Senaristliğini ve yönetmenliğini faik ahmet akıncı’nın üstlendiği 29 Ekim 2010’da vizyona giren dram, tarih türlerindeki yaklaşık 1 saat 45 dakikalık kubilay adlı bir filmde yüzeysel ve bayağı oyunculuklarla şeyh sait İsyanı sonrasında patlak veren kubilay olayı (menemen olayı) bahsedilmiş, kendisini de arda kural canlandırmıştır.
nakşibendi tarikatı denilen ve istisnasız tüm tarikatlar gibi pislik / cürüm yuvasının mensuplarından olan ve kendisini mehdi ilan edip, sözde mücahitlik iddiası ile peşine taktığı teröristler ile derviş mehmet ismindeki zat tarafından önce yaralanan; sonrasında ise sığındığı camide tekrar yakalanıp, başı kesilerek öldürülen / katledilen ve bugün uğradığı katliamın 90. yıldönümü olan devrim, cumhuriyet, inkılap şehidimiz.
Gerçek islam, gerçek din bu mudur, değil midir, hangisidir, vs., bilmiyorum; ama umarım o mensubu olduğunuz ve bizzat sizlerin veya şeyhlerinizin formüle ettiği biçimdeki din / dinler ile beraber; tanrının evi olarak tanımladığınız 'camide' yaptığınız bu katliamı gören ve kendi 'evinde' böyle bir katliamı yapan sizler için de bir hesabı olan ve sizleri bekleyen bir 'tanrı' vardır.
Herkesin şuursuzca, kaygısızca, en ufak dayanağı olmadan 'terörist' ilan edildiği günümüz türkiye'sinde, derviş mehmet ismindeki ucubeye dahi terörist tanımlamasının yetersiz olacağını düşündüm. düşündüm, düşündüm, başka da bir tanım bulamadım.
Not : Dindar ile dinci aynı şey değildir; dememe gerek yok lakin yukarıdaki ve benzeri girdilerde eleştirilen, hakaret edilen, yok sayılan güruh 'inançlı' kişiler değil; inancını pazarlayan 'tacirlerdir'.
kendisini katleden derviş mehmet'in torunu bülent arınç; milletvekilliği, meclis başkanlığı, başbakan yardımcılığı ve cumhurbaşkanı danışmanlığı görevleriyle ödüllendirilmiştir*. dedesinin izinden gidip onun mirasını daha da ileri taşımış, "bana suikast yapacaklar" diye zırlayarak ordunun etkisizleştirilmesi için kurulan komploda başrol oynamış ve türkiye cumhuriyeti'nin askeri sırlarının yabancı devletlere ifşasına sebep olmuştur.