1. Frank herbert tarafından yazılmış 6 kitaplık bilimkurgu serisi. Ayrıca ilk kitabın ismi. 1965 yılında ilk kitabı yayınlanmış.
    Çok geç tanıştım bu seriyle fakat Daha ilk kitabın başlarında olmama rağmen kendisine bağladı beni. Akıcı ilerliyor ve hiç sıkmıyor. Olaylar nasıl gelişecek diye merak ediyorum.


    #29833 Trafalgar | 8 yıl önce
    0roman 
  2. muhteşem bir real time strategy oyunu. günümüz rts'lerinin atası desek çok da yanlış olmaz. nitekim ya warcraft ile aynı dönemde çıktı, ya da warcraft'tan bile önce çıkmıştı. rts denildiğinde ilk aklıma gelen oyun bu yüzden kendisi.
    #29838 larden loughness | 8 yıl önce
    2video oyunu 
  3. ithaki yayınları tarafından yeniden çevrilip yayınlanan seri. şu sıra üçüncü kitapta. devamı bekleniyor. www.ilknokta.com/...
    #57534 laedri | 7 yıl önce
    0roman 
  4. Denis Villeneuve tarafından yeniden beyaz perdeye aktarılacak film/kitap serisi. ilk film iki part şeklinde çekilecekmiş. Filmin basit içeriğini yönetmenin kendi sözleri ile aktarayım; “star wars’un yetişkinler için olanı” :))
    #100765 Trafalgar | 7 yıl önce
    0film, roman 
  5. Filmi hakkında ön bilgi sahibi olmak isteyenler için;


    screenrant.com/...
    #111847 Trafalgar | 6 yıl önce
    0film 
  6. imdb’ye göre
    Jason momoa; duncan idaho
    Josh Brolin; gurney halleck
    Javier bardem; stilgar’ı canlandıracakmış. Sabırsızlıkla beklediğim bir filmdi, şimdi iki kat sabırsızım:)
    #128046 Trafalgar | 6 yıl önce
    1film 
  7. 1984 yapımı filmi için şöyle bir podcast var;

    www.scifionscreen.com/...


    Bunun haricinde kişisel yorumum; 1984 yapımı dune’un romanla alakası yoktur, klasik bir space opera’dır. Bugünün şartlarıyla değerlendirmek her ne kadar yanlış olsa da, keşke çekilmeseymiş dedim izledikten sonra. Nerede kitaplarda anlatılan, nerede film...

    Ama soundtrackleri güzeldir. Hemen link bırakayım;

    m.youtube.com/...
    #157858 Trafalgar | 6 yıl önce
    0film, roman 
  8. Bu sene çıkacak filminin logosu yayınlanmıştır.

    ibb.co/...
    #171738 Trafalgar | 5 yıl önce
    0film 
  9. 'in çıkış albümü. 10 nisan 1993'te sınırlı olarak çıkmış ve tozu dumana katınca 27 nisan 1993'te tekrar piyasaya sürülmüştür. 10 mayıs 1993'te de listesinde birinci sıraya oturmuştur.

    henüz gruptan ayrılmadığından davullar onundur. ayrıca 'nun da davul konusunda katkıları olmuştur.

    çıkış şarkısı olan dune'un canlı performansı:

    www.youtube.com/...

    0müzik albümü 
  10. Teaser’ı sinema salonlarında gösterilmeye başlanmış. ❤
    Esas fragman ise 9 eylül’de.

