-
1953 senesinde ian fleming tarafından yaratılan roman karakteri. aslı ününü ilk olarak sean connery tarafından canlandırıldığı ve neredeyse her filmde spectre adındaki gizli bir örgütle uğraştığı, daniel craig ile birlikte eğlenceli ajan filmleri kimliğinden sıyrılarak çok daha sert hale gelen sinema filmleriyle kazanan bond serisi, karakteri canlandıran oyuncularla birlikte şimdilik şöyle:
dr. no (1962) sean connery
from russia with love (1963) sean connery
goldfinger (1964) sean connery
thunderball (1965) sean connery
you only live twice (1967) sean connery
casino royale (1967) david niven *
on her majesty's secret service (1969) george lazenby
diamonds are forever (1971) sean connery
live and let die (1973) roger moore
the man with the golden gun (1974) Roger Moore
the spy who loved me (1977) Roger Moore
moonraker (1979) Roger Moore
for your eyes only (1981) Roger Moore
never say never again (1983) sean connery *
octopussy (1983) roger moore
a view to a kill (1985) Roger Moore
the living daylights (1987) timothy dalton
licence to kill (1989) Timothy Dalton
golden eye (1995) pierce brosnan
tomorrow never dies (1997) Pierce Brosnan
the world is not enough (1999) pierce brosnan
die another day (2002) Pierce Brosnan
casino royale (2006) daniel craig
quantum of solace (2008) Daniel Craig
skyfall (2012) Daniel Craig
spectre (2015) Daniel Craig -
çok karizmatik isimli filmlere sahip film ve kitap serisi.
lakin en kötü nokta kendisinin evreninin sürekli değişmesidir.
mesela goldeneye'da m, james bond'a "soğuk savaş artığı" şeklinde hitap ederken bir bakmışız james bond 2010'lu yılların türkiye'sinde fink atıyor.
imkanım olsa şahsen ben bunu mcu gibi bir evren haline getiririm ve tüm seri tek bir james bond'a odaklanırım. yorucu olur ama en azından seri mantıklı bir çerçevede ilerler. soğuk savaş artığı bir adam istanbul'da trenlerin üzerinde zıplamaz en azından.
yahut bir de yaşlı bir james bond filmi çekilip evrene tekrar bir reset atılıp tekrar casino royale'den -ki ilk james bond macerasıdır bildiğim kadarıyla- başlanılabilir ve sovyetlerin yerini de daha teknolojik bazı başka varlıklar alabilir. mesela sovyetler yerine neden şirketler ele alınmasın? şirketler de ingiltere'yi tehdit edemez mi?
bir de bu adam her seferinde nasıl deşifre oluyor da ajanlık kariyerine devam ediyor anlamış değilim. bir tane japon casus meksika'da deşifre oldu diye yanılmıyorsam 10 yıl kadar falan türkiye'de tutuluyor, iyice unutulsun diye. 1930'dan sonraki yılların istanbul'u çok civcivli geçmiş, bir araştırın derim böyle casusluk hikayelerini seviyorsanız.
-
the spy who loved me'de cambridge mezunu olduğunu öğrendiğim İngiliz ajanı.