şarkı sözü hırsızlığı yaptığı ortaya çıkmış, beni derin hüzünlere gark etmiş grup.
grubun en sevdiğim şarkılarından biri olan hallowed be thy name'in sözlerini meğersem beckett'ın Life’s Shadow şarkısından araklamışlar.
beckett'ın menajeri gruba dava açmış. iron maiden ise davadan vaz geçmeleri için 550 bin sterlin ödemeyi teklif etmiş. teklif kabul edilmeyince 900bine yükseltmişler ama yine ı ıh, kabul edilmemiş. bu daha da bi küçük düşürücü olmuş yahu.
bakalım dava nasıl sonuçlanacak..
işte beckett'ın life's shadow şarkısının sözleri:
....
Mark my words my soul lives on
Please don't worry cause I've have gone
I've gone beyond to see the truth
While I consider my new - (youth)
When your time is close at hand
Maybe then you'll understand
Life down there is just a strange illusion
....
aha bu da hallowed be thy name'in arak kısmının sözleri:
....
Mark my words, believe my soul lives on
Don't worry now that I have gone
I've gone beyond to seek the truth
When you know that your time is close at hand
Maybe then you'll begin to understand
Life down here is just a strange illusion
....
bu grup ismini tarihi 14. yüzyıla kadar giden bir ortaçağ işkence aracından alıyor. ilk kez almanyada kullanılmış. ortaçağlar boyunca bütün avrupada insanlara eziyet etmek için kullanılmış. insan boyutlarında, insan biçimli metal bir kutu. iç yüzü ise çividen irice metal kazıklarla dolu. küçükken annelerimiz bizi iğneli fıçı diye bir şeyle korkuturdu, ne olduğunu bilmezdik ama korkardık. iğne kendi başına korkutucu bir şeydi zaten. o da buna benzer bir şeydi sanırım. iron maidenler avrupanın muhtelif kentlerinde bulunan işkence tarihi müzelerinde görülebilir. şöyle bir şeyler. www.wiki-zero.com/...www.wiki-zero.com/...
the book of souls'un ardından 5 yıl geçti. adamlar yaşlandı, albüm araları da gitgide uzadı. the final frontier ve the book of souls arasında da 5 yıl var. bu albümler arasında geçen zamanı birer birer arttırıyorlar ayrıca. 3 yıl, 4 yıl, 5 yıl... sanırım 2021 yeni albüm için mantıklı bir zaman dilimi. lakin ortada adam akıllı bir "yeni albüm müjdesi" falan da yok. birileri ölüp gitmeden son bir albüm patlatsalar fena olmayacak. şaka maka nicko falan 70'e merdiven dayamak üzere...
burada tek tam puan alamayacak albüm No Prayer for the Dying'dir herhalde. yine de harika şarkılar içerir. gerçi efsane powerslave'de bile 'The Duellists' gibi bir saçmalık var, nazar boncuğu onlar.
bunların gazıyla önceki iki albümülerini de ezberlemiştim çocukken
iron maiden (1980)
killers (1981)
daha yakından takip etmeye başladığımda bruce çoktan gruptan ayrılmıştı. blaze bailey diye yine süper bir vokal aldılar ama bu iki albüm sanırım bir kaynaşma dönemine denk geldi ve biraz aceleyle çıktı. iki ters bir düz, bazıları hiç pişmemiş şarkılarla doldu
the x factor (1995)
virtual xi (1998)
bruce dickinson'un solo döneminde balls to picasso (1994) ve the chemical wedding (1998) kayda değer albümlerdendir. yalvar yakar, çocuk kafasıyla büyülenmeye hazır gittiğim The Chemical Wedding konseri benim için hayalkırıklığıydı. sanırım bruce da "olmuyor bu iş" havasındaydı ve ertesinde gruba döndü. olan bailey'e oldu. woflsbane mi ne, o eski grubunu hiç bırakmasaydı daha fazla yükselebilirdi. onu da konserde izledim, herif hayvan gibiydi. tüm çabasına ve konserlerdeki inanmış coşkusuna bakarsak asıl hayalkırıklığını o yaşamıştır.
bu noktada maiden takibini bıraktım. benim için maiden ilk 20 yılıdır. şimdi üzülerek görüyorum ki bunun da üzerinden 20 geçmiş. bu son dönemden aklımda the reincarnation of benjamin breeg dışında şarkı kalmamış. ha albümleri dinlesem elbete 3-5 tane daha hatırlarım.