    şöyle bir göz attım teaser’a ve herkes aşırı iyi görünüyor yaa. bence bekleneni verecek gibi.
    #190351 Trafalgar | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    0film 
  11. Trailer yayınlandı ❤ Ve ben çok sevdim!

    youtu.be/...
    #190894 Trafalgar | 5 yıl önce
    0film 
  12. cennet gibi bir gezegenden çıkıp aşırı kurak ama uzayın en değerli maddesini içeren bir gezegende geçen olayları anlatan kitap, kitaplar. ilk 4 kitabını bitirerek bilim-kurgu camiasına uzun yıllar sonra tekrar adımımı attım. diğer kitaplarının başka yerlerde geçiyor olması muhtemel.

    tavsiye edebilirim. üçüncü kitaptan sonra alt metni ve çözümlemeleri daha iyi deniyor. toplamda 28 adet kitabı var diyorlar. ana seri yanılmıyorsam 6 kitap.

    children of dune ile ilgili:

    devasa bir kitap serisinin basım tarihine göre 3'ncü, kronolojik sıraya göre 24'ncü kitabı.
    ilk filmde görmeyeceğimizi düşündüğüm ve umduğum kitaptır. hatta ilk kitap öyle dolu ki rahat seri film çekilir buna yer kalmaz diye düşünmekteyim.



    -- spoiler --


    paul muad'dib atreidesin evlatları ii. leto atreides ve ganima üzerine ufak ufak odaklanan, bir yerden sonra tamamen ii. leto üzerine yoğunlaşmaktadır.

    gurney halleck'in basilet çalmasına bu kitapta pek az rastlanmaktadır.

    ii. leto altın yola doğru keşfe çıkar, bu yolda kaçtığı bahar transına zorla sokulur. bu yakalanma ona iç dünyasını esir etmesine olanak tanır. yine de antik zamanlardan kalan harum'un oldukça baskın, akıllı, ağır başlı ve güvenilir olması beni şaşırtmaktadır. bir önceki şeyh hulud sanki.

    vaizin sırrı çözülür, kitap bitip diğer kitaba geçilirken yine seride genelde olduğu gibi büyük olaylar ve savaşlar anlatılmaz. ii. leto imparator tengri olur ve 3 bin yıllık süreç diğer kitabın içerisinde olaylar ve anılar içerisinde eritilecektir.


    -- spoiler --

    #192924 mimar | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    7roman 
  13. Seriyi hiç okumadım. Filmini izlemiştim ve hoşuma gitmişti. Ancak kitabını okuyanların ekseriyeti filmini hiç beğenmedi. Şimdi yeni bir serisi çekiliyor. Kitabı okumadığımiçin çekilen seriyi değerlendiremem ama umarım apple tv+'ın "foundation" rezilliği gibi olmaz
    #192984 fiski at boku demek | 4 yıl önce
    2film, roman 
  14. Kasım 2021'e ertelenen yapımdır gün itibari ile. Pandemi sebebiylr beklenen bir şey olsa da, kasım 2021 biraz fazla uzak gözüküyor.
    #193154 the beatles | 4 yıl önce
    0film 
  15. dune bilim-kurgu olarak başlayan ama giderek "galaktik imparatorluk nasıl yönetilir", "din nasıl bir kavramdır", "insanlar neden karizmatik liderlerin peşinden gider" gibi sorulara evrilen bir eser. bu anlamda ben ortodoks bir dunecu olarak sadece frank herbert'ın yazdığı kitapları esas kabul ediyor, diğer "eser"leri çok da sallamıyorum.

    türkçe'de ise sanıyorum 2-3 yayınevinden çıksa da aranıp ısrarla bulunması gereken baskının sarmal yayınevi olduğunu düşünüyorum. ama tabii ki en temizi orjinalinden okumak.
    #193222 kissingerinpaltosu | 4 yıl önce
    0roman 
  16. tarafından yaratılan bilim kurgu serisi, hatta destanı. Yazar gazeteci olarak doğu ülkelerinde bolca zaman geçirmiştir, seride geçen baharat, fremen halkı, zensünni inancı gibi bazı kavramlar, yazarın doğu halklarının mistik ve egzotik yönlerinden etkilendiğini çıtlatır.
    #194574 taro | 4 yıl önce
    0roman 
  17. ertelenme haberi sinemada izleme umudumu artıran film.
    #195923 palimpsest | 4 yıl önce
    0film 
  18. "Korkmamalıyım. Korku akıl katilidir."

