aristokrat bir yunan ailesinden gelmiştir. efes şehrini yönetme imkanı varken bunu açık ve net bir şekilde reddetmiş ve ömrünü, fragmanlarında da belirttiği üzere, "kendini aramaya" adamıştır. nietzsche'yi derinden etkilemeyi başarmış yegane filozof olduğunu düşünmekteyim.
fragmanlar isimli eserinin orijinal ismi "de physis" yani doğa üzerine iken, herakleitos* eseri bitirdikten sonra artemis tapınağı'na bırakmıştır ve bu olaydan sonra da eserin büyük bir çoğunluğu yitmiştir. esere fragmanlar denmesinin sebebi, yitip gidenlerden kalan parçaların bir araya getirilmesi ile ilintilidir.
mistikliğin, şairliğin ve filozofluğun buluştuğu o daracık noktada, lakabı gibi "karanlık", "anlaşılmaz" bir figürdür herakleitos.
bunların üçüdür, ancak hiçbiri değildir tek başına.
doğanın, evrenin ruhu ile kendisi kadar yakın bir temas kurmuş başka bir ruh tanıdığımı söylemek güç.
(bkz: herakleitos) antik çağda [ho skotheinós] (karanlık olan) lâkabını, felsefi eseri anlaşılması zor ve esrarengiz olduğu icin almıştır. karanlık olması belirsiz veya anlaşılmaz olduğu anlamlarına da gelebilir.
herakleitos aynı zamanda bilmececi/bilmecelerle konuşan [ainiktes] olarak da anılmıştır. herakleitos'un tezlerine verilen reaksiyonlar alaydan, (bkz: georg wilhelm friedrich hegel)’in görüşlerini coşkuyla sahiplenmesine kadar gider. («burada verimli toprak görüyoruz; herakleitos'un hiçbir sözü yoktur ki, mantık bilimime almamış olayım.»)
herakleitos’un felsefi yazılarında yer alan cümlelerin yorumlanması konusunda insanlar, antik çağda uzunca bir zaman herakleitos’un bütün eserlerine erişilebilmelerine rağmen zorlanmışlardır. daha sonra ise eserinden sadece parçalar (belirli cümleler/bölümler) bozulmadan bugüne kadar gelmiştir. bu da cümlelerin ne anlama geldiği ve içerikten istifade edilmesi konusunda problemlere yol açmıştır.
bir anekdota göre (bkz: sokrates), herakleitos'un eserinin anlaşılabilmesi için deloslu bir dalgıça gerek duyulduğunu söylemiştir. delos adasının dalgıçları* neredeyse hiçbir şeyin görülemediği deniz derinliklerine dalmalarıyla ün salmışlardır.
herakleitos'un düşünceleri çok katlı ve erişilmesi çok zordur. kullandığı dil bolca benzetme, metafor, kelime oyunu içerir. herakleitos'ta aynı zamanda sivriltmeler ve paradokslar bulunur (bu (bkz: zıtlıkların birliği) hakkındaki düşünceleriyle bağlantılıdır).
"euripides ona herakleitos’un yazısını uzattı ve ona daha sonra, hakkında ne düşündüğünü sordu; o da şöyle cevap verdi: ondan anladığım, büyük bir tin'in örneği olduğu ve anlamadığıma da inandığım ve de bunun için sadece delos’lu bir dalgıça ihtiyaç olduğu."
"pythagoras’ın başkalarına hep yaptığı gibi beni bilgisiz bırakmıyorsun, herakleitos gibi kasten karma karışık da konuşmuyorsun, ama hadi biz bize konuşalım, sen bile bunlardan bir şey anlamıyorsun. "
"ama balbus, sizin okulunuz her şeyi ateşin yaratı-cı gücüne bağlama eğilimindedir; kanımca bu konuda herakleitos'un izinden gidiyorlar, her ne kadar hepsi ona farklı farklı yorumlar getirmiş olsa da. gerçi herakleitos da söylediklerinin anlaşılması taraftarı olmadığından, bu konuyu geçelim."