1. 'un eseri, kadim dostu 'a ithafen yazılmış.
    "hepimiz özünde biraz deli değil miyiz? deliyiz deliyiz" diye özetliyorum bunu ben. her yaptığımızda biraz delilik vardır, biz deliliğe hizmet eden kullarız, aslında delilik çok eğlencelidir, bırakın kendinizi deliliğe gibi çıkarımlar yapılabilir okuduktan sonra. kendini bilge addedenler de aslında delidirleri ima ederek çağının bilgelerine ayar verir alttan alttan. o çağlarda da filozoftan, bilgeden geçilmiyor tabi, hepsine vermiş ayarı bu kitapla.
    #30154 morgase | 8 yıl önce
    0kitap 
  2. ülkemizde deliliğe övgü şeklinde çevirilse de orijinal başlığı budalalığa övgüdür. eserin içeriğinden temanın delilik değil budalalık, ahmaklık, aptallık olduğu çok net anlaşılmaktadır.

    en sıradan avamdan en üst makamlara kadar bu kadar kokuşmuş bir düzenin ve ahlaki ikilemlerin sadece yaygın olan bir ahmaklık ile çözülebileceğini mizahi bir dille anlatmaktadır.

    yazıldığı döneme göre çok cesur bir eserdir, erasmus'un sivri ve alaycı dilinden hükümdarlar, asilzadeler, entellektüeller, din adamları ve kilise payını düşeni almıştır.

    eski yunana yaptığı atıf yer yer okumayı zorlaştırsa da günümüz insanının bu eserden alabileceği çok şey vardır. o dönemde eleştirilen yapılarla günümüz dünyasının tekrar eden kalıpları arasındaki süreklilik dikkat çekicidir. zaten bu eseri bu kadar kalıcı hale getiren de budur.

    diğer yandan bu eserle ilgili yapılan bir değerlendirme hatası, erasmus'un bilge insanları, felsefeyi ve bilgeliği de gömdüğü yanılgısıdır.

    kitabın hayali yazarı olan "budalalık tanrısı" tarafindan yapılan eleştiriler sadece budalalık olmadan mutlu bir yaşamın olamayacağını göstermek içindir. bu bilgeliğe yönelik değil hayatın dinamiklerine bir eleştiridir. çünkü bu hayat budalalık olmadan mutlu olmaya izin vermez, budalalar mutlu ve huzurlu yasar.
    #170234 little thirty | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0kitap