1. Bir yere yaslanmak, kendini dayamak.

    Örnek kullanım: Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. (M. Ş. Esendal)
    #102015 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  2. Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak.

    Örnek kullanım: Karşılıklı bilmece sormaya dayanan seyirlik oyunlar da vardır. (M. And)
    #102016 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  3. Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek.

    Örnek kullanım: Bu gemi fırtınaya iyi dayanır. ()
    #102017 tdk | 7 yıl önce
    0eylem 
  4. Varmak, ulaşmak.

    Örnek kullanım: Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor. (Y. Z. Ortaç)
    #121162 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  5. Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak.

    Örnek kullanım: iki genç, kırarcasına küreklere dayandılar. (Halikarnas Balıkçısı)
    #121163 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  6. Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak.

    Örnek kullanım: Bu proje sonunda bize dayanacak.
    #121164 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  7. Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek.

    Örnek kullanım: Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız? (F. R. Atay)
    #121165 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  8. Uzun süre kullanılmaya uygun olmak.

    Örnek kullanım: Bu kumaş çok dayandı.
    #121166 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  9. Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek.

    Örnek kullanım: Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler. (N. Cumalı)
    #121167 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  10. Yetişmek, yeter olmak.
    #121168 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 
  11. Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek.

    Örnek kullanım: Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü. (İ. O. Anar)
    #121169 tdk | 6 yıl önce
    0eylem 

  12. kişinin cinsel organını diğer kişiye, veya diğer kişinin cinsel organlarına vücudunun her hangi bir yerleriyle yaslanma durumu. diğer ifadeyle
    #221738 Angel Spy | 4 yıl önce
    0eylem