gülten akın'a ait bir şiirdir, "en güzeli, yol yürüyüş öğretir/dostum, eskimeyen arkadaşım"
bana tarihini anlattın tarihimi onunla ölçeyim diye saatını söyledin saatıma dostum, eski arkadaşım şaşkın sular gibi dağlara dağlara mı gidelim dedik, gittik yoşuduk öyle iyi ettik çünkü sözler sözler davranırsa bizden önce tohum çürür yozlaşır tarla yabancılaşırız kendi toprağımıza
bir olduk kayayla sarmaşık o yüzden çocuklarımızı örnek resimlerden seçmedik onlar kendileri geldiler onlarla birlikte bütün bir ülkenin kızlarını sevdik, oğullarını benimsedik çan sesleri, öncü gürültülerle yaşlandık gençlik içinde dostum eski arkadaşım
dostum, eski arkadaşım bildin, korkak bir kâğıda yiğit bir kalemle nasıl yazılmazsa bildin. direnç yosunlu sarnıçlardan sızan sular gibi doldurmalı halkı yiğit bir kalem olmayla birlikte dağların bilge dervişi gezmeyi istedin demiri pasından ayırdı özverin
varsılları gördük altın horozlar gibi susuyorlar dünyanın el altı yöneticileri onlarla kabarıp susmadık yoksulları gördük doğdukları yerde kalamazlar yoklukla beslenen kargış kocaman bir fırtınadır onları yurdundan sürer çıkarır on beş yıl birlikte dönendik
geldik sonra büyük kentlerin kapılarına kandan gölleri var çocuklarımızı bulduk atlayıp geçemiyorlar düşenler oluyor, asılıp duranlar başlarında yurtseverlikten bir ayla ikiye vurulmuş saçları
kanı kanla yumazlar dedik bunu böyle belleyip bellettik şimdilik gün küçük dağların ardında ve yolumuz var daha her şey olgunlaşır çürüyüp dökülür zincir en güzeli, yol yürüyüş öğretir dostum, eskimeyen arkadaşım
oruç aruoba'nın yürüme isimli kitabında yer alan bir bölümdür. bölümden alıntılar,
Bir yol, bir yerden çıkarak, bir yöne gidebilmekse; bir yer, bir yöne doğru oluşabilecek bir yolun başıysa - ve sonunda varılacak yer, o yolun sonuysa - ; bir yön de, bir yer ile kat-edilen bir yol arasındaki bir devinmeyse; yerinden kalkarak bir yöne doğru bir yola çıkıp giden - yerinden çıkarak bir yöne doğru yol alan - kişi, yürüyordur...
***
Yola çıkan kişi, hep yalnızdır gerçi, ama -yanında, onunla birlikte yürüyenler bir yana bırakılsa bile-, hep bir önceki yerinde bıraktıkları, ve, bir sonraki yerinde bulacakları, yanındadır, onunla birliktedir - 'yalnız' değildir yani, tam anlamıyla... yola çıkan kişinin, hep, ayağına takılır yerleşikler her ne kadar 'yardım' etmek, 'yol göstermek' gibi bir 'iyi niyet'leri olsa da; yerleşikler nereden bilsinler ki yolu?! kişi yola çıktı mı, yanında başka kişiler -başka yolcular - bulabilir; oysa yerleşti mi, bulacakları, olsa olsa, "komşular"dır.
***
Kendine yeni bir yol arayan kişi, önce, kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar - kendi yürümek isteyebileceği yola benzer bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur - ama, acaba, o bulduğu yol(lar), tam da bulduğu yol(lar) olarak, kendi aradığı yola aykırı değil mi? - yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi - ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş) yollarda?
***
Belirli bir yol arayan kişi için en büyük tehlike : o yolu bir yerde durarak, 'bakarak' arayabileceğini (hatta, bulabileceğini) sanmasıdır çünkü, yollar bulunmaz: yürünür; yerlerde ise, olsa olsa, durulur onlar, bulunur; artık, yürünmez...
***
Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir; kendi yeri - kendisidir...
***
Yeni bir yola çıkan kişi, yolun nasıl bir olanak olduğunu anlar - ama, ancak yola çıktıktan sonra... yola çıkan kişi, yolun getirdiklerini sonuna dek kabullenmek zorundadır. bir yeri toptan terk edip yeni bir yola çıkan kişi,
***
Terk ettiği yerdeki her şeyi-herkesi-mutlak bir biçimde terk etmemiş; çıktığı yolda rastlayacağı her şeyi-herkesi-de, mutlak bir biçimde kabullenmiş olmalıdır.
