1. (bkz: )

    can yücel söylemiş."benim için böyle demişti..." gibisinden anlatmıştı sözün hikayesini televizyonda küçük.
    ...hulki cevizoğlu, programın bir yerinde yalçın küçük'e "sizi pek çok şeyle suçlayanlar var, hatta hakaret bile ediyorlar, bunları biliyorsunuzdur. hatta can yücel'in sizin için yazdığı bir mısra var: 'yalçın küçük'tür ama mide bulandırır' şeklinde. ne diyorsunuz bu suçlamalara?" diye sordu. küçük, "can yücel'e kızmam, o der. çünkü o herkese diyor ve düşündüğü gibi dosdoğru yüzüne söylüyor, o kimseye arkadan konuşmaz. yani can'a asla kızmadım ve kızmam. ama bana hakaret eden diğerleri benimle baş edemedikleri için bunu yapıyorlar. hakaret etmemelerini tercih ederim ama ediyorlar..." cevabını verdi."
    yaşını aldıkça tutarlılığını kaybetmeye başladığını düşünüyorum.

    koca bir kitap dolusu tezini (sebataycılık tabiki) 2 dakikalık bir telefon konuşmasıyla çürüttüklerinde, "hata yapmışız" deyip, kitabı çöpe gönderebilen bir adam. hani kitabı okumuş olsanız sıçtınız, malum tuğla kalınlığında yazabiliyor.

    kitap yazarken kullandığı bilimsel yöntemlere dair bir anektod:
    "aydınlar ocağı'da nüfuzlu bir çok ibrani kökenli yönetici olduğunu savunan yalçın küçük, türk-islam sentezi'nin yahudilerce türkiye'yi bölmek için ileri sürülen bir tez olduğunu savundu. kendileri veya çocukları şişli terakki lisesi öğrencisi olan yöneticelerin bunlar arasında bulunduğunu söyleyen küçük'ün ithamları üzerine aydınlar ocağı genel başkanı prof. dr. mustafa e. erkal programa katılarak küçük'ün iddialarının asılsız olduğunu söyledi. küçük tezlerinin doğruluğunu savunurken, erkal, türk-islam sentesinin yerliliğini ve aydınlar ocağı'nın milli bir cemiyet olarak türkiye devletinin gelişmesi ve bütünlüğü ieçin çaba sarf ettiğini söylerek, küçük'ü iddiasız tezler öne sürmekle suçladı. bunun üzerine küçük, programın başında kesinlikle delili olmadıkça isim vermeyeceği konusunda hulki cevizoğlu ile anlaşmış olmasına rağmen, ağzından bir isim kaçırıverdi. aydınlar ocağı eski başkanı 'ın örnek verdiği isimler arasında yer aldığını belirten küçük, başka isimler de bulunduğunu ama bunları dile getiremeyeciğin isöyledi.

    prof. erkal'ın telefonundan sonra carlı yayına bağlanan isim aydınlar ocağı eski başkanı prof. dr. nevzat yalçıntaş oldu. yalçıntaş, telefon bağlantısına alındığı için cevizoğlu'na teşekkür edip, onun prnogramlarından dolayı kutladıktan sonra, küçük'e de düşünce dünyasına katkılarından dolayı önemli biri olduğunu söyledi ve "ama bir iddia ortaya atılırken bunun da deli olması lazım. benimle ilgili iddialarınızda deliliniz var mı?" diye sordu ve sonra "beni çok üzdünüz sayın küçük, çünkü söyledikleriniz doğru değil. ben kesinlikle ibrani kökenli değilim ve bunun tespiti de o kadar zor değil. benim ailem ankara'ya yakın bir yerde ikamet etiği için nüfus kayıtlarına istenildiği an ulaşılabilir" dedi.

    bunun üzerine prof. yalçın küçük, "siz bunları söylüyor iseniz ben yanılmışım. sizin dediğiniz doğrudur, ben kendi kayıtlarımı düzeltiyor ve sizi o listeden siliyorum. ve sizi üzdüğüm için de özür diliyorum" dedi.

    bu noktada konuşmaya karışan cevizoğlu, "ama sayın küçük, bu nasıl bir bilimselliktir, bir iddia ortaya atıyorsunuz, delili yok, ilgili şahıs bunu reddettiği zaman siz de onun açıklamasını kabul edip, doğruluğunu hemen kabulleniyorsunuz. böyle bir bilimsellik olur mu?" diye sordu.