özellikle şunun hakkını vermek lazım, müzik kariyeri ara sıra -ve hatta sık sık- iyi besteler yapmaktan, prodüktörler bulmaktan ibaret değil. profesyonel müzikte bu işin yarısı bile değil. yetenekli insanları dinleyip "şu eleman neden efsane olmadı" sorusunu soranlar bunu atlıyor çoğu zaman. bu adamlar doğru ticari hamleler, gurp içi istikrarı 40 sene boyunca toparlamak, pink floyd'un bile yapamadığı şekilde geçmiş yaraları iyileştirebilmek, konser performansını bir kere olsun düşürmemek, müzikal çizgisini bozmamak, dede olacak yaşta bile ilk albümün enerjisiyle, sıfırdan başlıyormuş gibi şahlanabilmek konusunda ibret oğlu ibrettir. tekdir.
Bu adamları seviyorum. 35 yaşına geldim; hâlâ birebir 13 yaşımdayken aldığım keyfi alıyorum. Çünkü bütün şarkıları birer hikaye anlatıyor ve neredeyse her şarkılarının bir hikayesi ayrıca var bende :) Yeah yeah yeaaaah Hallowed be thy name! :)
stratton 'un çaldığı tek albüm. albüm sonrası kendisine yol verilir. nicko mcbrain 'de yok görüleceği üzere, clive burr vardır davulda. albümdeki parçalar :
1998 yılında çıkarttıkları virtual xi albümleri, tüm albümleri arasında en az beğenileni olmasına rağmen benim en sevdiğim albümleri olan ingiliz heavy metal grubudur.
heavy metal dünyasının tanrılarını içinde bulunduran bir pantheon gibidir. uzun yıllar boyunca çeşitli vokallerle çalışmalarına rağmen bruce dickinson , vokal konusunda iron maiden ile özdeşleşen isim olmuştur; buna rağmen 1994-1999 arası grubun vokalini üstlene blaze bayley'in benim için yeri ayrıdır.
maskotları sevimli eddie. tüm albümleri dinlenesi, tüm konserlerine gidilesi, tüm dvd'leri izlenesi; kısacası tapılası grup. türkiyeye (benim için) ilk gelişleri olan 2011 küçükçiftlik park (98'deki gelişleri saylanmaz, bruce'suz iron maiden mı olurmuş) konserinde içerdeki kalabalığın aynından dışarıda da toplanmıştı ve tezahüratları bizim sesimizi bastırıyordu. bruce o zaman "bi dahaki gelişimizde daha büyük bi yer seçin, bakın sevenlerimizin yarısı dışarıda kalmış" demişti. 2013 yılında inönü stadına geleceklerini duyunca helal olsun amcalara demiştim. evet amca mamca, ama hala 10 numara performans.
the book of souls albümü çıkmadan evvel şöyle yazmışım:
"yeni bir albüm geliyormuş deniyor. e artık zamanı gelmişti, 4 seneyi geçti diyorum ama şu an için tamamen söylentiden ibaret bu yeni albüm. hatta fazla zorlama bi söylenti olmuş bana göre. mevzu şurdan çıkmış; fan club üyelerine yeni yıl tebriği göndermiş bunlar, bi de resim varmış tebrik mektubunda. resimde eddie, "studio" yazılı bir klupte görüntüleniyormuş. işte o resim "iron maiden yeni bir stüdyo albümü için çalışma yapıyor" şeklinde yorumlanmış, meh.."
ben inanmamışım ama doğru çıktı iyi mi, iyi tabi..
Niyeyse en sevdigim albümü no prayer for the dying olan grup. Oysaki yakın tarihinin en başarısız albumlerinden sayılır grubun. Albümler arasında haliyle klas farkı olsa da, en farklı soundun da bu albumde olduğunu, gerçek maiden tarzının aslında bu olduğunu düşünüyorum. Maiden deyince kafamın içinde birden mother russia çalmaya başlar benim, ona hooks in you ve tailgunner eşlik eder. ne fear of the dark, ne de hallowed be thy name misal, ki değil maiden'ın heavy metal'in en iyi şarkılarından birisidir. Demem odurki, maiden tanımak için eşik no prayer for the dying bence.