    İçinde adlı bir sığınak bulunduran bilim kurgu destanı.
    #234716 taro | 4 yıl önce
    0roman 
  19. 1984 yapımı film değerlendirilecek olursa; 1/4 , 1/4 , 1/4 ve 1/4 . filmin havası başlarda 1980 yapımı 'u hatırlatsa da zamanla bu etki kayboluyor ve anlatı aslında oldukça dar bir çerçevede ve sürekli teatral bir atmosferde, ve arasındaki ilişki etrafında dönüyor; ki yarattığı etkiler açısından spice, ile büyük benzerlikler gösteriyor. yine film, "padişah" imparator 4.saddam, çöl bedevilerini andıran lerin kurtarıcısı bir mehdi olarak gibi karakterler ve spice'in kaynağı arrakis ile ırak'ın isim/telaffuz benzerliği üzerinden de bence ciddi oryantalist göndermeler içeriyor. eğer bu açıdan ele alırsanız da spice aslında bir doğal kaynak olarak petrol ile benzeşirken, paul atreides de 'ye yakınsıyor.

    ayrıca;
    Flash Gordon and Dune Offered Secular Biblical Epics for the 1980s
    www.escapistmagazine.com/...
    #266496 you are no longer prisoner of fate | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    4film 
  20. filmi dün vizyona girdi, vizyona girdiği gibi aynı anda malum ortamlara 4k haliyle de düştü. (çünkü hbo max'te de aynı anda gösterime sunulduğu için korsan işini oradan çözdüler...)

    açıkçası neredeyse nefessiz izledik, filmin ne ara bittiğini anlamadık, çok ama çok güzel yapmışlar, her oyuncu şiir gibi oynamış rolünü, ortamı çok güzel yansıtmışlar, film boyunca susuzluğu, çaresizliği, yalnızlığı, sıcağı ve rüzgarı hissettik.

    çok beğendiğim bir film uyarlamasına sahip olan roman serisi, romanları ikişer kez okudum, filmleri kim bilir kaçar kez izlerim artık.
    #269088 taro | 3 yıl önce
    0film, roman serisi 
  21. Romanı okumamış bir izleyici olarak değerlendiriyorum.

    Birkaç aydır, sevdiğim takip ettiğim bir yayıncı sayesinde yükseldim filme, normalde ota boka eleştirecek birşeyler bulan adam vay efendim şöyle iyi böyle güzel, vizyondan çıkana kadar her hafta giderim muhtemelen vs diye hypladı. Bugün sinamada izleme fırsatı buldum, imaxte izlemeyi düşünüyorduk fakat saatler uyuşmadığından 3D izleyebildim.

    Filme gitmeden önce ne yazmışlar ne çizmişler diye bakındım ve salona ve gösterim şekline göre sesten ve ışıktan şikayetçi olan kimseler haricinde öyle olumsuz bir yoruma denk gelmedim, aksine hep iyi yönlerine değinilmiş filmin, e haliyle film hakkında olumlu düşünerek gittim.


    -- spoiler --


    Film romandan esinlenilerek yapıldığından fikir olarak tabiki 1965 yılında yayımlanan bir eserin ideolojisini konu ediniyor, kültür gelişmiş toplumların mihenk taşı ve onbin yılında dahi teknolojik gelişmelerin yanında varlığını sürdürebilmiş ve son derece apollenik öyleki estetik olarak dikey mimari ve karakter kıyafetlerinde bunların yansımaları mevcut, söylem olmanın yanında fiziksel olarakta kutsal olan ve karakterlerin direk bu kutsal gücü kullanarak bir takım eylemler gerçekleştirebildiği ütopik bir evren, son derece gelişmiş bir imparatorluk ve beraberinde demonik güçlerin bile aynı semavi dinde oldugu gibi gaybden bilgi getirenlerle bir anlaşması var.

