1. Güçlükle.

    Örnek kullanım: El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı. (H. Taner)
    #68812 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  2. Baskı
    örnek kullanım: "Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi." (M. Ş. Esendal)
    #68870 tdk | 7 yıl önce
    0genel terim 
  3. Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı.

    örnek kullanım: Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir. (B. Felek)
    #114482 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  4. Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık.

    örnek kullanım: Dün gece bütün sinirlerimi bir kâbus işkencesinin zoru altına koyan buhranlı saatler yaşadım. (E. İ. Benice)
    #114483 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  5. Yüküm, mecburiyet.

    örnek kullanım: Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu. (N. Cumalı)
    #114484 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  6. "Yapamazsın" anlamında kullanılan bir söz.
    #114485 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  7. Kolay kelimesinin zıttı.
    (bkz: ) (bkz: )
    #181835 kaseyibastim | 5 yıl önce
    0genel terim