1. anneannem derdi depreme. doğru aslında yer hareket ediyor bildiğin.
    #91315 laedri | 7 yıl önce
    0doğa olayı 
  2. yıkıcı bir olay olarak bilinmesine karşın deprem, terimsel olarak yapıcı bir doğa olayıdır. kıta katmanların kırılarak yerlerine oturmasıdır.
    #120589 alphahumanity | 6 yıl önce
    0doğa olayı 
  3. Bugün adana'da yaşanan hadise. Küçük bir sallandık ama iyiyiz şükür.

    Kandilli rasathanesi'nin verilerine göre saat 15.20'de, kozan'da 4.5 şiddetinde olmuş. Can ve mal kaybı bulunmamaktaymış.
    #125410 kaptankarga | 6 yıl önce
    2doğa olayı 
  4. Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele.

    Örnek kullanım: Okuldayken bir öğle sonu hafif bir depremde otel çökmüş. (Y. Atılgan)
    #134730 tdk | 6 yıl önce
    0doğa olayı 
  5. 13.59’da silivri açıklarında 5.7’yle istanbul’u fena sallamıştır. epey de uzun sürdü. geçmiş olsun hissedenlere...
    #160756 lachattenoire | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  6. Yine hissetmediğim vasat doğa olayı.
    #160757 Sabbracadabra | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  7. silivri merkezli bir depremden etkilendi bugün istanbul. ve depreme hazır değil. konutları bir yana koyalım, kimi çöker, kimi kalır. sorun devlet binalarında. okullar, hastaneler, devlet daireleri şehrin en kötü yapılmış, en yaşlı, en dayanıksız binaları. beklenen büyük deprem gerçekleştiğinde sağlık hizmetleri sıfırlanacak.
    #160774 laedri | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  8. bana hep üniversitede aldığım japon iş ahlakı dersini hatırlatan doğa olayı.

    trenle işe gidip gelmekte olan bir japon bir gün deprem sebebiyle işe geç kalır. çünkü raylar bozulmuş ve bineceği trene binememiştir. haliyle başka bir ulaşım yoluyla işine gitmek zorunda kalmıştır.

    işine güç bela gitmeyi başarsa da, patronundan azar yer. çünkü japonya bir deprem ülkesidir ve çalışanın da bunu işe giderken hesaba katıyor olması gerekmektedir.
    0doğa olayı 
  9. insanlar bunun gerçekliğiyle yüzleşmemek için, önlem almıyor. garip bir psikoloji.

    mesela hazırlamak 10 dakikalık iştir. hatta çoluğunu çocuğunu toplarsın yemekten sonra, senelerdir belki ilk defa yapay olmayan, ortak, ailece bir iş yapmış olursun. mesela o sırada deprem nedir 10 dakika konuşmuş olursun. kimse buna zamanının, imkanının olmadığını iddia edemez.

    şansını %1 arttırırsa, %1 arttırır. daha 8 yaşındaki çocuğu hasta olan kimsenin "bir ay daha yaşamasın" dediğine şahit olmadım.

    mesela deprem -yangın, sel, panik- sonrasında nerede buluşacağına karar vermek, sokağın o değil bu başı olsun demek 2 dakikalık iştir. hatta alırsın bir akşam çoluğunu çocuğunu, ev arkadaşını, oraya kadar yürürsün. seri haretket etmen gerektiğinde gidilebiliyor mu, farketmediğin bir engel var mı bakarsın. 10 dakikalık yapay olmayan zaman geçirmedir yukarıdaki gibi. sevdiklerinle aktivitedir.

    ama gider o telefona saatlerce gömülür de yine yapmayız. lakin bunu yapmak, bilinçaltında "deprem gerçek" demek. bunun yerine "başka odada olsam işe yaramaz", "canım bina çöktükten sonra ihtimal ne", "yahu devlet işini yapmadıktan sonra ben yapsam ne olur" gibi kırk türlü bahane. lan bunların uydurana kadar yapmıştın, bitmişti be.

    zaten bunlara ucundan başlasak, günlük hayatına mikron düzeyinde soksak, iş toplumsal boyuta daha sağlıklı taşınmış olurdu.
    #161326 son kurtadam | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  10. felaketlerden bir tanesi . sel heyelan v.b. bunalrı yaşamadığımız için çok sansasyonel olmayan felaketlerdir. deprem doğal felakettir
    #161369 cigs100 | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  11. nin neden olduğu yer hareketi.

    az önce elazığ'da 6.8 büyüklüğünde bir tane gerçekleşti. herkese geçmiş olsun. ölü ve yaralı olmamasını umuyorum.
    şöyle bir yazı yazmıştım, okumak isteyen olursa göz atabilir.
    #171319 kokosh | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  12. engin ardıç ki, kendisi yandaştır. o bile şunları yazmışsa beklenen istanbul depremi hakkında daha net bir resim çizebilir insan.
    www.sabah.com.tr/...