    Çöl dedik bedevi kültürü dedik, kutsal hurmasıydı örtüsüydü töresiydi ahir zamanı mehdisi falan direk semavi din mitlerinden alıntılarla ilerliyor, zaten mehdi olduğu düşünülen atreides bile fremenleri görünce çomar muamelesi yapıyor. Sonra fremen liderlerinden birisinin masaya tükürmesi falan bildiğin çöl maymunudur bunlar demişler, kızları güzel olur rüyalarınıza girer fakat eğitimsiz köpektir bunlar gibi bir bakış. Aslında filmin en amerikan kısmı burası yani öyle bir döneme denk geldiki rahatlıkla dune gezegenini afganistan olarak düşünebilirsiniz.
    Zaten böyle düşününcede pek yorumlayası gelmiyor insanın.


    -- spoiler --


    Görsel açıdan tam olarak ne izledigimi bilmiyorum, yani atmosferi güzeldi fakat sinema salonundan mı yoksa gözlüklerden mi ben pek secemedim, kesinlikle evde tekrar izleyeceğim, muzikler inanılmaz güzel yedirilmiş bayıldım, ne zaman başladı ne zaman bitti farkına varmadım diyebilirim, uhrevi bir havası var hatta birisi çağrı filmi benzetmesi yapmıştı bence çok doğru bir tespit olmuş.

    Sonuç olarak vizyondan çıkmadan kesinlikle gidip sinemada, imkan varsa imax'te izlenmesi gereken atmosferiyle, muzikleriyle baş döndüren şahane birşey olmuş bu.


    #270125 isthatnotokey | 3 yıl önce
    0film 
  22. 'in senaryosunu yazıp yönettiği 1984 yapımı ve 'ün yönettiği 2021 yapımı filmlerin ortak adı. villeneuve, 'dan beri 3-4 yıldır mağarasındaydı. geri dönüşü güzel olmuş ama 'ın yolundan gidip 'ın serisinin ilk romanını parçalaya parçalaya çekecek gibi görünüyor. "2 bölümde bitiririz" diyordu ama 3 ve 4 bile olabilir bence.

    yeni filmi izlemeyi ertelemiştim. lynch'in halâ bol bol övülen filmini de izlememiştim. ikisini üst üste izleyerek hem ilk romanı hafızamda netleştirmek istedim hem de 2 film arasındaki neredeyse 40 yıllık farkları net bir şekilde görebileyim diye düşündüm. gözlerim yerinden çıkaydı da lynch'inkini izlemeyeydim. "dönemine göre rererö" diye diye 40 yıl beynimizi kemirmişlar be. ve 'in olumlu eleştirilerinden başı dönmüş lynch de kafasına göre çekmiş. henüz 15. dakikasında "lynch'in acemilik eseri olabilir bu anca" diye düşünmüştüm, filmin sonunu da zor getirdim zaten.

    not: iki filmle ilgili de baya yazdım. spoiler olup olamayacağını da kestiremedim. en azından ilk romanı okumuş olanlar girdinin bundan sonraki kısmını okusa daha iyi olabilir. iki filmi de izlediyseniz, zaten sizin için spoilerlık bi' şey yok aşağıda.

    lynch'in yaratmaya çalıştığı evrendeki gezegenler bile villeneuve'ün yaratımından çok farklı. kaitan olmuş satürn, yeni filmde ise durum bu . mevzusu da tam bir epic fail. villeneuve, kalkanın nasıl delinebileceğini, seyirci böyle bir şeyle ilk kez karşılaştığı anda apaçık gösterirken, lynch kalkanlı caladanlıları birer transformers yapmış. görsel efekt mevzularına girersek lynch'i daha çok eleştiririm ve bu haddime değil. romanın işlenişine geçeyim, ki bu noktada lynch'in herbert'tan değil, tamamen kendi hayal gücünden esinlendiğini düşünmekteyim.

