ne güzeldi o kış bahçesinde güllerin çok derinlerde çalışan uykusu sana bir bahar hazırlamak için.
dallar, filizler, eski masal dilberleri gibi hüzne ve hülyaya gömülmüş doğmamış çocuklara ninni söylüyorlardı sanki... ana rahmi gibi sıcak ve yüklü idi hava iyi mayalanmış hamur gibi gizli nabızlarla atıyordu toprak.
belli ki çok derinlerde oluşan ışık sızmaz mahzenlerinde bir şeyler oluyordu, bir şeyler karanlık gecede yıldızlar arasında olup biten şeylere benzer; şimşekler çakıyordu mavi, berrak kandan daha kırmızı, beyazdan daha sessiz mordan daha hiddetli, üst üste fecirler gibi hazırlanıyordu, gülün sevinci, menekşenin kederi. bu sevinçle yüklüydü hava, geleceğin kapısında el ele vermiş gülümsüyordu her şey.
17. yüzyıldan başlayarak avrupa'nın zengin konaklarında moda olan, ana bina'ya bitişik, camekanlı, ısıtmalı, genellikle tropik bitkilerin yetiştirildiği kapalı bahçe. sera.