    Yürekleri dağladı... Nah dağladı.
    Yürekleri dağladıysa futbol maçları niçin oynatılıyor? Eğlence yerleri niçin açık? Niçin bayraklar yarıya indirilmiyor? Niçin "milli matem" ilan edilmiyor?
    Çünkü ölen otuz kadar köylü. Çünkü bizde onlardan çok var.
    Çünkü meseleye böyle bakıyorsunuz. Ve Elazığlı'nın, Malatyalı'nın derdi değil, İstanbullu'nun "muhtemel" derdi sizi geriyor, cep telefonlu sosyete hanımları...
    Sizin de yüreğiniz geniştir, kolay kolay dağlanmaz muhterem zevzekler. Ölenlere Tanrı'dan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar... İşte yazınızın bir paragrafı çıktı bile.
    İmamoğlu'nun çok üstüne vazifeymiş gibi deprem bölgesine "sür'atle intikal etmesi" de sizi yakından ilgilendiriyor. Hemen reklamına girişiyorsunuz.
    Çünkü cumhurbaşkanı olacakmış ya... Maşallah yüreği vatanın her köşesi için ayrı çarpıyor... (Kılıçdaroğlu kendisi gitmiyor, ölü sayısını az bulmuş olmalı.)
    Utanmasanız "depremi Tayyip yapıyor" diyeceksiniz ama müptezelliğin de bir sınırı var.
    Onun yerine, niçin önlem alınmadı...
    Ne önlemi alınacaktı?
    Yüzlerce apartman arasından Dilek Apartmanı'nın çürük olduğu mucize kabilinden "tespit" edilecek ve boşaltılacak mıydı?
    Zor çıkarırdınız o insanları evlerinden...
    Gezin köyündeki Mavigöl Apartmanı nasıl seçilecekti, kura mı çekilecekti?
    Olay kabak gibi ortada: Çevredeki bütün apartmanlar sapasağlam duruyor, Mavigöl peynir kalıbı gibi ortadan yarılmış...
    Onu da mı Tayyip yaptı?
    Devlet yardıma koştu: 3 bin 733 kişi çalışıyor, 45 kişi enkazdan sağ çıkarıldı, 1542 yaralı tedavi ediliyor. Devlet daha ne yapsın?
    Önlem alsın.
    Nasıl alsın?
    Mavigöl Apartmanı'nı yapan herifi içeri tıksın.
    Ama bu gidenleri geri getirmeyecektir.

    ***

    Şiddetli bir depremde İstanbul'da 1-2 milyon kadar insan ölür. Kıyı semtleri dümdüz olur.
    Bunun önlemi falan yoktur.
    Üç beş göstermelik "toplanma alanı" da işe yaramaz, enayilere kakaladıkları "deprem çantaları" da.
    "Kentsel dönüşüm" diye sallamak kolaydır.
    Çürük binaları ortadan kaldırıp yerlerine sağlamlarını yapmak anlamına gelen kentsel dönüşüm, İstanbul'da "bu fırsatla eski evini yıktırıp yerine daha fiyakalısını yaptırma" ve "müteahhide bir daire verip onun yerine iki daire alma" hastalığına dönüşmüştür. Bir küçük burjuva züppeliği olmuştur.
    Şiddetli bir depremde ölen ölecek, fakat kalan sağlar bizim olamayacaktır.
    Hiçbir devletin gücü milyon cesedi vakitlice toplayıp gömmeye yetemeyeceğinden, salgın hastalıklar patlayacaktır. Kimbilir kaç kişi de öyle ölecektir.
    Binlerce lumpen yağmaya ve talana yumulacaktır. Bu yüzden cinayetler işlenecektir.
    1999 depreminde, cesetlerin parmaklarından yüzüklerini toplamaya, komşu illerden bile değil uzak illerden gelmişlerdi...
    Milletçe tek yürek... Keşke bu konu futbol maçı kadar basit ve kolay olsaydı.
    İşin kötüsü, üç gün sonra da unutulacak.
    #171429 timoteus | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  13. İzmir'de yaşamadığımı ordu'da az önce yaşadığım doğa olayı.
    Evlerin dayanıklılık testi oldu bir yandan. 4 şiddetinde ordu korgan'da çıkmış. 4de böyle sallandıysak 5,6 falan herhalde r.i.p olurduk.