    lynch, dune'u filmleştirirken "ben kafamda yarattığım dune'u çekeceğim, herbert'ın yarattığını değil" diye düşünmüş olmalı ki, ne caladan ne giedi prime romandakine benziyor. lynch'in vermek istediği mesajın "dune hepinizin içinde, sadece yazılan değil" gibi kof bir sınıra çekilebileceğini düşünmüyorum tabii. bunun yerine, lynch serinin en az 1 romanını okumuş olanların anlayabileceği ayrıntıları kendi hayal gücüyle birleştirip ortaya koymuş. böylece ne herbert'ı ne de dune'u bilen seyirci, film vizyona girdiği gibi sinema salonunda izlerken "bu nasıl bi' saykodelik kafa yaae?" diye düşünmüş olmalı. zaten lynch'in "master of surrealism" etiketini almasında dune'un da yeri büyük. baharat kafası, kehanetler, imgelemler, neyin gerçek neyin imgelem olduğu belli olmayan izdüşümler derken, aslında herbert'ın dune'unu değil, lynch'in hayal gücünü izlediğinizi unutuyorsunuz. bu dediğim dune hakkında bir şey bilmeyen seyirci için geçerli. filmin dune'dan esinlendiğini bilen ve seriyi okurken hayal ettiklerine benzer bir gerçeklik görmek isteyen seyirci için bu saykodelik bulamaçın önemi, lynch'in, herbert'ın yaratımına yaklaşmasıyla bir anlam ifade edebiliyor. paul-chani ilişkisinin lynch'in gözünden sadece cinsellik olarak iletilmesinin hatalı olduğunu da bence sadece seriyi okumuş olanlar bir argüman olarak ortaya atabilir. diğer taraftaki seyirci zaten bunun romantik bir ilişki olduğuna hemen inanmıştır. özetle; lynch, dune'u bilmeyen seyirciyi kapı dışarı etmiş, "benim kitlem siz değilsiniz" demiş ama özellikle serinin ilk kitabının etkisini yıllarca üzerinden atamamış olan okurların herbert tarafından zihinlerinde oluşturulan evreni de elinin tersiyle iterek kendi bildiğini okumuş. burada bir tutarsızlık var. villeneuve, kendi dune'unda, seriyi bilmeyenlere her şeyi bilal'e anlatır gibi oldukça kötü bir romantizm ve hollywood etkisiyle anlatıp kitlesini genişletirken, herbert hayranlarını önemsememiş; lynch ise hem genel seyirci kitlesini kapı dışarı etmiş hem de hayranların okuduğundan farklı bir evren çizmiş. villeneuve'ün bakış açısı hollywood modernizmi ve popülizmine sırtını dayasa da, öyle ya da böyle tutarlı görünüyor bana ama lynch'in ne ak ne de bok diyen anlatımını lynch hayranlarının bile çözümleyebileceğini düşünmüyorum.

