1. Antoine de Saint-Exupéry tarafından yazılan ve 1943'te yayımlanan hikâye.

    her yaş için okunması gereken kitaplardan ve her yaş içinde farklı anlamlar içeren kitap,küçük yaşlarda hayal dünyasına yaptığı katkı varken, büyüdüğümüz olgunluğa eriştiğimiz yaşlarda ki anlamı daha farklı oluyor bana göre harika bir aşk hikayesi küçük prens.

    #624 abdominalmuscles | 8 yıl önce
    0hikaye 
  2. küçükler için yazılan büyük kitap.
    #3390 ruzgar gibi gecti | 8 yıl önce
    0hikaye 
  3. Telif hakları zamanaşımına uğradığından beri her yayınevinden yayınlanır hâle gelen kitap'çık. Elbette okunmalı ama hangisinden? Ne fark eder ki diyenler varsa çok şey fark eder. Hem tercüme bakımından hem de sansür bakımından yayınevi önemli. Şapka kanunlarından dem vurduğu için bir dönem ülkemizde yasaklanan ve yasak kaldırıldıktan sonra da ilgili kısım sansürlenerek yayınlanan pek çok baskısı mevcut.
    #3533 zeze | 8 yıl önce
    0hikaye 
  4. kitabın türkçe'deki adı küçük prens'tir. küçük prens, antoine de saint-exupery tarafından yazılmış çocuk (her yaştan çocuk için) kitabıdır. kitap, dünya çocuk klasiklerinin en önemlilerinden biridir ve çok fazla baskısı yapılan bir kitaptır. her çocuğun mutlaka okuması gereken bir kitaptır. başka bir gezegenden dünyanın halini anlatır küçük prens ve gökyüzüne her baktığınızda hatırlayacağınız bir yıldız bırakır çocukluğunuza. kitaptan bazı alıntılar,

    -- spoiler --


    büyükler sayılara bayılırlar. yeni bir arkadaş edindiniz diyelim: onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. "sesi nasıl?" demezler örneğin, ya da "hangi oyunları sever? kelebek koleksiyonu var mı?" diye sormazlar. onun yerine. "kaç yaşında?" derler. "kaç kardeşi var? kaç kilo? babası kaç para kazanıyor?" ancak bu sayılarla tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşınızı.

    ***

    eğer büyüklere, "güzel bir ev gördüm, kırmızı tuğlalı: pencerelerinden sardunyalar sarkıyor, damında ise kumrular var," derseniz, nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar. ne zaman ki onlara, "yüz milyonluk bir ev gördüm," dersiniz, işte o zaman size, "oo, ne kadar güzel bir evmiş!" derler gözlerini koca koca açıp.

    ***

    insanların artık anlamaya zamanları yok. dükkânlardan her istediklerini satın alıyorlar. ama dostluk satılan bir dükkân olmadığı için dostları yok artık.

    ***

    işte sana bir sır, çok basit bir şey: insan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. asıl görülmesi gerekeni gözler göremez. "asıl görülmesi gerekeni gözler göremez," diye yineledi küçük prens; unutmamalıydı bunu. "gülünü senin için önemli kılan, onun için harcamış olduğun zamandır." "onun için harcamış olduğum zaman..." diye yineledi küçük prens. unutmamalıydı bunu. "insanlar unuttular bunu," dedi tilki. "ama sen unutmamalısın. evcilleştirdiğimiz şeyden sorumlu oluruz. sen gülünden sorumlusun... "ben gülümden sorumluyum," diye yineledi küçük prens. bunu da unutmamalıydı.

    ***

    "yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. ben gülüyor olacağım bir tanesinde. ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... yalnızca senin gülen yıldızların olacak!" sonra yine güldü. "ve üzüntün hafiflediğinde (zaman bütün acıları hafifletir) beni tanımış olmak hep seni mutlu edecek, dostum olarak kalacaksın. benimle gülmek isteyeceksin. bunun için de arada bir pencereni açacaksın... dostların gökyüzüne bakıp bakıp güldüğünü görünce çok şaşıracaklar! onlara 'yıldızlar hep güldürür beni!' diyeceksin. deli olduğunu düşünecekler. sana nasıl bir oyun oynadığımı görüyorsun... " sonra yine güldü."sanki sana yıldızlar yerine gülmesini bilen bir sürü küçük çan vermişim gibi olacak..."


