ocak ayının ingilizce karşılığı olan bu kelime antik romalıların kullandığı 'januarius'dan gelmektedir. 'januarius' ise kapı ve girişlerin tanrısı janus'un isminden türetilmiştir. aynı zamanda latince'de 'janua' sözcüğü de kapı, ev kapısı, giriş anlamlarında kullanılmaktadır.
anglosaksonlar ise bu ay için kurt ayı anlamına gelen "wulfmonath" sözcüğünü kullanmışlardır. sebebi ise kurtların yılın bu zamanı yiyecek bulamamasından dolayı köylere inmeleridir.
the stories of the months and days - reginald c. couzens (1923)
eskiden aralık ayı için "kanun-u evvel", ocak ayı için "kanun-u sani" adları kullanılırmış. bu isimlendirmeler arapça kökenlidir. "kânun" ateş ocağı, fırın anlamlarına gelir arapçada. hatta kış dönemini ifade etmek için halk ağzında "kanunlarda hava çok soğuk olur." gibi ifadeler yer alırmış (babaannem kullanırdı bu cümleyi). cumhuriyet döneminde ay isimleri değiştirilir. böylece "kanun-u sani" yerini ateş ocağı anlamına gelen "ocak"a bırakır.
içinde ateş yanan yer. örme taş veya tuğladan olur. evin yapı taşı ocak, kalbi ocağın başıdır. hem ısınılır, hem yemek pişer. birincil yeri mutfaktır. büyük ve çok odalı yapılarda ısınma amaçlı odalarda da bulunabilir.
ocak ve içindeki ateş önemlidir. o kadar ki ocağın sönsün diye bir beddua vardır dilimizde.
Eski köy evlerinde ve/veya yayla evlerinde genellikle mutfağın içinde, önü evin içine doğru açık pozisyonda bulunan, ateş yakılarak çeşitli ihtiyaçların giderildiği yer. Eski evlerde genellikle topraktan yapılırdı. Günümüzde ise taş, tuğla gibi materyaller kullanılarak yapılıyor. Günümüzde modern evlerde bulunan ocak ile bahsettiğim ocak arasında çok büyük farklar mevcut. Zira günümüzdekilere ocak da denemez. Şömine daha doğru bir tabir olur.
Yine de köylerde yeni yapılan birçok evde, ocağın vazgeçilmez bir nesne olarak mutfağa konumlandırılmasına devam ediliyor. Kültür yaşatılıyor.
Ocaklar, odun ateşiyle yemek pişirme ve ısınma ihtiyaçlarının dışında akşam sohbetlerinin de olmazsa olmazı konumunda. Ateş yakılır ve çay, odun ateşinin üzerinde demlenir ve ateşin yaydığı ışıkla oluşan loş ortamda sohbet edilir. Yediden yetmişe herkes ateşin başında toplanır. Kimisi türkü çığırır kimi mani okur. Kimi hikaye anlatır kimi gerçek. Öyle ya da böyle tadına doyum olmaz. Yayla ziyaretlerimde defalarca yaptığım ve yapmaktan imtina etmeyeceğim bir sosyal etkinlik. On üzerinden on.
Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile.