paylaşıldıkça büyür, çoğalır ve gelişir. bizim kültürümüzde akademik camiada olsun, zanaat erbabında olsun bildiğini paylaşmamak, kendine ait görüp üstüne çökmek adeti vardır. bu nedenle bilgi üretemeyen bir toplumuz. kimse kusura bakmasın.
öğrenmek, bilgi edinmek, insanın da diğer hayvanlar gibi hayatta kalmasına, merakını gidermesine ve refahını artırmasına izin verir. örneğin; "bir böcek için bilgi ne olabilir?" diye sorduğumda bana cevap vermiyor, ancak davranışlarından tek cevabın "böcek için bilgi, onun hayatta kalmasına izin veren bilgi" olduğunu anlıyorum. özetle; temel bilgilerimizin içgüdüsel olarak geliştiğini söyleyebiliriz. peki, biz insanlar bilgiden başka ne elde ederiz? kitaplara bağlı kalan ve okuduğunu yorumlamaktan aciz kalan insanlar için bilgi, başka hiçbir şey ifade etmez; her şey, aynı kavramları genişletmekle sınırlı kalır.
gelecekte bize yardımcı olabilmesi için doğuştan gelen ve kitaplarla aktarılan bilgiden daha fazlasına ihtiyacımız var. bundan 2500 yıldan fazla bir süre önce aristoteles’in okuyabileceği yazılı pek bir şey bir yoktu. ama o, bugün bile pek çok bilgiyi bize ışık tutabilecek şekilde yorumlayabildi. bu bilgiler ona vahiy yolu ile mi geldi? hayır. bunu; doğayı, insanı gözlemleyerek, hakkında uzun uzun düşünerek yaptı. şimdi bakıyorum, "ezberleyerek entelektüel olanlar", kitaplarda olanı olduğu gibi geçirmeyi marifet sananlarla dolu her yer; kafalarını kaldırıp bilgiyi kendi araçları ile keşfetmekten öylesine yoksunlar ki; bunu, yapabilen birilerini görmeye tahammülleri bile yok. :)
arthur conan doyle'un türkçeye ''kızıl soruşturma'' adıyla çevrilen ilk sherlock holmes kitabının başlarındayım ve dr. watson ile sherlock holmes arasındaki bilgi üzerine bir diyalog hoşuma gitti, ben de henüz kitabı bitirmiş değilsem bile bunu paylaşmak istedim.
dr. watson, sherlock holmes'ün en az bilgileri kadar bilgisizliğinin de enteresan olduğunu belirtiyor; zira sherlock holmes felsefe, edebiyat, politika üzerine hiçbir şey bilmiyor. ve hatta dünyanın güneşin çevresinde döndüğünü de bilmemesi, dr. watson'ı çok afallatıyor. ''şaşırmış gibi görünüyorsunuz,'' diyen ve dünyanın güneş etrafında döndüğünü yeni öğrenen sherlock holmes ''şimdi öğrendiğime göre, bu öğrendiklerimi unutmak için elimden gelenin en iyisini yapmalıyım.'' diyerek devam ediyor: ''insan zihninin, boş bir çatı katına benzediğini ve insanın bu çatı katını kendi seçeceği mobilyalarla döşeceyeceğini düşünüyorum. yalnızca bir aptal, önüne gelen her bilgiyi kapar, böylece, ona faydası dokunabilecek bilgiler kalabalıklaşır ya da birçok şey birbirine girer ve o bilgiye ihtiyacı oldu mu güçlükler yaşar. ama becerikli ve usta bir kimse, zihnine, ya da çatısına, bir şeyler alırken son derece dikkatlidir. işini yapmasına yardım edecek aletlerden başka hiçbir şeyi yoktur ama bunları da sınıflandırmış ve kusursuz bir düzene sokmuştur. o küçük odanın duvarlarının esnek olduğunu ve her ölçüde genişleyebileceğini düşünmek hata olur. emin olun ki, zaman geliyor, zihninize kattığınız her bilgiyle, önceden bildiğiniz bir şeyi unutuyorsunuz. bu yüzden, önemsiz bilgilerin, önemlilerin önünü tıkamaması çok büyük önem taşıyor.''