evinize haciz gelmesi durumunda, haczedilen mallar sizin nezaretinize bırakılırsa, yediemin olursunuz. alacaklılar haczedilen malları kaldırıp ekstra depo kirası vs. ödemektense eşyaları borçlunun evinde bırakmayı tercih edebilmektedir. bu durumda haciz mahallinde yedieminlik sözleşmesi yapılır, ''cezai ve hukuki sorumluluğu yediemine anlatıldı'' denilerek imzanız alınır ve televizyondur, kanepedir size bırakılır. artık bu malları satamazsınız, zarar veremezsiniz, mallar üzerinde tasarrufta bulunamazsınız. istendiğinde malları götürürsünüz. taşınacak olursanız ilgili icra dairesine gidip bildirimde bulunmanız gerekir.
o an cezai ve hukuki sorumluluğun anlatıldığına dair imza alınsa da, anlatılmaz. mazlum borçlu da o anın telaşesiyle yediemin olur. ama yedieminlik görevine aykırı davrandığında hapis cezası olduğunu bilmez. bilse zaten bunu kabul etmez büyük ihtimalle kişi. tck'nın 289. maddesi şöyle: ''(1) Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.''
o yüzden hacze gelen memurlar, avukatlar malın sizde bırakılmasına dair teklif sunarsa bunu iki kere düşünmek gerekir. çünkü o eşya artık yük olur kişiye. ''al götür kardeşim'' dendiğinde de, götürülür mü? eğer dişe dokunur bir borcunuz varsa, üç beş tane koltuk için vs. için harcadıkları çaba kendilerini yorduklarına değmeyeceği için uğraşmayacaklardır. eskisi gibi hacizlerde, evde ne var ne yok götüremiyorlar zaten. o yüzden hacze gelindiğinde amaç genelde göz korkutmak ve anlaşma sağlamak, teminat almaktır.
