1957 doğumlu yazar, öğretim görevlisi; son 10 yılda ise ağırlıklı olarak televizyon programı yapımcısı ve sunucusu. ne yazık ki, 2 gün önce, benim bildiğim kadarıyla birkaç yıldır tedavi olmaya çalıştığı kolon kanseri nedeniyle, 66 yaşında hayatını kaybetmiştir. şurada başlığının açılmamış olması küfür gibi resmen.
kendisini biraz araştırırsanız, özellikle istanbul doğumlu bir musevinin gözünden nefis istanbul manzaraları sunduğunu görürsünüz. yazdığı kitaplar 30'dan fazla dile çevrilmiş, 1990'da haldun taner öykü ödülü, 1999'da yunus nadi roman ödülü kazanmış bir yazardan bahsediyoruz. genellikle istanbul'u anlattığı ve şehrin hem görülen ama önemsenmeyen hem de görünmeyen ama oralarda bir yerde olduğu bilinen ayrıntılarını baya geniş geniş anlatırdı. trt 2'ye yaptığı muhayyelat adındaki gezi benzeri bi' programı vardı. hem sunuyor hem geze geze anlatıyordu. taksim civarındaki bütün tarihi mekanları bilir, çoğunun müdavimi de olduğu için bölgenin tarihsel gelişimini de tane tane, tonton dede gibi anlatırdı. kendisini sanırım 15 yıl kadar ders verdiği yeditepe üniversitesi'nde de sık sık görmüşlüğüm, okulun kampüsünde gırla karşılaşmışlığım oldu. her zaman güleçti ama her zaman da aklında bi' şey olduğu belli bir yüz hattıyla hatırlıyorum. öyle aman aman ders anlatamazdı ama bi' konuyu derinlemesine anlatıyorsa, onu dinlerken aydınlandığınızı beyninizin kaşınmasından anlardınız. romanlarına vakıf değildim, halâ da değilim ama hem ilk öykü kitabı olması nedeniyle hem de haldun taner öykü ödülü kazanmasıyla bir şehre gidememek kitabını okuduğumu ve okurken de kitabın yağ gibi aktığını hatırlıyorum. aynı yıllarda iyi bir selim ileri okuru olmaya çalışıyordum ve levi ile ileri'yi birbirlerine benzetip haklarında çevremdekilere laf anlatırken sık sık karıştırdığımı da hatırlıyorum.
yeditepe'nin görkemli girişi olan güzel sanatlar fakültesi'nde verdiği son dersler şunlarmış: hikaye anlatımı , ileri tanıtım yazarlığı ve halkla ilişkilerde özel konular . benim kendisiyle özellikle okulun içinde karşılaşmalarım genellikle iletişim fakültesi'nin merdivenlerinde oluyordu. sanırım daha önce benzer dersleri ortak olarak farklı fakültelerde de veriyordu, bilemiyorum. muhayyelat'in tekrar bölümlerine trt 2'de denk gelirseniz, bölüm adlarından falan sıkılacağınızı düşünebilirsiniz. biraz şans verin ve izlemeye devam edin. levi'nin hem kendi çocukluğunu hem aklının içindekileri hem anılarını hem de istanbul'un "gençliğini" müthiş tasvir etme yeteneğine hayran kalmamanıza imkan vermiyorum.
toprağın bol olsun tonton hocam. valhalla'dakilere bizden bol bol selam söyle.