    En şaşırdığım ise ordu ili türkiye'de deprem kuşağında en güvenli yerlerden biridir herhalde, bu nasıl oldu şaşırdım.
    6doğa olayı 
  14. bu gün (14 haziran 2020 saat 17:24) bingöl karlıovada meydana gelen 5.7 büyüklüğünde deprem yüzünden, sözlüklerde neredeyse hiç bir vatandaş için bu olayın haber değeri bile taşımaması ve oynanan maçlar kadar bile konu edilmediğini gördüğüm için deprem konusu yeniden takıldı kafama.

    bu ülkenin akla gelebilecek bütün sorunlarından çok daha önemli ve büyük sorunu.
    deprem ülkesi olduğumuzu herkes biliyor ama hiç kimse hiç bir şey yapmıyor.
    her insanımızın üzerine bi alışılmışlık, boşvermişlik çökmüş durumda, siyaset deseniz atalet ve adam kayırma, cebini doldurma veya sıra bana gelsin de ben cebimi doldurayım derdinde.

    bu ülke için bütün partiler bir çok süper, über, asrın, yüzyılın projesi diye bir şeyler sıralıyor ya seçim zamanı geldiğinde.

    ben size söyliyeyim bu ülke için asıl büyük proje

    "istanbul şehrinin iş ve nüfus yoğunluğunun büyük kısmının, anadolu şehirlerine taşınması ve istanbul'dan, sakarya'ya kadar olan sanayi ve nüfus yoğunluğunun azaltılmasıdır."

    her vatandaşın bu ülkenin geleceği için, akla gelebilecek her türlü hizmet ve beklentiden önce, bütün siyasi partilerden bunu talep etmesi, zorlaması boynunun borcudur.

    benim inancım bu, keşke benim gibi düşünen insanlar artsa ve büyük çoğunluğa ulaşabilse. bunun basit bir şey olmadığını, bir çok insanın hemen itiraz edeceğini, bazılarının "ulan salağa bak ya, ne saçma bir şey" diye dalga geçeceğini ve çok ama çok zor bir şey olduğunu biliyorum.
    eğer bu ülke onca maliyetine, yüküne, karmaşasına, götürülerine rağmen bunu gerçekleştirebilirse, emin olun bu ülkede bir çok şey değişecektir. bu proje ülkenin düşünsel, kültürel, ekonomik yapısının bile olumlu yönde değişmesine katkı sağlayacaktır.

    bir çok insan o bölgedeki yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesinden bahsediyor. hadi diyelim gerçekten istanbul'dan sakarya bölgesine kadar depreme dayanıksız bütün yapıları elden geçirdik ve dayanıklı hale getirdik. sebep? neden? neden hala bütün sermayemizi aynı bölgeye gömüyor, büyün insan kaynağımızı bir yere yığıyoruz. bir çok bahane duyar gibiyim, bence o bahaneler sadece bahaneden öteye geçmiyor.

    hiç kimse düşünmüyor mu, anlamakta zorlanıyorum bazen. istanbul, izmit, sakarya, bolu bölgesinde 99 depremi gibi bir deprem olursa bu ülke ne hale düşecek farkında mısınız?

    şu andan itibaren istediğiniz gelişimi gösterin, ister gebze'deki teknoloji merkeziniz dünyanın ikinci silikon vadisi olsun, isterseniz izmit ve sakarya'daki otomobil fabrikalarınız dünyanın en beğenilen otomobillerini üretiyor olsun, maliye bakanımızın bu gün söylediği gibi istanbul dünyada faizsiz bankacılığın hatta tüm dünyanın ticaret merkezi olsun, bunların hepsi boş..
    çünkü olabilecek bir depremle birlikte o çok gelişmişliğinizin falan hiç ama hiç esamesi bile kalmayacak, yerle bir olacaksınız. ve biz bütün ülkenin imkanlarının, parasının, birikmiş aklının, insan kaynağının çoğunluğunu istanbul'a aktardığımız için sap gibi ortada kalan yarım bir ülke haline geleceğiz.

    düşüncemin içinde eksikler, hatalar, yanlışlar olabilir ama sadece işin özünü düşünün;
    bu ülke sadece depremin ortaya çıkaracağı yıkımdan kurtulmuş olmayacak. istanbul'un kalabalığına, karmaşasına gömülmüş bu ülkenin içine sığamayan potansiyeli, anadolu'nun işe, devinime aç duru birikimiyle birleşince neler ortaya çıkar.