***
Sağlam yürümenin ilk koşuludur bu. yolunu kendin yürüyebilmek için, yönünü kendin koymak zorundasın. yönsüz yol yoktur-yol, ancak, bir yön ve bir yürümeden oluşur; yeni bir yol, yeni bir yön demektir. yürünmemiş yol, yol değildir.
***
Bir Yol mu Arıyorsun, bir Yer mi?
***
Kişi, yaşamı boyu, bir yerde takılıp kalıp, yolda olduğunu sanabiliyor; ya da, ters taraftan, sürekli yürüdüğü halde bir yerde durduğunu....
***
Önemli olan, bir yerde bulunmak değil, bulunduğu yerin bilincinde olmaktır; aynı şekilde, yolda olmak değil, yürüdüğü yolun bilincinde olmak.
***
Yer de, yön de, yol da, bilinçtir.
***
Kendi yönünü bulmanın tek yolu, başkalarının yüklerini yüklenerek başkalarının yollarını da yürümektir. Kendi yükünü yüklendiğin yoluna varana dek.
***
Bir yaşam, bir yönün bir yol olup olamayacağının deneme sürecidir.
senaryosu yılmaz güney tarafından yazılan, güney hapiste olduğu sırada onun direktifleriyle şerif gören tarafından çekilen, 1982 yılı cannes film festivalinde altın palmiye ile ödüllendirilen film. www.imdb.com/...
bir yerden bir yere gidişlerimiz hep onun sayesindedir. tarihin en büyük yol yapıcısı hitler ya da rte değildir. romadır. işte bu nedenle bütün yollar roma'ya çıkar. antik dönemde rastlayacağınız her düzgün yolun bir ucunda roma vardır. bu sayede ordularını süratle ve fazla hırpalanmadan nakledebilmiş, hızla yayılmış, yayıldığı alandaki bütün değerli mallar ve ürünler dünya şehri roma'ya taşınmıştır.
takip edildiğinde ulaşılmak istenene götüren hat, güzergah veya yöntem.
kimi zaman gül bahçesi gibi görünen, kimi zaman dikenlerle, ayağımıza dolanan taşlar veya düşmemize neden olan çukurlarla dolu... eğimi fazla olan ise gidilmesi en güç olanı.
bir kaç cümle öncesinde bahsettiklerim bir şekilde aşılır. ya başkalarının bıraktığı izleri takip ederek gidilen yol? hiç özgür olamamış irade, kendi arayışında, özgünleşememiş karakter... hep başkalarının gölgesinde, taklit düşüncelerde yok olanlar...Yol kadar Yolcu da önemli elbet; gezgin olmalı. gezgin olma hali, kişinin ait olacağı yeri kendisinin bulacağını bilmesidir. Yolculuk ruhun yeniden doğuşu, bambaşka kişiye dönüşme halidir.
yürümeyen ilişkide, kendisine uymayan fikirlerde, sevilmeyen işte saplanmak tutsaklık ve tutsaklık başa bela. sonuçsa güdülmek.
hep hatırlanmalı ki gün ışığıyla başlayan her sabah, umut ve macera dolu yeni yolumuz. Yürürken edindiğimiz birikimlerimizle yoğrulup neye dönüşmek istediğimize karar verecek olan biziz. yeter ki görmeyi ve farketmeyi öğrenelim.
Gazapizm'in * albümünde yer alan şarkısı. Sözlerinin anlamlı ve şarkının beatiyle uyumunu beğendiğim için şuraya sözleri sallıyorum
Bitmek tükenmek bilmeyen uzun bi' yol Çocuk eminim zor (zor) Ama tercihin çok (çok) Vazgeçmek de yol, seçmek de bi' yol Yol (yol) Muğlak dönemde bir mucize Sağlam bedende kanser gibi Alışmak da yol, savaşmak da yol Yol (yol) Kazandık gözüm, bak kazandı yaşam Utanma, bugün biz başardık, inan Rehavet de yol, kefaret de yol Yol (yol) Bir sabah aklıma korkular kazındı Dur, dedim gitti yolumuz ayrıldı Kaybolmak da yol, bulunmak da yol Yol (yol) Yitik bir bilincin en uç noktası Nefretin üstüme yokuş koşması Kirlenmek de yol, arınmak da yol Yol (yol) Varoluş peşinde sakatsan da koş Kaçmıştır uykumuz, yataklar da boş İhanet de yol, sadakat de yol Yol (yol) Tırmanıp ağaçlara bulutları aştık Kimse konuşmaz artık Düşlemek de yol, reddetmek de yol Yol (yol) Beni yerle bir eden bu…