nefes alıp verildiği sürece öğrenilen, bedensel+ruhsal davranış biçimi. insanı en mutlu edecek hali "yalın" olanıdır. öğrenme merakının doğurduğu istekle daha çok başka insanların hayatını gözlemler ve o şekilde mutlu olacağımızı düşünür, taklit ederiz. oysa çok basittir. kim olduğunu, neyi sevdiğini, neyi sevmediğini kendince tespit edip en basit halini yaşamaktır esas olan.
''yaşamak güzel şey doğrusu üstelik hava da güzelse hele gücün kuvvetin yerindeyse elin ekmek tutmuşsa bir de hele tertemizse gönlün hele kar gibiyse alnın yani kendinden korkmuyorsan kimseden korkmuyorsan dünyada dostuna güveniyorsan iyi günler bekliyorsan hele iyi günlere inanıyorsan üstelik hava da güzelse yaşamak güzel şey çok güzel şey doğrusu.''
insanın neden bulunduğunu bilmediği bir dünyada kendince anlamlar yaratarak hayatını sürdürmesi durumu. içinde bulunduğumuz kozmoz, evreni etkisi altına alan yasalar, belirsizlik, dehşet verici ama bir yandan da güzel. sonuç olarak yaşamak, güzel-huzurlu anlardan fazlası değil.
herhangi sıradan bir günümü düşünüyorum; o kadar çok eforum var ki bazen ben neyin mücadelesi içindeyim, ne saçma, diye düşünüp kendimi öldürmenin aslında çok daha mantıklı olduğu sonucuna ulaşıyorum. öyle intihar eğilimim falan da yok yanlış anlaşılmasın, hatta keyfim gayet yerinde, her şey iyi güzel de, bu ne yani. hani diyorum, ben tam bir askeri disiplinle yaşıyorum da ondan mı böyle hissediyorum, yok valla cevap bu değil, konunun benim hayat tarzımla hiç ilgisi yok. yaşamak ben salsam da yorucu, yaysam da yorucu, koşsam kudursam da yorucu. çok yoruldum. öf. yoruldum diyorum ama, elime gıcık olduğum birilerini verseniz dövebilecek enerjim pekala var mesela. garip bir yorgunluk bu. ruhsal yorgunluk dedikleri böyle bir bok oluyor herhalde. ruh diye bir şey de yok bu arada, söylemiş miydim daha önce?
"yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak. dünyada bundan başka istenecek ne vardır?"