seni ayın altında unuttular, günlerin eksik bıraktığını ay tamamlıyor şimdi uzak sessizliğin ki anı kadar siyah sözleriyle hicran kuyusuna kapattı beni: ay nice batsa da meğer insanlar kadar karanlıkta bırakmazmış kimseyi! sen bütün geceyi topladın üstüne ve bir bir söndü masumluğun küçük fenerleri, yıldızlar bir kez aydınlatır çünkü gövdeyi, bir kez gölge düşmesin anıya, birbirimizden önce onlar terkeder bizi: yıldızlarla dolu olabilir mi seninle beraber bakmadığımız gökyüzü? ah eski kamer, nerede o aşk gibi içime doğduğun geceler, yeni ay fena çıktı aramıza, çarpışarak karanlık sulara gömülen şu gövdelere bak, dil karanlık söylemese de sular da aydınlanır ve aysar ruhlarımız buluşurdu ya gövdenin sahilinde, gürültünün yolunda gittiğini fısıldar gibi şimdi ruhların eksikliğini de gövde tamamlar
-ay birçok sanat ve edebiyat eserine konu olmuş ve sayısız başkalarına da ilhâm kaynağı olmuştur. Görsel sanatlar, sahne sanatları, şiir, yazın ve müzik için bir motif oluşturur. İrlanda'da Knowth'da bulunan 5.000 yıllık kaya üzerinde kazılı bulunan ve Ay'ı tasvir ettiği düşünülen eser keşfedilen en eski eserdir. birçok tarihöncesi ve antik kültürde Ay'ın tanrı olduğuna ve diğer doğaüstü fenomenlerin kaynağı olduğuna inanılırdı.
-batı uygarlığında ay hakkında bilimsel açıklama getiren ilk kişi yunan filozof anaxagoras olmuştur. anaxagoras, güneş ve ay'ın dev küresel kayalar olduğunu ve ay'ın güneş'in ışığını yansıttığını öne sürmüştür. gökyüzü hakkındaki görüşleri, tutuklanmasına ve sürgüne gönderilmesine neden olmuştur.
-aristo'nun evren tanımında ay değişken elementler (toprak, su, hava ve ateş) alanı ile eter'in ölümsüz yıldızları arasındaki sınırı oluşturur. bu ayrım yüzyıllar boyunca fiziğin bir parçasını oluşturmuştur.
-orta çağ'da, teleskobun keşfinden önce birçok kişi ay'ın bir küre olduğunu kabul etti ancak "tamamen pürüzsüz" olduğuna inanılıyordu. 1609'da, galileo galilei, "siderus nuncius" adlı kitabında ay'ın ilk teleskobik çizimlerini yayımladı ve ay yüzeyinin pürüzsüz olmadığını, dağlar ve kraterlerden oluştuğunu yazdı. daha sonra 17. yüzyılda giovanni gattista riccioli ve francesco maria grimaldi ay'ın bir haritasını çizerek birçok kratere günümüzde bilinen adlarını verdi.
-haritalarda ay yüzeyinin karanlık bölümleri "maria" ya da "denizler" ve açık bölümleri "terrae" ya da "kıtalar" olarak belirtilmiştir.
-ay üzerinde bitki örtüsünün varlığı ve yaşam olabileceği düşüncesi 19. yüzyılın başlarına kadar önemli gökbilimciler tarafından bile dikkate alınmıştır. parlak yüksek bölgeler ile koyu denizler arasındaki kontrast değişik kültürler tarafında "ay'daki adam", "tavşan", "buffalo" ve bunun gibi çeşitli modellemelere yol açmıştır.
-1835'te büyük ay Aldatmacası birçok insanı, ay üzerinde egzotik hayvanların yaşadığına inandırmıştır. hemen hemen aynı zamanlarda (1834?1836 arasında) wilhelm beer ve johann heinrich mädler dört ciltlik "mappa selenographica"yı ve 1837'de "der mond" adlı kitabı yayımlamaktaydı. bu eserler ay üzerinde su ve atmosfer olmadığını belirtiyordu.
