göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı. madenler dövülürken sıçrayan ince, ufak parça. metal veya toprak eşya kenarlarında bulunan pürüz.
"Bütün uzaklar iki kirpik arası bitmiştir."
-Şükrü Erbaş-
1.
Ellerinde cebini unutan adam!
Er çalan duvar saati çirkinse zamana
Adım uzunca saklaşıyor ağzında
Suya defne yaprakları düşsün içindi
Naftalin, kalplerimize alışsındı
-odalardan korkmaktı fiil
eve, ikiye açılan yalnızlığa sürmekti hayvanı
Sana özendim bir berber çırağı nasıl
korkuyorsa öyleyim saçlarına
Silahsız, kirpiksiz... kirpiksiz ve silahsız...
Hiçbir kireçte şiir yok, yaz defterine
Korkak harflerle kamaşan dizeler uzatıyor yarayı
pansuman yapıyor salı!
2.
Susmaktı demek odalar, unutulan lambalar...
evden dökülüyorum
yirmi altı harfi de küstürüyorum sen kal
gitmek sabahsa uyuma hiç.
Göğü bekleyen dudaklarımla öpüyorum sesini.
Tozdu eskiyle biriken
nasıl bir yaraysa şimdi
ölüyorum kirpiklerinin gürültüsünden.