    neden hiç kimse bunun için bir şey yapmıyor? neden vatandaşlar bir şey talep etmiyor?
    kaynayan bir kazanın içinde, onun içinden kurtulmanın dışında bir şey konuşmanın hiç anlamı var mı?

    not: bunları yazarken aklımda geldi, gelişmiş ülkeler içinde (arazisi ve imkanı olmasına rağmen) neredeyse ülkeye ait bütün servetini, insan kaynağını bir bölgeye toplayan başka ülke var mı, merak ettim. araştırıcam.
    #183977 omrumun sonbaharinda | 5 yıl önce
    2doğa olayı 
  15. Yapı stoğumuzu halen yenilemediğimiz için yıllardır geyik muhabbetinin ötesine geçemediğimiz doğa olayı.Türkiye Cumhuriyeti'nde özellikle de büyükşehirlerde yapı stoğunun ciddi bir kısmında 1.derece deprem riski bulunuyor.99 depremine kadar doğru düzgün bir deprem yönetmeliğimiz bile bulunmuyorken yapılmış tonla bina var.Bu binaların yenilenmesi için hem kentsel dönüşüm hem de deprem vergileri gibi çok önemli tedbirler de maalesef rant hırsına kurban olmuş durumda.Buna şehirlerde benzer rant hırsıyla denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya göz yumulması da eklenirse ortaya çıkan tablo korkunç.Ve bu tablo ister Erzurum'da olsun ister Bingöl'de olsun,ister İstanbul'da olsun her depremde kendini tekrar tekrar göstermeye devam edecek.

    Deprem öldürmez.Bina hiç öldürmez.Rant hırsı öldürür.Şark kurnazlığı öldürür.Kanunsuzluk öldürür.Kadercilik öldürür.
    0doğa olayı 
  16. an itibariyle izmir'de çok şiddetli yaşadığımız şey. bi çıkıp geliyorum.

    edit : 5.6 imiş. manisa merkezli
    #185335 mangetsu | 5 yıl önce
    2doğa olayı 
  17. bu yıl istanbul'da 7 ile 7.4 (nostradamus'a göre) arasında şiddetle beklenendir.
    allah başımıza bu depremle bela vermesin. açıkçası oturduğum 97 yapım 8 katlı apartmandan şüphe duyuyorum. 99 depremini atlattı bu bina ama buna dayanır mı emin değilim. o yüzden korkuyorum. evde deprem çantası da yok. sahi aklıma geldi iyi fikir, yakında hazırlayalım bir tane.
    #185337 electromeow | 5 yıl önce
    6doğa olayı 
  18. muğla'da yaklaşık 7 dakika önce zuhur etti. yine 5,6. baya salladı
    #185646 mangetsu | 5 yıl önce
    0doğa olayı 
  19. hayatımda en çok korktuğum şey. belki de tek korktuğum olabilir bilemiyorum ama o kadar çaresiziz ki o ana karşı...
    #192764 nedenoldum | 4 yıl önce
    0doğa olayı 
  20. Korkunç bir doğa olayı. Olmasa iyi ama olmaya devam edecek.
    #192821 kabilereisi | 4 yıl önce
    0doğa olayı 
  21. Bu sene Malatya ve Elazığlıları bıktırmış doğa olayı. Ayrıca Covid-19 nedeniyle bizi paradoksta bıraktığı da olmuştur.
    #192894 kurisurem | 4 yıl önce
    0doğa olayı 
  22. Son 2 yıldır tedirginliğinden mütevellit denilen bir şey çıkarmışlar. Daracık sokaklar, yıkıldığında sağdan soldan yolu kapatacak ya da direkt üstüne çökecek yerler… Deprem olduğunda insanlar tepesine çökmeyecek yapılardan uzak durmak isterken böyle bir girişimin yapılması trajikomik.
    #192930 esdemirei | 4 yıl önce
    0doğa olayı 
  23. 24 ocak 2020 elazığ depremi ile yaşayanlar kervanına katıldığım, kimsenin başına gelmesini istemediğim olay.
    #193162 the beatles | 4 yıl önce
    0doğa olayı 
  24. Kucuk siddetlerde "hicbirsey olmasa bile kesin birseyler oldu" önermesini ortaya cikaran, bilim adamlarinin olabilir de olmayabilir de seklinde yaklastigi ,adini depreşme fiilinden alan doğa olayi
    #193195 magazambo | 4 yıl önce
    0doğa olayı 
  25. benim icin yazin sicagi, ayin 17'si dir.
    #194017 byomega | 4 yıl önce
    0doğa olayı