Kimseyi töhmet altında bırakmak istemem lakin bu şehirden adam çıkmıyor bunu netleştirdim iyice.
Türkiye gibi zaten Ortadoğu kafalı batı görünümlü tam ikiyüzlü bir toplumun çoğunluğunda ahlaksızlık vs gibi birçok özellik had safhada bulunurken benim hayat deneyimime göre bazı denk geldiğim şehirlere inanılmaz önyargım var. Bunlardan bazıları Malatya, Kahramanmaraş, Samsun(Çarşamba) ve Trabzon. Özellikle hemcinslerim.
O da sosyal bilimlerdeki mantıkla kafamda kurduğum bir korelasyon ilişkisi. Buradan çıkarılacak şey 'Su 100 derecede kaynar. ' gibi bir doğa kanunu değil 'Dikkatli olun, ayı çıkabilir. ' gibi bir şey.
Hayatımda net Trabzonlu ilk tanıdığım kişi Hüseyin amcaydı. Trabzonlu fırlamalığı ve uyanıklığı onda da varmış ki eczacı, boy olarak kendinden uzun, yaşı büyük bir kadınla evlenmiş. Ama insanlık olarak bütün bu fırlamalığının yanında çok iyi kalpli bir adamdır. Bu işte hayatta tüm piçlik metodlarını bilip yapmayan, gerektiğinde karşı saldırı olarak yapan türden bir adam. Çok eğlenceli ve komik de birisi bir yandan.
İkinci tanıdığım kişi lisede yatılı okula gittiğimde denk geldiğim bizden bir üst sınıftaki Yüceldi. Başkanlık seçimi için üst devre herkes yeni gelenlere yağ çektiği dönemde tanışmıştık, saf ve aptal Mutlu da bunu adam sanmıştı. Bir ay sonra herkesin gerçek yüzü belli oldu tabi de. Tipik zorba leş karakterli birisiydi.
Üçüncü şahıs hakkında bir şey demek istemiyorum şu anda.
Dördüncü şahıs ve beşinci şahıs şu an çalıştığım dil kursundaki birisi sahibi olan Hakan, diğeri de kâr ortağı olan Ali. İkisi de birbirinden Şam şeytanı olmasına rağmen bonkörlük ve insanlık olarak yine bu Ali diğerine bin basar
Öteki evvelden mebte öğretmen olmasına rağmen leş karakterli, aşağılık mı aşağılık bir herif.
Daha önce dosyaların arasına koyduğu telefonunu bana bir belge aramam gerektiğini söylediği için yanlışlıkla düşürmüştüm. Halihazırda kırık telefonunun tamirini bana kitlemeye çalışmıştı.
Bugün de şüphelendiğim, potansiyel olarak gördüğüm götlüklerden birini yapmaya çalıştı, sinirden elim ayağım titredi üç dört saat.
Ayın 17sinde başladım işe ben. Her zamanki Türkiye çakallığı ile sigorta girişini vs geç yaptı tabi yavşak. İşe girerkenki hafta da gbt sonucu alacağız falan diyordu benim yaşımdan ve prosedür bilmeme ihtimalime karşın beni oyalamak için. Babama söylediğimde 'Ne alaka GBT? Polis mi o, onunla ne ilgisi var? " Gibisinden tepki vermişti. Maksat yalanlarla oyalamak.
Maaşları 5inde yatırıyormuş bu standart olarak. Ancak o ayın 5ine kadarki süreçler dahil değil imiş. Onu işten çıkarken alıyormuşsun falan filan neyse.
17sinden Şubat 29una 13 gün mesaim var. Bu piç kurusu resmi maaş girişinde 28inde başladı olarak göstermiş beni sanırsam, muhasebeciden öyle bir kağıt geldi akşama doğru. Zaten yatırmadı ücreti de ilk başta sonra ben çıkışınca resmi ücreti yatırdı.
Benim ücrete geldi iki gün var ödemen dedi. Zaten bu anı bekliyordum ben de, diğer çalışanlar da yıllardır ne bok olduklarını bildikleri için hakkını savun vs gibi gazı da vermiş, arkamda duracaklarının sözünü vermişlerdi.