2 defa canlı izleme şansını yakaladığım yaşayan efsaneler grubu. bruce'un çığlıkları, steve'in manyaklıkları, nicko'nun maymunlukları unutulmazdır ve şahsen en sevdiğim parçaları açık ara afraid to shoot strangers ve mükemmel solosudur. bir gitar konuşur mu? sorusunun tam yanıtıdır, ağlatır, güldürür, dinlemeden uyuduğum bir gün yoktur.
ingiliz heavy metal grubudur. 1975 yılında londra'da 'steve harris' (grubun basçısı) tarafından kurulmuştur. (bkz: iron maiden ) isimli ilk albümleri 1980'de yayınlanmıştır. bu albümde 'running free' ve 'phantom of the opera ' gibi ünlü şarkıları bulunur.
grubun ikinci albümü (bkz: killers ) ise 1981 yılında yayınlanmıştır. 'another life' , 'killers' gibi şarkılarıyla ünlüdür.
ekibe 'bruce dickinson''un da dahil olmasıyla birlikte 29 mart 1982'de (bkz: the number of the beast) albümü yayınlamışlardır. bu albümde de 'the prisoner' , 'invaders' , 'the number of the beast' gibi şarkılar ön plana çıkmıştır.
1983'te (bkz: piece of mind ) albümünü yayınlamışlardır. bu albümde de 'revelations' ve 'the trooper' gibi şarkılar ön plana çıkmıştır.
Bu grubun bütün parçaları sanki tek bir şablon üzerinden yazılmış gibi çünkü hepsi kulağa aynı geliyor. Yani tek bir İron maiden parçası dinleyerek grup hakkında genel bir fikre sahip olabilirsiniz. Ortalama üzeri 2-3 parçası var. Çok çok ciddi vasat bir grup. Sabbath, Metallica gibi onlarca çeşit müzik yapabilen ve rifflerini nepal'in köyünde bile mırıldanabilecek müdavimlerini bulabileceğin ölümsüz işlere imza atmış gruplarla karşılaştırılmasını geçtim çünkü aralarında koca bir güneş sistemi var, Pantera'nın bile çok gerisinde grup. Pantera bile çok yönlülüğünü kanıtlamış bir gruptur. Domination'ı da Cemetery Gates'i de yazabilmiştir bu grup mesela. Judas Priest mesela bunların 2-3 ışık yılı önünde. Iron Maiden müdaviminin müzik zevkine katiyen güvenilmemesi gerektiğini düşünmekle birlikte müzik kulağının da vasat olduğunu fark ettim.
şimdi şöyle ada romantikleri vardır. mesela ali ece gibileri celtic'i tutarlar niye tuttuklarını kendileri de bilmezler öyle tutmuşlardır zamanında, bakmışlardır herkes real, barca, juve, milan ' ben farklı olmalıyım ' dan hareketle kendini rangers'ı celtic'i tutarken bulmuşlardır. bazıları var ki celtic'i falan da tutmaz kesmez onu celtic, rangers gidecek aberdeen'i tutacak. aberdeen'in 78 kadrosundaki mcflemish vardı bilir misin azizim ' oysaki o mcflemish buraya gelse kayseri'de yedek kalırdı. iskoçya ligi bildiğin dandik bir ligdir bakmayın. rangers'ı al getir küme düşmemeye oynar şu haliyle ( geçen lüksemburg takımına elendiler ) ama havası vardır bak :) . ingiliz... üstünde güneş batmayan ülke...kapitalizmin doğduğu yer...elitizm...sherlock...beyefendileri....leydileri...eldiven üzerinden el öptürmeleri...faytonları..öğle çayı, efendime söyliyim o seksi, iç gıdıklayan aksanları hani hakikaten lan noluyoruz bunlar hiç süleyman dayıya, ayşe teyzeye benzemiyor diyorsunuz. neyse esas konuya gelelim bir de bunun müzik alanında romantikleri vardır. iskoç, galli böyle afedersin osuruğunu kaydetse gidip plağını alacak adamlar...bunlarrr işte bunlar var ya benim ömür billah düşmanım bunlar. iron maiden...ya birader bu kadar sicco bir grup o-la-maz. olamaz. 1 tane güzel parçası var gerisi çöp oğlu çöp. yani tamam hani benim armoni geçmişim falan var ama hani normal bir insan da gayet anlar, karşılaştırır diğer gruplarla vs. sokakta gördüğüm her 10 rakçı takılan elemanın 8'inde iron maiden tişörtü var. lütfen kendimize gelelim biz ne yapıyoruz.