    -- spoiler --

    #6149 ma icari | 8 yıl önce (  5 yıl önce)
    0kitap 
  5. o resimde gördüğüm şey bir şapkaydı.
    #12818 thedirector | 8 yıl önce
    0hikaye 
  6. Cemal Süreya&Tomris uyar çevirisi tercih edilebilir.
    #34471 petra von kant | 8 yıl önce
    0hikaye 
  7. orhun alfabeleriyle yazılmış hali bile olan hikaye.

    sanırım çevrilmediği dil kalmamış.

    ankara üniversitesi'ne misafir öğretim görevlisi olarak gelen bir japon profesör bunun tüm çevirilerini koleksiyon yapıyordu bir de. ondan öğrendim ben de öyle bir şey olduğunu ama hiç rast gelemedim.
    0hikaye 
  8. "unutma, dedi tilki, gülün için harcadiğin zamandir gülünü bu kadar önemli yapan. - gülüm için harcadiğim zaman... dedi küçük prens, hatirlamak için..."
    #110077 0qq0 | 7 yıl önce
    0hikaye 
  9. "Küçük Prens yine konuşmaya başladı:
    'İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık duyuyor kişi...'
    'İnsanların arasında da yalnızlık duyulur' dedi yılan."

    _____


    “Aynı saatte gelmen daha iyi olur,” dedi tilki. “Örneğin sen öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Mutluluğum her dakika artar. Saat dörtte artık sevinçten ve meraktan deli gibi olurum. Ne kadar mutlu olduğumu görmüş olursun. Ama herhangi bir zamanda gelirsen yüreğim saat kaçta senin için çarpacağını bilemez.”

    ______


    Büyükler sayılara bayılırlar. Onlara yeni bir arkadaşınızdan bahsettiğinizde gerekli soruları asla sormazlar. "Sesi nasıl?" diye sormazlar mesela. "Hangi oyunları sever?Kelebek koleksiyonu yapıyor mu?" diye sorduklarını asla göremezsiniz. Onlar sadece, "Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası ne kadar kazanıyor?" diye merak ederler. Bunları öğrenince arkaşınızı tanıyabileceklerini sanırlar. Büyüklere, kırmızı tuğlalı, pencerelerinden sardunyalar sarkan, çatısında güvercinlerin uçuştuğu çok güzel bir ev gördüm" derseniz bu evi gözlerinde canlandıramazlar bile. Onların anlayabilmesi için, "Yüz milyonluk bir ev gördüm", demeniz gerekir. İşte o zaman, "Aa, ne kadar da güzelmiş!" derler.
    #110083 0qq0 | 7 yıl önce
    0hikaye 
  10. bence çok fazla abartılan bir hikaye kitabı. kötü demiyorum, bu ne la ne biçim hikaye de demiyorum ama bunun gibi çok hikaye kitabı var. bunun başarısı bence iyi pazarlanmış olması.

    evet bir eser yazıldığı zaman, durum, olaylar, bilgi düzeyi, insanların algı düzeyi vs düşünülerek değerlendirilmeli, o zamanlar için iyi kurgulanmış bir hikaye fakat sadece o kadar.

    küçük prensi okuyup hayat dersleri çıkartılıyor olması, her kelimesine bir anlam yükleniyor olması çok anlamlı gelmiyor.

    ama tabi ki yine de kitaptır, okuyun.
    #110106 11001 | 7 yıl önce
    0hikaye 
  11. büyükler çocuk kitabı diye okumaz...
    küçükler zaten bir şey anlamaz...

    okuyan ise hiç bir zaman için unutamaz hele de hayatı sorgulayan bir kişiyse.
    bele bir kitap.
    #110573 timoteus | 6 yıl önce
    0hikaye 
  12. "senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir"i öğretir mesela. Büyüklerin küçüklere okuması gereken kitaptır. sonra üzerine tartışmalı. büyükler çok şaşıracak!
    #128369 vemvet | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0hikaye 
  13. 'nin yazdığı, çocuk edebiyatı kategorisine girse de eke insanlarında birçok ders çıkarması gereken, dünyanın en çok okunan kitaplarından biri. türkçe'ye ve 'ın katkılarıyla çevrilmiş baskısı önemlidir.

    Her yetişkin düş kurabilirken, her çocuk düş kurduğu bir hayal dünyası yaratabilir. Rüya içinde rüyayı, hayal içinde hayal gemisine alıp tufandan sonraki geleceği yaratabilir.

