-
içi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı.
Örnek kullanım: Su ile dolu bir şişe. hepsini göster
-
Bir yerde sayıca çok.
Örnek kullanım: Dağda keklik dolu. hepsini göster
-
Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan.
Örnek kullanım: Haftaya pazartesiye kadar bütün uçaklar dolu. (A. İlhan) hepsini göster
-
Boş vakti olmayan, meşgul.
Örnek kullanım: Bugün doluyum. hepsini göster
-
içinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar).
Örnek kullanım: Tabanca doludur, dikkat edin. hepsini göster
-
Tornacılıkta delik açılmamış (gereç).
hepsini göster
-
Bir duygunun güçlü etkisinde olan.
hepsini göster
-
içki doldurulmuş bardak.
hepsini göster
-
Çok olan (iş, uğraş, olay vb.).
hepsini göster