Cecrops'un attika kralı olduğu günlerde geçen efsaneye göre iki rakip tanrı poseidon ve athena attika halkının tapınımları için yarışırlar. Deniz tanrısı poseidon, kutsal mızrağını taşa vurduğunda doğan tuzlu su kaynağı, athena ise emriyle topraktan çıkan zeytin ağacı ile hak iddia eder. ikili arasında çıkan uyuşmazlığı çözmek için zeus, olimposluların toplanmasına karar verir. Yüce meclis, athena'nın hediyesinim daha faydalı olduğuna hükmeder ve athena şehrin hem koruyucu hem de ana tanrısı haline gelir. Ayrıca yöneticiler de toprakla yakından ilişkili tanrıça sayesinde halkın denize ve savaşa olan tutkusunu tarıma ve sanata yönlendirmekte zorlanmazlar. Zeytin dalı bu efsane ile bağlantılı olarak aradan binlerce sene de geçse insanoğlu için hala umudun ve barışın simgesi olmaya devam edecektir. Atinalılar delfi kahinine danışmak istediklerinde işe yarar bir cevap alabilmek için ellerinde zeytin dalıyla giderler tapınağa.
incil'de yazana göreyse tufan sonrası gemiyle anakara arayışında olan hz. nuh, yaşam var mı diye gemiden bir güvercin gönderir, güvercin bir zeytin dalıyla geri döner. Gemideki insanların umudu olur. Başka bir hristiyan (alman) efsanesine göreyse hz. Adem'in mezarından doğan zeytin ağacı ile hem nuh'un gönderdiği güvercinin taşıdığı dalın ait olduğu hem de hz. isa'nın gerildiği çarmıhın yapıldığı ağaç aynıdır.
Kaynak: plant lore, legends, folks and lyrics - richard folkard
Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 metre yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea).
yeşil kırma zeytin extra bir uzmanlık alanıdır. çizik zeytine göre yapımı kolay ve çabuk görünse de tutturmak ayrı bir özen ve çaba ister. zeytinin cinsi kadar toplama zamanı da oldukça mühimdir. bir kere zeytinin kurulması için mutlaka yağmur yemesi gerekir. bu gerekli hırpalanmayı sağladığı için zeytinin tatlanması için gerekli kimyasalları harekete geçirir. yanısıra büyütür namı diğer etlendirir.kırma zeytinin olmassa olması taş ile kırılmasıdır. ezilmeden makul seviyede taşla kırılacak. yıkanmadan bir bidona doldurulacak. doldurma işlemi bitince suyu eklenecek. başka hiçbirşey koymuyoruz. 3 gün sonra suyunu değiştiriyoruz. 3 gün sonra bir daha ve 3 gün sonra bir daha. 9.günde limon tuzunu ekliyor ve 2 hafta daha bekliyoruz. 2 haftanın sonunda istenirse peyderpey alınarak tatlandırma aşamasına geçebiliriz. yok hemen yemek istemiyorsak 9.gün doldurğumuz su ve eklediğimiz limon tuzu ile 2 seneye kadar bozulmadan yani erimeden kalabilir. tüketeceksek ihtiyacımız kadar olanını alıp her gün suyunu değiştirerek damak zevkimize göre acısı çıktığı ölçüde yiyebiliriz. ben az acılı severim misal ama ailem tam tatlı kıvamında tüketmek ister. bu yılki fiyatlara gelecek olursak silifkede kurulmamış zeytin 7.5 tl den alıcısıyla buluşuyor. köyde komşumuz 2.5 kiloluk şişede hazır olanı 25tl den satıyor. komşumuz dan aldık:)
kahvaltılık olanlarını iyi seçmek gereken müthiş ağaç ve onun meyvesi. kategorisinin neden meyve olduğunu şimdi anladım.
gemlik, teneke, kalamata, çizme, kırma gibi yapılış çeşitlerine göre kahvaltıda ağzınızda hangi tadın daha baskın olmasını isterseniz, ilgili yöntemle yapılmış olanını yemeniz gerek. şurada güzel bilgiler verilmiş, bakabilirsiniz. yeşil çizik zeytin sevmeyen, siyah, minnacık gemlik zeytin sever mesela. kırma zeytinlerin çoğu büyük ve genellikle çok acı zeytinlerden yapılır. bu yüzden de uzun süre kurma aşaması gerektirir. bunun gibi hayat kurtaran birkaç bilgiyi akılda tutunca, damak tadınızın da en azından kahvaltıda zeytin yerken geliştiğini ve değiştiğini görebilirsiniz.
ideal olarak zeytin en verimli Akdeniz bölgesi'nde yetişir. Ama zeytin genetik açıdan bir sene verimliyken diğer sene verimsiz olan bir ağaçtır. O yüzden Akdeniz bölgesi'nde genel olarak tarımı tercih edilmez. Burada insanlar diğer tarım ürünlerinden senede 3 ya da 4 kere hasat almaya alışmışken, iki senede bir verimli meyve veren bir ağacı çoğunlukla tercih etmezler. O yüzden en çok ege'de üretilirken (%50'den fazla), akdeniz ikinci sırada kalır ve üçüncü sıradaki marmara ile de çok fark yoktur arasında.
Karadeniz'de de az miktarda yetişir. Artvin-yusufeli'nde zeytin yetişmesi bir mikroklima örneğidir.
"zeytin ağacı varlığına göre iller sıralaması " diye bi' liste gördüm ekolojik tarımla ilgili bi' sitede. güncel mi, doğru mu; bilmiyorum ama paylaşayım istedim. listede 40 şehir var, bartın ve ankara'nın meyve veren ağaçlar sayısı baya üfürme olmuş. 100 ne lan! ege bölgesi'nin tektonik etkiler nedeniyle (sayesinde?) zeytin ağacı bakımından en zengin bölge olması şaşırtıcı değil ama ağaç başına verimin 40 şehir içinde en fazla %30'larda kalması garip tabii. ayrıca her şehirdeki zeytin ağaçlarının meyve veren ve vermeyen oranları da %10-%30 arasında değişiyor. 10 tane zeytin ağacı dikip 30-50 sene sonra en fazla 3'ünden zeytin toplayabilmek baya kötü görünüyor.
verimlilik açısından ülkece dipte gibi görünüyoruz zeytin konusunda. italya ve yunanistan'ın yağlık zeytinliklerinin göt kadar yerlerde olduğunu ve verimliliklerinde %50'leri aştığını okuduğumu hatırlıyorum. buradaki verim kısmı da sıkıntılı bence. kalamata gibi büyük ama oldukça tatsız ve acı olan zeytin türleri satışa ya da yağ için kullanıma çıkmaz zaten. tarla sahibi ya da çevredekiler onu aile ve eş dost arasında bölüşürler. zeytin turşusu, zeytin marmelatı, zeytin reçeli yapılan türler de var ege'de. bunların hesaplandığını sanmıyorum. bu yüzden %50'leri görebildiğimizi düşünüyorum ben. gene de bu enflasyonist ortamda bile 1 kilo siyah zeytinin 250 lira, 1 litre asit oranı az zeytinyağının en az 350 lira olması makul değil tabii.