alman doom/death/senfonik metal grubu. şarkılarında ortaçağ melodilerini çokça kullanırlar. klasik müzikle de harmanlar, koro eşliğinde icra ederler. internet sitelerine baktım da zaten kendileri de yaptıkları müziği "klasik müzik, ortaçağ müziği ve metalin büyüleyici bir karışımı" diye tanımlamışlar. ne de güzel tanımlamışlar. büyüleyici müziklerini büyüleyici bir brutal vokalle tamamlar solistleri. türkiye'ye sık sık gelirler konsere. albümleri sırasıyla;
and thou shalt trust... the seer (1997)
awaking the centuries (2000)
eppur si muove (2004)
tales of ithiria (2008)
bilet fiyatlarının %50 artması ve üstüne (en azından ankara'da) leş bir mekanda * konserini düzenlemesiyle üzen grup. nerede çıkacaklarını kim ayarlıyor bilemiyorum gerçi, ama hiç değilse ses sistemi düzgün bir yerde karar kılarlar umarım önümüzdeki sene.
19 ocak 2019 tarihli milyon performance hall sahnesinde izleme imkanı bulduğum doom/death/senfonik metal grubu.
@keltox'un son dakika denebilecek kıvamda pasladığı biletler sayesinde, hanımla birlikte koşa koşa gittik, kapı açılışından bir saat önce sıradaki yerimizi aldık bekledik. milyon performance hall'ün jolly joker gibi "sahne önü bistro" saçmalığına girmemiş olduğunu görmek güzel oldu. sağ kanattan ufak ufak ilerleyip en ön safa kadar geldik bu sayede haggard sahneye çıkmadan önce.
mekandaki ses sistemi biraz sıkıntılı olsa da haggard'ın 10-12 kişilik bir ekip olarak gösterdikleri performans herkesi coşturmaya yetti. ayrıca konser sonrasında bazı grup üyelerinin seyircilerin arasına katılması ve mümkün mertebe herkesle fotoğraf çekilmeye özen göstermeleri taktire şayan bir hareketti benim gözümde.
Geçenlerde facebook'taki resmi sayfalarında kendilerine neden yeni albüm çıkarmadıkları ile ilgili bir yorum yazan hayranlarını "2021" yazıp göz kırpma ikonuyla cevapladılar. O günden beri ara ara resmi sitelerine bakıyorum ama hala konu ile ilgili bildirilmiş bir haber yok, kendi ağızlarından 2021 tarihi verildi artık, bekliyoruz.
yaptıkları müziği beğenmediğim grup. öncelikle kesinlikle bir pürist olduğumdan beğenmiyor değilim. tam tersine müzikte yeniliğin, deneyselliğin, gelişigüzelliğin her zaman olması gerektiğini savunurum. ancak, 'senfonik metal' bence problematik bir alt tür. bu tür therion'un vovin ve theli albümleriyle doğdu esasen. o albümlerle pek bir sorunum da yok, çünkü albümlerin dizaynı güzel. belli bir sanatsallık var. bunu büyük oranda işledikleri okült temalara borçlular aslında. benim kafamdaki senfonik metal tanımına uyuyorlar. ancak haggard'ın müziğine katlanamıyorum. bir kere müzik sandıkları gibi sert ve karanlık değil. tüyler ürperten değil. kendi adıma konuşuyorum, bir kere growl yapan abi bu işte başarılı değil. müzikleri bir yere varmıyor. albümlerin dizaynları berbat. hiçbir zaman yıldızım barışmadı.
rahmetli roland dyens, fuoco'yu çalarken bana göre haggard'ın hiçbir zaman ulaşamadığı 'sertliğe' ve sanatsallığa ulaşıyor. ve dinlerseniz göreceksiniz ki müzik bir yerlere gidiyor yahu.
haggard'ın müziğine geniş bir perspektiften baktığımda gördüğüm şey yalnızca kaos ve anlamsızlık. yine kendi adıma konuşuyorum, sanatsal şeylerin çok yoğun olmaması gerektiğini savunurum. elegant olmalı. altı çizilen bir tema olmalı. sade ve temiz olmalı müzik. bunlar benim kendi kıstaslarım. haggard hiçbirine uymuyor bunların. elegant değil müzik. aşırı yoğun ve albüm bittiğinde sanki bir tencere ağır yemek yemiş gibi hissediyorum. orda keman, burda soprano, arkada growl yapan herif, önde sağda klasik gitarlar, solda elektro gitarlar power chord basıyor, arkada bas umarsızca mix'e girmeye çalışıyor. ha bir de davullar var.