Bu şark kurnazı orospu evladı beni kayıt yaptığı aptal veliler gibi sanmış olsa gerek, "bir hafta deneme, eğitim sürecimiz vardı bizim. Hatta baban da vardı. " vs gibisinden bahaneler ile beni sikebileceğini düşündü üç kuruş parayı vermemek için.
Her şeye eyvallah çeken ben orada yükseldim buna. Tavrı net koyup lafımı söyledim. O yalancıların ve özellikle artık aşina olduğum için onun palavrayı yediremediğinde suratında oluşan o ifadeyi gördüm benim ciddi ve net tavrımdan sonra.
Ama sinirim geçmedi saatlerce şu anda hatırladıkça bile sinirleniyorum.
Kasasına onbinlerce lira para giren ibne benim onun için çerez parası olacak ödemeyi yapmamak için götünü yırttı ben iyice soğudum bu şehirden olanlardan.
Hayatımda aktif olarak iki tane Trabzonlu tarafından sikiliyor bulunmaktayım. Ben nasıl önyargılı olmayayım? Sözlük ahalisine tavsiyem, kadınlarını vs bilemem ama uzak durun. Beş kilometre yakınından bile geçmeyin. Dolandırıcı olma ihtimalleri çok yüksek.
trabzonspor'un önümüzdeki hafta Antalyaspor ile şampiyonluk maçına çıkacak olmasından ötürü dilimizde kullanılan temel ifadelerin, temennilerin, isteklerin biçim değiştirdiği şehirdir. Şehirde istisnasız herkes cümleye "bilet" kelimesi ile başlıyor, "bilet" kelimesi ile bitiriyor.
Hayırlı biletler, selamun bilet, aleykum bilet, iyi biletler, allah bilet etsin, günümüz bilet olsun, huzurlu biletler, vs. Ulan trabzonspor, çok beklettin bu insanları; borcun çok ama artık ödeme vakti.
roma-rum ve osmanlı tarihinin önemli bir uç merkezi, sancağı. tıpkı trabzonspor'un bizans başkentinin galatasarayının uzantısı olması gibi. fenerbahçe ve beşiktaşı bizans diye suçlayanlar galatasaray-trabzon ikilisini sever ama nedense.
Geçmişten günümüze pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış; fatih sultan mehmet 'in 1461 fethiyle birlikte coğrafyamızın önde gelen ticaret ve kültür merkezlerinden biri haline gelmiş ve bugün Düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıldönümü olan kadim kentimiz.
Bıraktığım gibi duruyor.
Denizi olan şehirlerin coğrafi yapısının ve ikliminin kötü olduğuna henüz şahit olmadım.
Oldukça güzel, oldukça hoş.
Şu insanlardaki agresiflik olmasa gül gibi yaşanılır.
Bir yanım bir uçtan bu şehirli olsa da bu kadar sakin bir adam için tercih edilmeyecek yerdir ikamet etmek amacıyla.
bir dönem kültür, sanat ve eğitim konularında türkiye'nin en iyi iki şehrinden biriyken özellikle 70ler ve sonrasında büyük şehirlere okumaya gidenlerin oralarda kalması, zengin kesimin istanbul'un cazibesine kapılması ve de kaybettiği eğitimli kitleye karşılık dışarıdan aldığı göç sebebiyle farklı bir çehreye bürünmüş gibi gözüken, bağrından çok büyük değerler çıkartmış gitgide betonlaşan şehir.
Burnumda tüten, annemi emanet ettiğim memleketim. Sözde milliyetçi insanımızın para hırsından ötürü arsasını, arazisini, evini; paranın cazibesi karşısında dayanamayıp, tüm inandığı değerleri hiçe sayıp alışverişe tabi tutması ise ayrı bir üzüntü kaynağım olan şehir.
plaka numarası 61 olan ilimiz. spor takımı bordo-mavidir. bir dönem üç büyükler olarak bilinen takımlar kadar başarılı olmuş ve dördüncü büyük olarak adından söz ettirmiştir. zaman içinde tüm çevresi betonlanıp havuza dönüşen uzungöl trabzon ili sınırları içindedir. sümela manastırı da trabzon'a bağlı maçka ilçesindedir.