eserler sunmuştur her daim.

    Esasen, türk okurları olarak (başta ben olmak üzere) bir eseri okumadan önce, yazarının politik duruşunu es geçmeyi, gözlerimizi kişiliğine kapamayı beceremiyoruz. Fakat şahsım adına Peyami Safa ile bu önyargımı yıkmış olmaktan çok ama çok mutluyum.Kendimle de çok çeliştiğim üzere bir dostoyevski, tolstoy veya modern avrupa klasikleri yazarlarının birçoğunun nobran, yobazlık derecesinde mutaassıp olduğunu bildiğimiz halde, eserlerini okurken kendimizden geçiyoruz. Fakat konu türk edebiyatı olunca, roman düzleminde bu objektifliği yakalayamıyoruz. İskender Pala'nın, nihal atsız'ın edebi yönden çok kıymetli romanlarının hala daha yakınlarından geçmiyor oluşum da bu şahsi bağnazlığımın bir tezahürüdür.

    Yalnızız'a gelirsek; gerçekten bir dostoyevski kurgusu, schopenhauer tahlilleri ile karşılaşıyor okur. Üstadın diğer eserlerini de okuduktan sonra, yazarın kendi kişisel tarihinde kadın / erkek ilişkileri üzerinden ciddi bir darbe yediğini düşünmekten geri kalamıyor insan. Batı felsefesi ile ilgili çekincelerini, özellikle tanzimat dönemi sonrası "batılılaşma" hareketlerine eleştirilerini de alt başlıklarda cesurca sergiliyor. Sonuç olarak, benim de kişisel okurluk tarihimde ayrı bir yere koymama sebep olmuş, öneriler listemin başlarına yerleşmiştir.

    (bkz: )
    #179599 becoolnotfool | 5 yıl önce
    0roman 
  4. 'nın yazdığı son roman. kullanılan dil genel anlamda biraz ağır olup bazı cümleleri anlayabilmek ara sıra zorlasa da kimi zaman güldürüp kimi zaman korku filmlerine taş çıkartırcasına korkutacak kadar güzel ve detaylı kaleme alınmıştır. her çevrilen sayfa peyami safa'nın edebi konuda ne kadar yetkin olduğunu kanıtlar niteliktedir ve okuyucu bunu büyük bir keyifle farkeder. daha önceki yazar arkadaşın bahsettiği gibi yapılan çıkarımlar, karakterlerin iç çatışması gerçekten etkileyicidir. kitap bittiğinde ise gerçekten yalnız hisseder insan. velhasıl kelam, öyle güzel bir psikolojik romandır fakat hakettiği şöhrete kavuşamamıştır hiçbir zaman.
    #200362 dusunurum dururum | 5 yıl önce
    0roman