-ay'ın öteki yüzü 1959'da "luna 3" uzay sondası fırlatılana kadar bilinmiyordu. 1960'larda "lunar orbiter" programı tarafından haritası çıkarılmıştır.
dünyamızın güneş çevresinde bir turu tamamladığı sürenin 12 eşitsiz parçaya bölünmesiyle ortaya çıkmış zaman ölçü birimi. bazı aylar daha eşit tabii. ama en mağduru şubat. yine de bütün bunlar günümüzde kullandığımız takvimle bağlantılı durumlar. eskilerde kalan ay takvimi diye bir şey de var. bu, ayın dünya etrafındaki çevrimi üzerinden düzenleniyor ama bu sefer de yıllar kaymaya başlıyor. yine de zaman ölçüsü olan ayın ismi kameri takvim hesabından geliyor. yeni aylar eski aylara denk olmasa da.
eski antlaşma'da ismi geçen ve kenan bölgesinde yer alan şehir. ismi "harabeler yığını" anlamına gelir.
beytel ile ortasındaki bir yere ibrahim tarafından sunak yapılmıştır. yıllar sonra yeşu önderliğindeki israil halkı tekrar bu topraklara girmiş ve bu şehri iki defa kuşatmıştır. ilk kuşatmada israil halkının disiplinsizliği savaş kaybettirse de, ikinci kuşatmada ay şehrinin ordusu disiplinsiz davranınca israil halkı zafer kazanmıştır.
bu sefer yeşu tedbiri elden bırakmamış ve israil halkı ganimet peşinde koşmasın diye eriha'da yaptığı gibi şehri haritadan silmiştir.
geceleri ışık saçar ama ışığı kendisinden değildir, güneşin ışığını yansıtır çevresine.
sorgulamayan insan da ışığın kaynağını ay sanır, ancak o ışığın esas sahibi başkadır.
son günlerde üzerinde su bulunmasıyla yeniden gündeme gelen doğal uydumuz.
birileri diyecek ki "nasa da periyodik olarak ay'da su buluyor. bunun neresi yeni haber?"
şurası:
daha önce ay'ın soğuk ve karanlık olan bölgelerinde, özellikle de kutuplara yakın kısımlarda suyun varlığına ilişkin bazı kanıtlar elde edilmişti. pazartesi günü yapılan açıklamada ise güneş gören bölgelerde de su moleküllerinin varlığına rastlandı. birçok insan için bu önemsiz bir bilgi olabilir, ama astronomlar için değil.
ay, yer etrafında çok basık olmayan, daireye yakın eliptik bir yörüngede dolanır. kendi etrafındaki dönme süresi ile yer etrafında dolanma süresi birbirine eşit olduğundan (ki buna senkronize dönme deriz) her zaman yer'den aynı yüzünü görürüz. bunu gözde canlandırmak biraz zor olduğundan insanlar ay'ın dönmediği hissine kapılıyor, ama animasyonlarla güzelce anlatılıyor. merak edenlere tavsiye ediyorum.
bu arada "ay'ın karanlık yüzü" deyimi yanlıştır. ay'ın görmediğimiz yüzü ya da arka yüzü demek daha doğrudur, çünkü biz göremesek de o bölgeler güneş ışığı alır, yani her zaman karanlık değildir.
***
yer'den bakıldığında, güneş'e göre olan konumuna bağlı olarak çeşitli evrelerde görürüz ay'ı. bu evreler yeniay, hilal, ilk ve son dördün, şişkin evre ve dolunay olarak adlandırılır. şişkin evreyi günlük hayatımızda pek kullanmıyoruz.
yine yer ve güneş ile olan konumuna ve uzayda bulunduğu doğrultuya bağlı olarak dönem dönem ay tutulması denen olayı da gözleriz.
***
kütle çekim kuvvetiyle birbirine bağlı cisimler, birbirleri üzerinde çeşitli etkilere neden olur. bunlara tedirginlik etkisi diyoruz. ay'ın yer üzerindeki tedirginlik etkisi, gelgit olayına neden olur. bunun dışında herhangi bir depremle ya da tektonik olayla ay'ın bu etkilerinin bir ilgisi olduğuna ilişkin pek bir kanıt yoktur.
***
ay'ın nasıl oluştuğuna ilişkin çeşitli kuramlar öne sürüldü tarih boyunca. bunların içinde şu an için sadece 1 tanesi kabul görüyor, çünkü yapısında bulunan element içeriği ve bolluğu, yörüngesinin ekliptik düzlemi ile yaptığı açı gibi birçok özellik bu kuramla açıklanabiliyor. buna çarpma-fırlatma kuramı diyoruz. bu kurama göre yer, oluşum aşamasındayken mars boyutlarında bir başka cisimle çarpışmış ve çarpışmadan geriye kalan parçalar ay'ı oluşturmuştur. detaylara girmiyorum.
***
uydumuzun üzeri regolit denilen, incecik kum benzeri bir tabakayla kaplı. bol miktarda da krater var üzerinde. güneş ışığını yansıtma kuvvetinin bir ölçüsü olan albedo değeri oldukça yüksek olduğundan geceleri kendisini oldukça parlak görüyoruz.
belirgin bir manyetik alanı ve dikkate değer bir atmosferi yok.