1. Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak.

    Örnek kullanım: Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. (Ö. Seyfettin)
    #148510 tdk | 6 yıl önce
    0uzuv 
  2. Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm.

    Örnek kullanım: Şişenin boğazı. Testinin boğazı.
    #148511 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  3. iki dağ arasında dar geçit.

    Örnek kullanım: Yol üzerindeki derbentleri ve boğazları işgal ederek ordunun başında bunları takip ediyordu. (F. F. Tülbentçi)
    #148512 tdk | 6 yıl önce
    0coğrafya terimi 
  4. Yedirip içirme yükümü, .

    Örnek kullanım: işçilerin boğazı bizden olacak.
    #148513 tdk | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0genel terim 
  5. Yiyeceği içeceği sağlanan kimse.

    Örnek kullanım: Hayat zor anne, kaç boğazız evde, ağabeyim hangi birimize yetişsin. (A. Kulin)
    #148514 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  6. Yeme içme.

    Örnek kullanım: Boğazına düşkün.
    #148515 tdk | 6 yıl önce
    0genel terim 
  7. iki kara arasındaki dar deniz.
    #148516 tdk | 6 yıl önce
    0coğrafya terimi