ülkeler arası ekonomik, sosyal ve siyasal ilişkilerin gelişmesini, farklı toplum ve kültürlerin tanınmasını, uluslararası ilişkilerinin yoğunlaşmasını açıklayan kavram.
bugün eğer dünyada bir tür yerli ve milli furyası başladıysa, gelişmiş ülkeler dışında gelişmekte olan ülkeler ve diğerleri de özgün teknoloji geliştirebiliyorsa bunun sebebi en temelde küreselleşmedir. batı ve uzak doğu, maliyetlerini azaltmak ve pazarlarını genişletmek için teknolojiyi ve bilgiyi diğer ülkelere taşıdı. bu ülkeler önce çıraklığı öğrendi, şimdi kalfalıklarıyla bir şeyler yapıyorlar, yarın ustalık eserlerini göreceğiz. batı ile ortadoğu-afrika-fakir asya arasındaki fark bir nebze olsun kapanmış görünüyor. bunu da kendileri istedi. gibi geliyor insana evet ama temel mesele şu, hala icat eden, düşünen, kuralını koyan batı, doğu sadece şimdi daha iyi takip ediyor. batının üstünlüğü bu anlamda devam ediyor, fakat doğunun elde ettiği yıkıcı güç, güce açlıklarını düşününce batı için daha tehlikeli olacak ileride. dünya dengeye yaklaşıyor gibi görünürken aslında çatışma riski büyüyor. küreselleşme tek devletli dünya düzeni mi geliyor acaba dedirtirken tam tersini getiriyor gibi görünüyor.
bireyler, ülkeler arasında bağlantıyı/birliği kurmaktan ziyade kutuplaşmayı/ayrışmayı besleyen sürece verilen isim.
güç ya da sermaye sahiplerinin yersiz yurtsuzlaşarak bilgiye/mekana kolay erişimi sağlarken siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik sebepler yerelleri her zamankinden katı bir şekilde yaşadığı yere hapsediyor. oturduğun yerden internetten dünyanın bir ucundaki insana sosyal medya üzerinden ulaşabiliyor olman seni küresel yapmıyor. dünya küresel bir köydür ifadesi bilgiyi/gücü sibermekana taşıyamayan ve bu bilgiden para kazanamayan bireyler için geçerli değil.
giriş kartı ile içeri girilebilen, çitlerle çevrili alanların inşası her zamankinden daha yüksek. adım başı "girilmez" "özel mülk" sadece üyelerinin içeride ne olduğunu görebildiği mekanlara rastlıyoruz. güç sahipleri/seçkinler grubu her gün sayısı gittikçe artan yalıtımlı bir yapılar inşa ediyor. her eğitim öğretim döneminden önce özel okulların yüksek ücretleri tartışma konusu oluyor. dar vizyonlarıyla bazı insanlar o kadar para vermenin "enayilik" olduğunu söylüyor. veliler o parayı verirken fiyat/performans değerlendirmesiyle bakmıyor, hatta en son düşündükleri şey para oluyor. çünkü çocuğunun ve kendisinin ait olduğu sınıfın mensuplarından başka kimseyle iletişim kurmaması için o parayı veriyor. ait olduğu zümrenin gereğini yapıyor. çocuklarını kıtlık bilincine sahip ailelerin çocuklarıyla karşılaşmasın diye o parayı ödüyor. 100 bin olsa bile o parayı yine çekinmeden vereceklerine eminim.
nüfusun geri kalanı yaklaşık %80'i ise tecrit edilmiş ve bu yeni yalıtılmışlığın kültürel, psikolojik, politik bedellerini ödemek zorunda kalıyor. çektiğin fotografı hashtagleyip paylaştın ve bunu da avusturalya'dan biri görüp beğendi diye küreselleşmiş olmuyorsun.
özetle; var ama sana, bana değil. üst sınıfa var. parası olana var. enformasyon çağında bilgiyi sibermekanda işleyebilene var.
kaçınılmaz olmayan kavram. tam anlamıyla kurulabilmesi için tüm ülkelerin ticaret düzenlemeleri ve kanunları birbiriyle uyumlu hale getirilebilmelidir bunu yapmak için de ya küresel bir tek devlet ya da ulus devletlerin kendi içindeki demokrasilerin kalkması gerekir bu da imkansıza yakın bir durumdur çünkü insanlar kendi bağımsız ve güçlü ulus devletinin olmasını her zaman ister.
o yüzden tam küreselleşme şu an için çok da gerçekçi olmayan bir kavram olarak önümüzde duruyor.