başlıca yiyeceğimiz. türk milleti onsuz doyamadığını iddia eder. mayalı hamurdan yapılır. çeşitli (buğday, çavdar, yulaf, mısır) unlar kullanılabilir. en güzellerini fransızlar yapar. kahvaltı dışında tüketmemekle övünürüm.
etrafta rezil olacağım kimse yoksa eppek diyorum kendisine. böyle çocuksu bir sevgi ve hevesle. öyle deyince sanki daha tatlı oluyor. daha sıcak, daha doyurucu.
euro yükselişi, dolar yükselişi, akaryakıt fiyatları falan herkesin gündemindeyken gözden kaçan temel besin kaynağı. diğer illerde nasıl bilmiyorum ama benim yaşadığım yerde fiyatı geçen hafta 1 liradan 1.25 liraya yükseldi. yüzde 25 artış. batıyoruz, farkında mıyız?
ülkede her yer güllük gülistanlık, böyle gittiği sürece ileride karşılaşacağımız ekmek gramajı . güler misiniz ağlar mısınız, yer misiniz yemez misiniz orası size kalmış.
dilimleriyle basit ve lezzetli kahvaltılık aperatifler hazırlanabilen yiyecek.
gerekli malzemeler:
- domates
- eriyen bir peynir (tercihim parmesan)
- kekik
- zeytinyağı
tarifi:
fırın tepsisine fırın kağıdı serip üstüne ekmek dilimlerini yerleştiriyoruz. dilimlerin üstüne küp domatesleri, elle dağıtarak seçtiğimiz peyniri ve de biraz kekik döküp üstüne zeytinyağı gezdirerek fırına veriyoruz. peynirler eriyince de çıkarıp servis edebilirsiniz. şimdiden afiyet olsun.
tahıllısı, çiyalısı, kepek ekmeği farketmez. Her türü kilo aldıran katık. kesmesi zor, ancak onsuzluğa alıştıktan sonra doyma seviyenizi düşürür, kilo verdirir.
Fırınlarda, Bayat olanının yarı fiyatına satıldığı yiyecek.
Bu sabah ekmek almak için gittiğim fırında pos cihazında meydana gelen bir aksaklık sebebiyle biraz beklemek zorunda kaldım. Kenara geçip -mecburen- diğer insanların ne aldığını falan seyrettim. Bir abla geldi ve fırıncıdan 4 bayat ekmek istedi. Ben de kenarda durup bunu duyduğum için yüksek ihtimal abla kendini kötü hissetmiş olabilir. Elimdeki tazecik çeşit çeşit ekmeklere baktım, ablaya verilen 4 tane bayat ekmeğe baktım...
10 ayda %136 zamlanan un fiyatları nedeniyle, fiyatı gevrekle aynı fiyata gelmiş (hatta bazı şehirlerde gevrek daha pahalı) temel gıda maddesi. haber linki burada .
buğdayın gdolu olmasından sonra mahalle fırınlarındaki normal ekmeği satın almayı tamamen kesmiştim. ev ekmeği olarak bilinen, ekşi mayayla yapılan, genelde kilo ile ölçülen boyutlarda olanlarından alma sıklığımı artırmıştım. son zamlardan sonra ise, ekşi mayalı olanlar 20 liranın üzerine çıkmış durumda. "esma ana" diye bi' marka ege bölgesi'nde pek bilindiktir. bu sene içinde, pandemi döneminde 12 liraya 1 kilo ekşi maya ekmeğini alıyordum. şimdi internetten satışı 25 lira. aynı boyuttaki siyez ekmeği ise 35 lira. küçük şarküterilerden elden almak istesem, sırasıyla 30 ve 40 lira bandında olacağını tahmin ediyorum. yolum düştüğünde camekanına bile bakmadan geçiyorum.