    Dahası da var; bir çocuk uçabilir. Bir gezegene gitmek için yıllarca projesini tasarlayıp, hazırlığını yapan ve yıllarca yolculuk yapan yetişkin bir astronottan farklıdır; gözlerini kapatmasına bile gerek kalmadan hayallerinde, istediği yıldıza yahut gezegene anında yolculuk yapabilir. Denizler, okyanuslar üzerinde koşabilir, saatlerce balıkların arasında nefessiz de yüzebilir. Bir çocuk vizesiz, pasaportsuz ülke ülke dolaşabilir. Ay'a çıkıp çilekli sütünü yudumlarken Dünya'yı seyredebilir, bir başka çocuk ise yine Ay üzerinde Dünya'yı seyrederken çilekli sütünü yudumlayabilir.

    Bir çocuk özgürdür; sokaklarda, parklarda değil tüm evrende deliler gibi doyasıya koşabilir. (Ne yazıktır ki bir çocuk, Türkiye'de yaşıyorsa bu durum geçersizdir. Dünya'nın diğer yerlerindeki çocuklara oranla minimum derecede özgürdür, Türkiye'de yaşayan çocuk. Suç Türkiye'nin de değildir üstelik. Suç, eğitilmemiş zihniyetlerin cahilliğini kusmasında gizlidir. Bu sapık zihniyetlerin tecavüze, tacize ses ve onay vermesinde... Yahut savaşın içinde doğan çocukların hayalleri bir oyuncağa kadar gidebilir en fazla. Çünkü düşleri silah namlularının ucunda susturulmuştur.)


    -- spoiler --


    Küçük Prens, aslında düşündüğü kadar büyük bir prens değilmiş." Çünkü yetişkinlere benzemiyor. Yetişkinler hiçbir şey anlamıyorlar. Tüm dertleri sayılar; tek uğraşları hesap yapmak. Küçük Prens ise büyük olmanın sayılarla aşk yaşamak olduğu bir alemde küçüklüğünü kabulleniyor. Çünkü o böyle birisi değil. O sayılarla ilgilenmiyor; sayılanla ilgileniyor. Onun için gökyüzünde kaç yıldız olduğu önemsiz. Önemli olan gökyüzünde yıldız olması...

    Küçük Prens'in dünyası/gezegeni küçük fakat hayal dünyası büyük. Küçücük gezegeninde dizinin boyunu aşmayan iki tanesi aktif, bir tanesi sönmüş yanardağının eteklerini süpürmesi, gezegenini ele geçirmeye çalışan baobabları temizlemesi, gezegeninde açan çiçeği rüzgardan koruması ve defalarca gün batımını izlemesi... Bunlar onun rutini aslında. Peki hangi birimiz bir yanardağ eteğini süpürebilir, bir çiçeği rüzgardan korumak için vaktinden ödün verebilir? Kaç gün batımında detayları inceleyecek kadar hüzünlenebiliriz? Güneş'in yaralarını görebilecek olanınız var mıdır? Peki ya Güneş'e kör gözlerle pansuman yapabilecek olanınız? Aslında, "yapabilirdiniz". Eğer ki çocukluğunuzu gökyüzünden bir parça ısırmak isteğiyle geçirmiş olsaydınız. Fakat pek azımız bunu dilemiştir, dileyecektir. 'nın varislerinden küçük ellerin, pankeklerle gezegen fotoğrafı yapması gibidir, bunu dileyebilen bir çocuk olmak. Yetişkin olmak ise sadece yetişkin olmaktır.

    Küçük Prens, evcilleştirildiğini anladığında çiçeğine bir bağlılık hissi duyar. Bağlanmak bir şeye körü körüne, bir daha çözülememek ve kör düğüm olmak o şeyle. Yani; evcilleşmek, evcilleştirilmek...

    [ Küçük Prens öldü. Küçük Prens öldü.

    - "Ölmek nedir?" ]


    -- spoiler --



    Yedinci kez okumuş olduğum ve daha birçok kez okuyacağımı bildiğim Küçük Prens'i okumadığım her an özlüyorum. Ve onun çiçeğine duyduğu bağı, ben de Küçük Prens'e karşı duyuyorum. Ona karşı sorumluluğum var. Küçük Prens böyle söylerdi.

