-
Güçlükle.
Örnek kullanım: El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı. (H. Taner)
hepsini göster
-
Baskı
örnek kullanım: "Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi." (M. Ş. Esendal) hepsini göster
-
Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı.
örnek kullanım: Sabır güzel, faydalı fakat zor şeydir. (B. Felek) hepsini göster
-
Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık.
örnek kullanım: Dün gece bütün sinirlerimi bir kâbus işkencesinin zoru altına koyan buhranlı saatler yaşadım. (E. İ. Benice) hepsini göster
-
Yüküm, mecburiyet.
örnek kullanım: Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu. (N. Cumalı) hepsini göster
-
"Yapamazsın" anlamında kullanılan bir söz.
hepsini göster
-
Kolay kelimesinin zıttı.
(bkz: güç) (bkz: çetin) hepsini göster