evine günlük 4-5 normal ekmek alması gereken, hanede 4 boğaz doyuran bir asgari ücretlinin aylık ekmek ihtiyacını gidermek için aylığının %10'undan fazlasını harcaması berbat. sürekli olarak sadece un tüketmek hem daha fazla acıkmaya hem de şeker hastalığına sebep olacak. unun karbonhidrat olarak gereksinim karşılaması tamam ama sadece unla bu iş yürümeyecektir. zaten zorunlu aylık giderleri aylığının %50'sini aşan bir insan için ekmeğin lüks olmaya başladığını söylemek abartılı olmayacaktır. daha bunun süt ürünleri (yıllık zam oranı %40), et ürünleri (tavuk etinin yıllık zam oranı %64, dana etininki %23, balığınki %34), bakliyat (mercimeğin yıllık zam oranı %42, nohutunki %34) ve yağ (ayçiçek yağının yıllık zam oranı %61, mısırözününki %47) alamama durumu da var. sadece ekmek üzerinden bile değerlendirilse, sağlıksız nesiller, iyi beslenememekten tükenen çalışanlar ve covid-19 gibi gırla abuk subuk hastalığı taşıyıp yayma ihtimali çok fazla olan yoksuldan bahsetmek mümkün.
özetle; dahi gibi davranarak çay-simit hesabı ile geçinmeyi dikte etmek ne insani ne etik ne de mümkün. malum karikatürdeki "millet aç, aç" diyen dayının midesindeki gurultu olduğumuzu düşünüyorum artık.
bilmiyorum diğer büyükşehirlerde zam geldi mi ama ege bölgesi'nin neredeyse tamamında 200 gram beyaz ekmeğin fırın fiyatı artık 12,5 lira. simit de 15 lira, ki kimsenin almaması gerek bu fiyata ama alıyoruz arada bir, hafta sonlarımız bari şenlikli geçsin deyü mecburen. ekmeğe gelen zamla ilgili şöyle bir haber gördüm bugün, paylaşayım:
basit bir yerel haber gibi görünüyor ilk bakışta ama ayrıntıları önemli. fırıncı öyle bir kralmış ki, adeta halka "bakın, bütün fırıncılar bakkallara daha ucuza ekmek veriyor ama bakkallar ekmeği bizimle aynı fiyata satıyor" demiş. dediği de tam olarak bu: "bakkal iskontosunu halkımıza yansıtıyoruz. girdi maliyetlerinde ciddi artış olmadığı sürece, zam yapmayacağız". burada 2 şey önemli:
1- fırın ekmeği yapıp bakkala ucuza veriyor, iskontosunu da kendisi kesiyor. aslında fırında da ucuz olmalı ekmek ya da ekmeğe her zam geldiğinde bakkallarda satılan ekmeğin fiyatı fırından daha pahalı olmalı.
2- "ciddi zam"dan kasıt %35 civarı değil belli ki. öyle boş beleş esnafın yağmacı gibi üst üste yaptığı zamları gizleme kisvesi olan "temel giderler arttı" mevzusu safsata. %50 üzeri zam bir anda gelmezse, hiçbir fırıncı ekmeğe zam yapmaz demek oluyor bu.
benim çevremdeki fırınlar henüz yılbaşı olmadan, asgari ücrete gelecek zam açıklanmadan "yılbaşından sonra kesin zam olur" diyordu zaten. bu da demek oluyor ki, benim mahalledeki fırınların hepsi cebini düşünüyor, sattığı gdolu buğdayı, deli gibi kâr marjı elde etmek için zam yaptığını falan umursamıyor; gömüyor zammı, "alamayan alamasın, bene na" diyor. bu balıkesirli fırıncının 2 cümlelik açıklamayla yaptığı "zamsız da olur" hareketi çok klas ve öğretici. siz de haziran'dan önce tekrar zam yapmak için yanıp tutuşacağı şimdiden belli olan fırıncılara karşı en azından bilgili olabilirsiniz.
200 gram beyaz ekmeğin 12,5 liraya satılması "temel giderler"den ötürü falan değil, fırıncıların daha çok para kazanma hırsı nedeniyle oldu. bu da burada kalsın.