hem dünyanın hem de gönlümüzün anime ustası japon yönetmen, senarist ve çizer hayao miyazaki'nin adı ingilizce'ye "howl's moving castle", türkçe'ye "howl'un yürüyen şatosu", ya da "yürüyen şato" olarak çevrilmiş animasyon filmi. 2004 yılında hazırlanan "yürüyen şato", diana wynne jones'un 1986 yılında yayımlanmış olan "howl's moving castle" adlı kitabından sinemaya uyarlanmış. filmde, geçimini şapka dikmekle sağlayan sophie ve howl ismindeki yakışıklı büyücümüz bir gün karşılaşırlar......
filmin ödülleri:
- osella en iyi teknik kalite ödülü (61. venedik film festivali)
- en iyi japon filmi (2004, mainichi film ödülleri)
- üstün animasyon ödülü (2004, japon medya sanatları festivali)
- yılın animasyonu ödülü (2005, tokyo uluslarıarası anime fuarı)
- en iyi yönetmen (2005, tokyo anime ödülleri)
- en iyi seslendirme sanatçısı (chieko baisho, 2005, tokyo anime ödülleri)
- en iyi müzik (joe hisaishi, 2005, tokyo anime ödülleri)
- seyirci ödülü (2005, maui film festivali)
- en iyi animasyon film adayı (78. akademi ödülleri)
Miyazaki ile geç tanıştım. Adam, ustalığı geçmiş gitmiş. Dönüp bakıyor "ooooo efsane!" diyoruz. Yine öyle bir anime olmuş işte.
Duydum ki avrupa hikayesini alıp evirip çevirmiş. Öyle diyolla. Esintiler de öyle zaten ama işte elek elektir. İçine ne koyarsa, altından miyazaki süzülüyor. Her zamanki bir anda aşık olan kahramanımızın hayatını anlatıyor. Aşık oluyor ve bir anda, kendisinin kabullenilmediği, kaldıramayacağı, alakası olmayan, yapyabancı bir ortamda buluyor. Fakat bi farklılık var. Bu sefer kendisi de değiştirilmiş. Kahramanımızın uyum sağlama tatlışlığını izlerdik normalde. Bu sefer etrafın kahramanımıza uyum sağlamasını izliyoruz. Kahramanımız durumu benimser vaziyette, hiç şaşkolozluk yok. Etraf "la noliy?" pozisyonunda. eheh pozisyon dedi.
Bir erkek olarak uyuz olduğum durumlar oldu tabii ki. İpne, yeteneği vermişler kuytudaki zor durumda olan kızları kurtarıp hava atıyor, yetenekleri kullanıp uçurup fili fili gidiyor. Kimsin olm sen? Sadrazamın sol palantiri misin? Halla halla. Miyazaki'nin bu ıssız adamlarına uyuz olmuyor değilim. Issız, kaybedenler kulübü üyesi erol egemen. Kim olm bu erol egemen?
Bi de bi sahnede, kızcağız ne güzel ya savaşma, gidelim kaçalım aşqımızı yaşayalım diyor. Bizim sığır, sonunda koruyacak birini buldum, gidip savaşmalıyım diyor. Ya diyorum salak. Kızı koruyacağım diye gidiyosun, savaşın ortasında napçak kız? Ölmeye bırakıyor kızı ya. Ya sen o kadar büyü öğrenmişsin, asortik büyücü ipne olmuşsun ama niye salaksın ya? Halla halla. Sonra noluyor? Sonra kız gidip bu ipneyi kurtarıyor. Lan olm hani sen koriycaktın? Allah vere kız pijamayı giyip televizyon izliyim kafasında olsa, sen de ölcen kız da ölcek. Azıcık akıl fikir yav.
Büyücü nenenin, yaşlanıp jöle kıvamına geldiğindeki tontişliğiyle, bi puro bulup jigolo arayan kurnaz teyzeye evrilişi nasıl? Bi de genç prens konuşunca "bak bak bak neler de biliyor." demesi? ehheheh
Miyazaki'nin yan karakterlerine bayılıyorum. Her animede yarattığı yan karakterlerin hepsi mi çok tatlı olur ya? Ah o calicifer yok mu. Bulsam kalbimi vericem ben de. Odunları alıp yiyor ya, yerim lan. Keşke benim de olsa diyesim geliyor da ben howl gibi ipne olmam. O yüzden benim de olmaz. Ben büyü öğrendiğim yere düzenli biçimde gidip iyi öğrenci olup mal gibi yaşardım çünkü. Hep de bi şatom olsun, iki adım yürüsün, uzak tepelerde duriyim insanlardan kopayım oh mis derdim. Olmazdı çünkü. Ah şans yok birader şans. Bak elin oğluna...
Ayrıca howl ipnesi sana laflar hazırladım! Sevgiliye kır hediye etmek ne ya? Babanın kırı mı olm o? Allahın kırı bikere. Üstelik kırda dolaşıp çiçeklerin anasını belleyip, bu çiçeklerle bi çiçekçi dükkanı açarsın, diyosun. E hep ezdin çiçekleri! Bu kadar mı sığırsın? Bi de kıza hediye ettiği şeyle kızı çalıştırıp parasını yiycek. Karı parası yiyo derler olm! Biz sana pileysteyşın aldık aşqım desek sidimizi çizerler. Howl sana kır aldım çiçekleri sat da çorba içelim diyor kalp kalp kalp kalp. Hayat çok acımasız değil, bizim bahtımızda bi bokluk var. Bi tane sağlam doktor bulsam, aldırıcam kendimi.
Ha neydi? Miyazaki usta değil, çok ileride başka bir yerde. Kalemine sağlık dostum, +rep.