    küçük, "bu benim tarzım. ben genellemelerle gidiyorum. bir iki örneğin doğru olmaması benim tezlerimi yalanlamaz. söz konusu kişilerden biri ididayı reddediyorsa ben ona inanırım. kendim yanılmışımdır. bir iki örneğimin yanlış çıkması benim genel tezimi yanlış kılmaz" diye tezlerini savunmaya devam etti. "
    kaynak: yalcinkucuk.blogcu.com/...
    #3951 fly | 8 yıl önce
    0yazar 
  2. can yücel'in kendisine dair yazdığı cümleyi (yalçın küçük küçüktür ama mide bulandırır) kendisi kadar hoş karşılamadığım aydın. bu insan adını soyadını kendisini mi seçmiş. hayır. soyadı ata soyadı. adını da kendisine ailesi vermiş. (hoş kendisi seçmiş olsa ne olur) yani kişi başka şekillerde kendi çabasıyla-yaşamıyla edindiği nitelikleriyle eleştirilmek yerine farkında olunmasa da aslında çok basit bir davranışla -hele de can yücel'e yakışmayacak bir davranışla- atasına sövülüyor. bunun yalçın küçük'ün kendisiyle (yalçın küçük'ü yalçın küçük yapan şeylerle) ne ilgisi var. bir ilgisi olabilir mi. hayır.
    #8046 ma icari | 8 yıl önce
    0yazar 
  3. türk aydınıydı. hem güldüren hem düşündüren bir tarzı vardı. tabi, bir noktadan sonra "orducu" ve milliyetçi kafasından haz etmemeye başladım.
    ama artık kanaat önderi olma çabasını terk etmiş, köşeye çekilmiş görünüyor çünkü beynini etkileyen sağlık sorunları var. umarım iyileşir ve gider ayak sahalara bir geri dönüş yapar.
    #170590 zil 130 | 5 yıl önce
    0yazar 
  4. "Bizler kemalizm'den geri dönülmesini kabul etmeyiz. Geriye baktığımızda, kemalizm, bizim frenimizdir. İleriye baktığımızda, kemalizm'in ötelerine açılma zorunluluğu duyuyoruz."

    Hoca'nın en muazzam tespitidir. Bu topraklarda kemalizm son barikattır, ondan geriye düşüldüğü zaman açılan kapı orta çağ'dır.
    Bu cümlenin sağlamasının çok defa yapıldığını düşünüyorum.
    #286435 migfer tokmakel | 2 yıl önce
    0yazar 
  5. Hayatımda "tutku"suna özendiğim tek insan, iradeli, disiplinli, romantik-materyalist, bilim adamı aynı zamanda çok derin bir kişilik.

    Ama onu tek kelimeyle tanımlasam yukarıda da tırnak içinde belirttiğim "tutku" kelimesini kullanırdım.

    ne kadar büyüktür bilmiyorum ama bana göre çok büyük bir insandır. İyi ki tanımış ve okumuşum.



    Tutkusuna bir örnek,

    İki intikamımız var ve sevinçle haber ediyorum. Bu intikamı sık sık haber vermek istiyorum; "tekrar" benim biçemimdir ve bir öğret­men yoludur. Hiçbir "intikam" bu kadar zamanlı olamaz ve öyle sayı­yorum. Cumhuriyet'e, dilimize, Kemalizm'e, aydınlığımıza en bilgisiz ve cüretkar, "ışid" misli küstah ve korkak bir saldırı zamanında, sanki içgüdüsel ve sanki kendiliğinden fırladılar. İntikamımızdır.

    ilki benim, "Atamanoğlu" tarihimdir ve adı "Osman" değil Ata­man'dır; bu isim, Türkler'de ve Moğollar'da varlar. Bazı Rus roman­larında, Türkler ve Kazaklar geçerse, Şolohov'un Durgun Akardı Don ve Don Kıyısında Hasat şaheserlerinde bu isimle karşılaşıyoruz. Ve bu adı, "Ataman" ki "başkan" anlamına yakındır, hala kullanıyoruz ve Romalılar, bize, Ataman Beyliği'ne de "ataman" ya da "ottaman" demişler ve biz işte buyuz. Biz Osman' dan türemiş "Osmanlı" değiliz ve biz "Atamanlı" sayılıyoruz. Gericilerden intikam alıyoruz.

    -çıkış: ansiklopedi 2
    #289981 migfer tokmakel | 11 ay önce (  11 ay önce)
    0yazar