    Küçük olmak isteyenlere, büyük bir hazinedir Küçük Prens. Büyük olmak isteyenlere ise güzel bir sitemdir. Ben de buradan bu sitemi dile getireyim; "Biz küçükken sokaklar sadece oyun alanımızdı, parklar ise büyüklerindi. Hatta park demek, lüks demekti bazılarımız için. Sokaklarda oynardık, , oynardık. Belki biraz eskiye gidersek oynadığımızı da söyleyebilirim. Birkaç yıl geçti, ayağımıza, elimize top aldık. Heyecanlı heyecanlı, kuralsız, kanunsuz koşturduk topun peşinden. Sonra çok kötü bir şey oldu; büyüdük! Şimdi ki çocuklara baktığımda gördüğüm ise çocukken büyüdükleri... Samimiyetimle söylüyorum, benden yedi sekiz yaş küçük olduğunu öğrendiğimde abla yahut ağabey demekten son anda vazgeçtiğim çocuklar oldu. Kız çocuklarında büyüklerinden özendikleri makyaj ve olgun gözükme çabası, erkek çocuklarında ise çevresine ben güçlüyüm deme uğraşı. Peki burada çocukluk nerede? Çocukluğunu dolu dolu yaşayan insanlar olmamıza rağmen hala çocuk olmaya özeniyoruz. Peki şimdiki çocuklar ne yapabilecekler? Ne çocukluğa özenecekleri gerçek bir çocuk görecekler (çünkü onlar da çocukken büyüyecekler), ne de yaşamadıkları çocukluklarını özleyebilecekler. Aslında; gökyüzünden gelen bir pastanın lezzetinden mahrum kalacaklar.

    Küçük Prens düşlerinize girsin, rüyalarınıza değil. Rüyalar unutulur...

    bu yazı 1000kitap.com sitesinde tarafımca paylaşılmıştır.
    #132535 laranja | 6 yıl önce
    0hikaye 
  14. 30 yaşımdayım ve hala her fırsatta keyifle okuyorum. Yumuşacık bir üslubu var ve her defasında kucaklanıyor gibi hissediyorum. Hala okumadıysanız muhakkak okuyun.
    #138951 omayra | 6 yıl önce
    0hikaye 
  15. ince düşünceli küçük dostumuzun, incecik hikayesi.

    "mükemmelliğe, yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, yazıdan çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır." düşüncesiyle yazarı epey kalın olan kitabı bugünkü haline getirmiştir.
    ayrıca (bkz: )
    #146944 nimportequi | 6 yıl önce
    0hikaye 
  16. Ana karakterinin çiçeksepeti'nde çok garip gözüktüğü hikaye.
    uzaktan bakalım
    yakından da bakalım
    #151935 geoit | 6 yıl önce
    0hikaye 
  17. Ne zaman fil yutmuş, boa yılanını artık göremeyen bir insan görsem, içimden bu kitabi hediye etmek gelir.
    Dunyada, artık bu kitaptan yeterli sayida oldugundan emin degilim.
    #171873 kaskfirlatankiz | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    2kitap 
  18. evet, güzelsiniz. ama boşsunuz. sizin için kimse yaşamını feda etmez. yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir çünkü ben onu suladım ve onu camdan bir korunakla korudum. önüne bir perde gererek rüzgârın onu üşütmesini engelledim. tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). onun şikâyetlerini, övünmelerini dinledim ve bazen de suskunluklarına katlandım çünkü o benim gülüm.

    Gözüme çocukluğum kaçtı birden. :(
    #175506 migfer tokmakel | 5 yıl önce
    0hikaye 
  19. Çocuklar için yazılmış lakin büyüklerin okuyup sevdiği hikaye.
    #198030 xqw21 | 4 yıl önce
    0hikaye 
  20. yazarın kitabın başında uyardığı şekliyle, kitap çocuklar için yazılmamıştır.

    kimsenin bu kitabı okuduğunu düşünmüyorum sırf bu yüzden. yüz kere, bin kere, milyon kere tekrar etmek lazım, çocuk kitabı değildir, en başta yazar, kitapta bunu dile getirmektedir!
    #246766 marophat | 4 yıl önce
    0kitap 
  21. "Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?" Antoine de Saint-Exupéry / Küçük Prens
    #286080 ma icari | 2 yıl önce
    0hikaye, kitap