1. 'ya ait bir şiirdir,


    kahkaha kesin bir sınırdır senin sesin için;
    geçmezsin kahkahaya. bu da gülümsemeyi
    senin tapulu malın yapar. gülmek sende
    gülümsemenin bir noktada taşkınlığı
    oluyor daha çok. bu bakımdan gülümsemenin
    bütün öğelerini de birlikte getiriyor.
    iş bu kadar da değil, yeni bir takım öğeler
    de getiriyor. ilıktır senin sesin. güvenli
    olmaktan çok güven uyandırıcıdır. konuşurken
    kimseyi dinlememene ne diyeceğiz peki?
    buna karşılık sözcükleri sakıngan sakıngan
    kullanman var, ona ne diyeceğiz? alırken
    suçsuz, verirken duyarlı bir ses. en büyük
    modaevini yönetecek olsa sinirli tonlar kazanacağına
    muhakkak nazarıyla bakılabilecek,
    ama, sözgelimi, hiçbir yerde belediye
    başkanı olamayacak bir ses. sanırım,
    bakışlarla sesler arasında bir bağlantı kurulabilir.
    belki de yanlıştır bu varsayım. ama
    doğru olsa, senin sesinle bakışın arasında
    bir paralellik, hatta bir özdeşlik olduğu
    görülebilir. daha doğrusu sendeki bu
    özdeşlik böyle bir varsayıma itiyor kişiyi.
    kimbilir, başka belirtiler gibi, bakış ve ses de
    aynı ruhun değişik planlardaki görünümleridir
    belki de. ruhun, özdeş yönlerini denediği
    organlar olabileceği gibi, çelişkin yönleriyle
    belirdiği organlar da vardır. olabilir.
    söz bitince senin sesin de biter; oysa
    sözü tüketen sesler vardır; söz tükendikten
    sonra başlayan sesler vardır. senin sesin
    sözle özdeş. çığlık değil, düşünce senin
    sesin. ama etin, kemiğin malı olmuş bir
    ses. ömründe bir iki kez büyük ihanete
    dadanmak isteyebilir bu ses. küçük
    ihanetler onun düşüncesiyle kurduğu
    ilkeleri aşmaz, aşamaz. ah! razı olma
    sevgilim, katıl. katıl ama razı olma.
    biraz da kendinden memnun bir ses.
    en büyük eleştiriyi, yadsımayı son
    anda yaparsın sen: sanırım sende
    bulduğum en doğru gözlem bu. oysa
    eleştiriyi son anda yapmak, razı oluşun ta
    kendisidir. korkaklıktır da. şu var:

    fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz
    güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz
    mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler
    razı olma hiçbir sessizliğe
    biliyorsun seni seviyorum
    pencereden bakmayı
    öğreteceğim sana
    sesin
    balkona asılı çamaşırcasına
    havalansın, havalansın dursun
    sokakta değil balkonda;
    dışarı çıktığın zaman
    romanını yastığın altına sakla;
    şiirini mutfağa koy
    boş bir deterjan kutusu vardır nasıl olsa,
    öykünü yanına alabilirsin elbet
    müziğini de, resmini de

    niçin güvenemiyorsun bana?


    (16 mayıs 1973)
    #3634 ma icari | 8 yıl önce
    0şiir