erkin koray, 24 haziran 1941'de doğmuştur. annesi vecihe koray, cemal reşit rey'in en iyi öğrencileri arasındaymış. istanbul belediye konservatuvarı'nda piyano öğretmenliği yapan vecihe hanım, erkin koray'a -çok küçük yaşlardayken- hem nota hem piyano dersleri vermiştir.
müzikle iç içe büyüyen erkin koray ilk konserini 29 aralık 1957'de galatasaray lisesi'nde verir.
not: o sıralarda galatasaray lisesi'nde öğrenci olan barış manço da dinleyiciler arasındadır.
erkin koray, 70li yıllarda müzik tarzıyla, giyim tarzıyla ve davranışlarıyla hiç anlaşılmamış, hep yadırganmış bir müzisyendir aslında. müziği ise o kadar iyi ki, tüm bu aykırı tarzını arka planda bırakabilmiştir.
o kadar zeki bir adam ki, ülkede aykırı adam olmakla, sevilen bir müzisyen adam olma çizgisini mükemmel bir şekilde yakalayabilmiştir. türkiye'de kültürün dışına biraz çıkan, biraz it kopuk takılan müzisyenler hep ötelenmiştir bu güne kadar. erkin baba, siyasetle pek alakası olmayan, sivri dili olmayan fakat alttan alttan farklı olmuş bir adamdır.
dünyaya açılabilmiş sınırlı müzisyenlerden olan erkin koray, uyuşturucu kullanması, serseri serbest stili ile hiç barış manço kadar saygı görememiştir mesela.
çünkü o yıllarda kafası siyasetle, geçim kaygısıyla dolu insanlar onun anlattığı şeylere hiç yoğunlaşamamıştır. fakat biliyor muydunuz ki, erkin koray aslında avrupada, en az türkiyedeki kadar sevilen bir adam. biliyor muydunuz ki, en az barış manço kadar başarılı ingilizce parçaları var.
uyuşturucu kullanması, o kafayla yaptığı şarkıları ancak onun kafasına yükselebilen insanların anlayabileceği seviyededir.
john lennon ile takıldığını, birlikte müzik yaptıklarını kaç kişi biliyor bu ülkede? ya da blues dinleyip, bütün dünya klasiklerini bilen, müzik kültürüyle övünen insanlar;
jhonny b goode parçasını erkin koraydan dinlediniz mi hiç?
erkin baba gerçekten kıymeti bilinmeyen müzisyenlerden. herkes onun türkiye klasiklerinden haberdar sadece. ne kadar büyük işler yaptığı hiç yankılanmamış. ve anlatmak istedikleri parçalarında, o kadar derin ki, anlaşılmamış hiç.
mesela, ''mesafeler'' parçasında, ''çılgın bir rüzgarla geçiyor mevsimler'' diye bir söz var.
ne kadar güzel bir söz değil mi?
''mevsimler'' aslında erkin babanın kedisinin adı. evde takılıp, bir şeyler karalamaya çalışırken belki de kedisini izleyip yazdığı bir parça.
bunun gibi bir çok ince noktalar var yazdıklarında, anlattıklarında. çaldığı gitar, yazdığı sözler zaten paha biçilemez.
bu ülkenin en büyük değerlerindendir erkin koray, yaşayan bir efsanedir. umarım bir kez de olsa, böyle birinin kıymeti ölmeden anlaşılır.
ayrıca dünyada sınırlı sayıda bulunana gibson les paul custom vardır kendisinde ki bu gitar daha sonra les paul beğenmediği için sg adını alacak ve sadece çok az kişinin elinde les paul custom olacaktır.
Z kuşağını zamanının ruhunu yansıtan müzikleriyle bilmedikleri ve görmedikleri zamanlara götüren efsane rock yıldızıydı. Bugün itibariyle hayatını kaybeden büyük usta nurlar içinde uyusun.
zamanında hem beste çalmış, hem de çaldırmış olan besteci. o zamanlar her ne kadar "telif hakkı" kavramı hukuk sistemleri bünyesinde iyice kabul edilmiş bir hale gelmiş olsa da, günümüzdeki gibi iletişim olanakları çok fazla olmadığı için yine yapanın yanında kar kalıyordu.
bu sebeple de led zeppelin gibi bazı gruplar "lan öyle besteler yapalım ki milletin aklı çıksın, çalamasınlar" kafasında besteler yapmıştır. mesela black dog böyle bir zihniyetin sonucudur.
çok dinlediğim bir müzisyen değildi kendisi. ama türkiye'deki rock müzik için önemli bir adımdı kendisi. zaten kendi kendini emekli etmişti yıllar önce. o sebeple gözü açık gitmemiştir diye düşünüyorum.