Derslerine tutkuyla bağlı, iliklerine kadar sayısalcı bir öğrenciyken kazayla içine düştüğüm kazan.
Kabullenmek 2 bomboş yıl ve bu seneyi aldı.
paldır küldür okuyup gidiyorum.
sevdim de. Doğru yer olabilir.
bizim kazan meğer narnia'ya açılan dolap gibiymiş. Tabi nasıl bir dünyaya açıldığı tartışılır.
Okulumdaki insanlardan nefret etsem de eğitimi çok iyi, hocalar sevdirdi bana.
şimdi en iyisi olmak istiyorum. Daha iyi bir okul için tekrar LYS'ye giriyorum. Sınav bitsin almancaya el atacağım. Yaz okulu, yeni okul vs vs işim çok. Bakalım nasıl bir hukukçu olup çıkacağım başınıza :)
4, bazı üniversitelerde ise hazırlık eğitimiyle beraber 5 yıl süreyle eğitim veren fakülte.
Herhangi bir hukuk fakültesine girebilmek için adayın sıralamasının en az 150 bin olması gerekiyor (geçen ya da ondan önceki sene çıkan karara göre).
Bu fakültenin öğrencileri, Benim bildiğim iki tanecik var mesela, tuğla gibi kitaplarıyla meşhurdur. Hepsini ezberliyor musunuz sorusuna gıcık olsalar da sabırla cevap verirler. Adam öldürünce kaç yıl yerim sorularına ise cevap vermemeyi ya da alaycı bir yolla cevap vermeyi tercih ederler.
*ezberlemiyorlarmış, o kitapları taşıyınca havalı oluyoruz diyorlar.
bedenlerden taşan ego bulutları amfilerin tavanlarında yoğunlaşıp; ortamı havasız, neşesiz ve samimiyetsiz bırakır bu yerlerde. ben artık bu kasvete daha fazla dayanamadığım için sınavlardan sınava uğruyorum fakülteye.
adama seve seve ders çalıştıran fakülte. yok öyle bir iki saat notlara göz gezdirip sınava girip geçmek. olduğu, yapmışlığım çoktur ama her derse sökmez. illa bir yerde tökezlersin.
Eşit ağırlık bölümlerinde lise sonda bütün sınıfın kazanma hedefi koyduğu fakat en fazla 4 kişinin kazanabildiği fakültedir. diğer ögrenciler genelde iktisat, kamu yönetimi vs bölümlere giderler efenim :)
sosyal bir bilim olan ve her bilim gibi belli kaide ve yöntemleri olan hukuk biliminin öğretildiği, kazanılması görece zor, bitirilmesi muhakkak ki kazanmaktan daha meşakkat gerektiren ama kesinlikle okuması çok zevkli (bence) olan yüksek öğretim kurumu. mezunları temelde avukatlık, cumhuriyet savcılığı, hakimlik gibi meslekleri icra ederken, noterlik, öğretim üyeliği ve mülki amirlik yolları da açıktır.
baki kuru hocanın bir konuşmasında, para kazanır mısın, mutlu olur musun ya da işte ne olur ne olmaz bilemem ama acı gerçeklere talipsen bu dünyaya milyon kere gelsen, milyon kere bu bölümü okumalısın dediğini hatırlıyorum.
okuduktan sonra anlıyorsun ki hayatta yeni hiçbir şey yok. sadece sistematik makyajla kelimeler farklı görünüyor.
nitelikli hukukçu yetiştirmek için gerekli olanın biraz daha fazla okumak olduğu düşünülerek eğitim 4 yıldan 5 yıla çıkartılmış. ne gerek vardı ki?
ülke çapındaki 77 hukuk fakültesinin 19’unun başında hukukçu yokmuş. maşallah gayet güzel idare ediyorlar.
19 dekanın neci olduğunu merak ettiyseniz, buyurun: 4 ilahiyat, 3 maliye, 3 tıp ve birer tane çalışma ekonomisi, veteriner, kamu yönetimi, işletme, siyaset bilimi, Fransız dili, ziraat, iktisat ve kimya uzmanı.
hangi üniversitelerde olduklarını görmek için habere tık...
Hukuk biliminin ve doğasının öğretildiği fakültelerdir.Türkiye'deki hukuk fakültelerinde,şimdilik,alıntı ve atıf usülleri hakkında ders verilmemektedir. Halbuki ileride öğretim görevlisi olacak bir hukukçu makale yazarken,avukatlık yapacak biri dilekçe yazarken,hakimlik-savcılık yapan biri kararlarını kaleme alırken mevzu bahis atıf usüllerini kullanması gerekir. Bu eksikliğimi kemal gözlerin hukuka giriş kitabı ile gidermeye(16.basım ve sonrası) çalıştım. Elbetteki kendisininde kitapta belirttiği gibi aşırı ayrıntılı ve yeterli değil fakat en azından bir fikir oluşturması bakımından önemlidir.