    villeneuve, kurgu açısından ve benzeri bir seri inşa etme yolunu açmış gibi görünüyor. ilk dune filmini lynch çekmemiş olsaydı, bu serinin çok daha önce çekilebileceğini düşünüyorum. '90'larda başlanıp şimdilerde sonunun getirilmesi beklenen efsane bir seri olabilirdi elimizde. bu fırsatın kaçtığını düşünmekle birlikte, günümüzün ve geleceğin teknolojik imkanlarını hesap edince de, dune serisinin ufuk açıcı teknolojik ayrıntılarını şaşaalı bir şekilde izleyebilecek olmamızın olasılığı güçleniyor. 1984'te 40 milyon dolar gibi devasa bir bütçeyle çekilen lynch dune'u ile pandemi koşullarında 165 milyon dolara mal edilmiş villeneuve dune'u arasında sadece görsel efektler açısından değil; kurgu, oyunculuklar, hikaye gelişimi, can alıcı sahne sekansları açısından da korkunç farklılıklar var. 'in berbat mimikleri ve abartılı tepkileri paul-jessica ilişkisi hakkında hiçbir şey öğrenememize yol açarken, 1993'te beyin tümöründen hayatını kaybeden 'ın oldukça yüzeysel oyunculuğu da gibi aşmış bir karakterin silikleşmesine neden olmuş. 2012'de vefat eden 'in canlandırdığı, ekrandan taşarcasına karikatürize edilmiş " the beast"'i ve 'in ana karakterlerin bile önüne geçen feyd'i lynch'in hayal gücünün ne kadar geniş olabileceğini gösteriyor ama herbert'ın yaratımıyla birlikte düşündüğümüzde temeli çarpık ve alakasız ayrıntılar olmalarını engellemiyor. yan karakter cenneti olan herbert'ın dune'unun lynch'in elinde ana karakter yoksunluğuna itildiğini düşünüyorum. zaten 'ın başrolü de fazlasıyla eğreti ve üzerine oturmuyor hiçbir sahnesinde. 15 yaşında olması gereken karakter 25 yaşından küçük göstermiyor ve davranmıyor. jessica sanki annesi değil, eşi gibi. neresinden tutsam elimde kalıyor film ya, daha fazla eleştirmeyeyim.

    önce serinin en azından ilk kitabını okuyun, ardından istediğiniz filmi izleyin bence. eğer serinin tamamını okuduktan sonra beyazperde yolculuğuyla ilgilenmek isterseniz, aşağıya birkaç öneri bırakayım; onlardan ilerlersiniz:

    - frank herbert's dune (2000): 3 bölümlük mini dizi. ve gibi iyi isimler var kadroda. 2 emmy ödülü de var dizinin. kostümlere ve görsel efektlere pek takılmazsanız, genelde ilk kitabı odağına alan bu diziyi izleyebilirsiniz.

    - children of dune (2003): serinin 3. kitabının 3 bölümlük mini dizi uyarlaması. ve da kadroda. oyunculukları deli gibi eleştirilmiş bir dizi bu ama herbert'ın romanına doğrudan bağlı kalmasıyla da takdir edilmiş.

    - jodorowsky's dune (2013): 'nin lynch'ten yaklaşık 10 yıl önce çekmeye yeltendiği ama başaramadığı filmin belgeseli. kendisi filmi 14 saat olarak çekeceğini de sonradan açıklamış. tabii ki bunu da başaramamış. görsel efekt dizaynından herbert'ın dune'unun ne ifade ettiğine kadar serinin çözümlemesini de yapan müthiş bir belgesel bu. önce 6 romanı okuyup ardından izlemek lazım. ben merakıma yenik düşüp ilk yarım saatini izlemiş, ardından "seriyi okumam lazım" diyerek devamını getirmemiştim.
    #271771 lake of the hell | 3 yıl önce
    0film 
  23. Tam bir denis villeneuve filmi, ne eksik ne fazla. İzlerken bol bol arrival, blade runner geldi gözümün önüne. Sanki yıllarca bunun için hazırlık yapmış villeneuve..

    Dune tabi benim görsel hafızamdaki yerini doksanların başında çıkan (Amiga dışında çıktı mı bilmiyorum) video oyunuyla aldığı için villeneuve'nun yarattığı dünya beni kalbimden vurmadı, ki bu çok sık olur. Gene de renk paletinde biraz daha george miller sarısı olsa mıydı demeden geçemiyorum. Bunula birlikte kusursuzca yakın bir görsellik sunmuş film kendi içinde.

    Genelde villeneuve hikayesini Bilale anlatır gibi anlattığı için dune külliyatı doğru ellerde perdeye gelmiş bana kalırsa. Bu dil içinde bürokrasinin nispeten az olması eksikliğini çektiğim tek yön olsa da film çok çok iyi, hatta son yıllarda izlediğim en akıcı filmlerden birisi teknik olarak.
    #278218 fly | 3 yıl önce
    0film